Zonguldak’ta, her danışanına ‘neden’ değil, ‘nasıl’ sorusunu soran ve insanların geleceğe olan bakışını değiştiren bir meslek

‘KOÇ’UM BENİM!

Berrak Parmak Yılmaz, Dumlupınar Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama mezunu… Ayrıca uluslararası koçluk firması tarafından koçluk eğitimlerimi tamamlamış bir yaşam koçu. Evli olan Berrak Parmak Yılmaz aynı zamanda Zonguldak’ta bir danışmanlık ve organizasyon firması sahibi.

GEÇMİŞE SÜNGER ÇEKİYORUZ

Zonguldak’ta yeni yeni duyulmaya başlayan ve dünya genelinde yaklaşık 10 yıldan beri özellikle geleceğe emin daha adımlar atmak isteyen kişilerin kullandığı yaşam koçluğunun ne olduğunu ve yaşam koçluğuyla ilgili bilinmesi gerekenleri Halkın Sesi muhabiri Umut Erses’e anlatan Berrak Parmak Yılmaz, “İnsanların geleceğe dair daha emin adımlar atabilmesi için geçmişe sünger çekip yarınlarına yardımcı oluyoruz” dedi.


Umut ERSES: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, Berrak Parmak Yılmaz kimdir?

Berrak Parmak Yılmaz: Dumlupınar Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi ve programlama aynı zamanda Anadolu Üniversitesi İşletme Mezunu 1984 doğumluyum. Hobi olarak başladığım organizasyon işlerliyle birlikte yaşam koçluğu da yapmaktayım. Organizasyon da aynı zamanda insanları anlama sanatıdır, insanların isteklerini daha iyi anlamak amacıyla da yaşam İngiltere menşeli özel bir firmadan yaşam koçluğu eğitimi aldım ve bu alanda da çalışmalar yapmaktayım.

Umut ERSES: Yaşam koçluğu nedir?

Berrak Parmak Yılmaz: Yaşam koçlu enteraktif bir süreç. Doğru ve güçlü sorular dediğimiz soru teknikleri var. Bu sorularla birlikte insanların kör alanlarını fark etmelerini sağlıyoruz. Yaşam koçluğunda yargılama ve akıl verme yoktur. Böylelikle insanların kendini keşfetmelerini sağlar ve bunun aksi olduğunda insanlar kendi gerçekliğini değil akıl aldığı kişinin gerçekliğini yaşar. Bu sebepten ötürü biz insanların duygu ve düşünlerini kesinlikle yargılamıyoruz ve müdahale etmiyoruz. Bunun yerine hedef odaklı planlar yapıyoruz. Aşamalar ve sonrasında insanların nasıl harekete geçmelerini sağlıyoruz. Buda doğru ve güçlü sorularla oluyor. Değişim ve gelişim sürecini izleyip puanlama sistemiyle ölçüm odaklı çalışıyoruz. Örneğin karşımızdaki sağlıkta kendine kaç puan verirsin gibi çeşitli sorular yöneltiyoruz. Koçluk gelecek odaklı bir sistemdir. Geçmiş geçmişte kalmıştır mantığıyla hareket ediyoruz. Geçmişe yaslanmak değil gelece3pin daha iyi olması için nasıl yola çıkılacağını gösteriyoruz. Birlikte kol kola o yola çıkıyoruz ama bu yola girerken ama bana bağımlı bir danışan yaratmıyoruz. Bu yüzden insanların kendi gerçekliğini bulduruyoruz.

Umut ERSES: Koçluğun Türkiye’deki önemi?

Berrak Parmak Yılmaz: Yurt dışında 10 yıllık bir geçmişi var. Bunun dalları da yok. Yaşam koçluğu, ilişki koçluğu, ebeveyn koçluğu, öğrenci koçluğu, yönetici koçluğu gibi bir çok alana yayılabiliyor. Türkiye de aslında bu işi popülist sisteme uğurladılar. Şimdiki koçluğa baktığınızda şunu yap bunu yapma gibi bir koçluk sistemi insanların kafasında oturmuş. Bununla alakası olmayan bir sistem ve bu tamamen bir para sömürüsü. Aynı zamanda o bildiğiniz dadılığa giriyor. Bizim yapmamız gereken seans haftada bir kez 40 dakikayı geçmemeli. En az 3 ay da sürmeli. 7 gün 24 saat devam eden bir süreç olmaz. Yaşam koçluğu ayrıca Resmi Gazete’de yayınlanarak bir meslek olarak gözüküyor. Bu da devletin koçluğa bakışını olumlu yönde baktığını gösteriyor. Büyük firmalar da bunu kullanıyor. Kişisel gelişimini daha çok önemseyen, kendi değerlerinin fakrına varmaya çalışan insanlar bu konuda biraz daha fazla aktif oluyor. Çok yaygın mı derseniz, hiç ummadığınız insanlardan bir şeyler çıkıyor. Bu insan buna zaman ayırmaz diyen insanlar koçluğa daha çok önem verebiliyor. İnsan kendinde bir eksiklik görüyor ama ne olduğunun farkında değil. İnsanların ufakta olsa bakış açısını değiştirmek, hayatta daha farklı yerlere gelmesini sağlıyoruz. Biz insanların başkaların hayatını değil kendi hayatını sağlamalarını düşünüyoruz.

Umut ERSES: Zonguldak’ta yaşam koçluğu ne kadar var insanların bakış açısı

Berrak Parmak Yılmaz: İnsanlar ilgili duyuyor ama ne olacağını bilmediği için biraz daha korkuyor. Daha çok bu yaşam koçlunu zayıflama amaçlı olarak düşünüyorlar. Sağlıklı yaşamanın kurallarını belki söyleyebilirim ama bu sağlıklı yaşama ulaşmak yine insanın kendi elinde. Değişim zorlu ve sancılı bir süreçtir bu süreci kaldırabilmek çok önemli.  İnsanlar bu süreçte yalnız başlarında yola çıktığında bazen yorulabilir umutsuzluğa kapılabilir bu noktada yaşam koçları devreye girer ve bu yolculuğu daha zevkli hale getirir. Motivasyon sağlar ve sonuna kadar gitmesi anlamında destekçi olur. İnandığı şeye ulaşmada destekleyici olur. Yani kendi yaşamınızın kaptanı olun diyoruz. Zonguldak’tan ziyade Çaycuma Bartın ve Ereğli bu konuda çok daha aktif. Talepler daha yoğun. Kent merkezinde fena sağılmayacak kadar danışan var. Fakat dediğim gibi bunu daha çok zayıflama yönünde talepler oluyor. Yaşam koçluğu anlamında istediğimiz ve beklediğimiz sayılarda değil. Bartın, Çaycuma ve Ereğli bu konuda çok aktif. Biraz oradaki okulların da çok fazla etkisi olduğunu düşünüyorum. Kurslarda bu konuda çok fazla talepler oluyor. Oda özellikle çocukların geleceğe yönelik talepleri çok oluyor.

Umut ERSES: Hangi durumlarda yaşam koçluğu etkili oluyor?

Berrak Parmak Yılmaz: Asıl soru şu. Kendiden rahatsızlık duyduğun bir şey mi var? Bundan başkaları değil ama kendin çok rahatsız oluyorsun? Burada başkalarının düşüncesi değil senin düşüncen çok önemli. Değişimi yaşayacak olan insanın kendisi olacağı için başkalarının değil kendinin rahatsız olduğu bir konu olması lazım ve ya bir şeye başlıyor ama sonuna getiremiyor. Bir kopukluk yaşıyor. Bu anlamda başa dönebilirsiniz, yargılamadan ve akıl vermelerden uzak durarak insanın kendisini içindeki çıkartıyoruz. Son dönemlerde herkesin derdi stres. Teknolojinin getirdiği bir yalnızlık ta var. Savaş ve ümitsizlikte de var. İnsanlar güvenecek insan arıyor. Konuşup rahatlamak ama orada kalacağını bilmek istiyor. Bir nevi deşarj olmak istiyorlar. Şöyle yapacaksın böyle yapacaksın denmesinden insanlar sıkılmış olabiliyor.

Umut ERSES: Bir insana sizce neden yaşam koçu lazım?

Berrak Parmak Yılmaz: Ölü Ozanlar Derneği diye bir kitap var. Orada bir söz vardı. Carpe Deam diye. Yani anı yaşa, günü yaşa. Biz anı ve günü yaşamadığımız için, ya geçmişteki acılarla besleniyoruz yada gelecek kaygıları yaşıyoruz. Bu anlamda yaşam koçluğuna gerek var. Bunu tek başına yapabiliyorsunuz güzel ama yapamayanlar için yaşam koçları var. Tek gerçeğimiz hepimizin an. Anı kaçırdığımız için mutsuzluğuz artıyor. Biz acıtasyon seven ve olayın kötü yönlerini göz önüne alıyoruz. Biraz daha pozitif bakmaya, pozitif yorumlar getirmemiz lazım. Pozitif yorumlar yaparsak kendimizi negatiflikten kurtarabiliriz.

Umut ERSES: Sosyal Medyanın işinize etkisi ne kadar var?

Berrak Parmak Yılmaz: Sosyal medyadan daha ziyade aldığımız eğitimlerden öğrendiklerimizi paylaşıyoruz. İşin çok özünü değil gizlilik esasına göre nasihat ve öğüt verdiğimiz için memnun kalan kişiler öneriyor. Sosyal medya hesabımız da yok. Aynı şikayetlerle insanlar hep bir araya geliyor. Yol arkadaşı gibi düşünün. Tek başınıza tatil yerine bir arkadaşla yapmak gibi düşünün.