Köy, mahalle ve kent sorunları konuşuldu

Çukurören Köyü eski Muhtarı Fikri Boz, köylerinde yaşanan sorunları Halkınsesi Gazetesi’ne anlattı: Yaşanan işsizlik nedeniyle köylerindeki gençlerin başka şehirlere göç ettiğini belirten Boz; “Köylerde sorun büyük. Selden zarar gören köy yolları var. Bu yollar bu zamana kadar hiçbir kurum tarafından yapılmadı. Beycuma’ya bağlı Çukurörün Köyü ile Ankara asfaltı arasında 6-7 km’lik bir bölüm var. Özel idarenin bu yollarda düzenleme yapması lazım. Ancak gelip ilgilenen yok. Köy yollarına kaplama bile yapılmadı.  Köyümüz emekli ve madenci ağırlıklı bir köy. Son dönemler de özel ve kaçak ocakta çalışanların sayısında da düşüş var.

Köylerdeki işsizlik nedeniyle gençler Bursa, İstanbul, Çorlu’ya göç ediyor. 1994 yılında köyümüzün nüfusu 900 iken şuan işsizlik nedeniyle göç olaylarından dolayı köy nüfusu 580 kişiye kadar düştü. Göçün başlıca sebeplerinden işsizlik önde gelirken, tarım ve hayvancılık konusunda gelişmeyen köylerimizin aynı zamanda arazileri verimsiz ve kıraç arazi olması da çok büyük bir etkendir.  Köylerde arazilerin çoğu boş ve bu arazilerin verimli olması için seracılık konusunda teşvikler yapılabilir.  Köylü kendi yiyeceğini bile pazardan alıyor. Çünkü verimsiz toprakta hasat yetişmez.  Devlet göçü tersine çevirmeli. Köylerde seracılık ve tarım sigortası desteklenebilir.  Ya da bu göçü tersine çevirmek için istihdama yönelik fabrika kurulabilir. Kimse isteyerek göç etmez.

Mithatpaşa Mahalle Muhtarı Murat Topçu: “Mithatpaşa Mahallesi’nin nüfusu bir belde belediyesi nüfusu kadar var. Mahallemizde yaklaşık 8 bin 500 vatandaş bulunuyor. Mahallelimizin şikâyetlerinin yüzde 99’u belediyenin  çalışmamasıyla ilgili. Bizim mahallemiz en az hizmet alan mahallelerin başında geliyor. Dağ yolu Sokak’ta altyapı yok. Belediyeye gerekli dilekçelerimizi verdik. Belediye başkanımız çok iyi bir insan ama adamı alttan alta oyuyor. Belediyenin kadro anlamında sıkıntısı var. Biz muhtarlar olarak vatandaşla belediye arasında köprü vazifesi görüyoruz. İnsanlar muhtarları çok yetkili zannediyor. Ama öyle değil. Vatandaşta her şeyi devletten bekliyor.

 Vatandaşın her şeyine koşmak için seçildik. Biz bunun bilincindeyiz. Vatandaşın kapısının önündeki kedi ölüsünü bile bana söylüyor. Vatandaş sabahın köründe beni arıyor “ Kapımın önünde kedi öldü. Bunu buradan kim alacak. Sen nasıl muhtarsın” diye bana hesap soruyor. Adamın birini köpek ısırmış. Beni arıyor. Diyor ki, “Beni kırmızı renkli bir köpek ısırdı. Onu bul getir bana.” Ben nereden bileyim seni mahallede hangi köpek ısırdı. Bir sürü köpek var. Belediyenin ilgilisizliği ile vatandaşın beklentisi fazlalaşınca arada biz muhtarlara oluyor olan” şeklinde konuştu.

En çok mülteci ve sığınmacıların Mithatpaşa Mahallesi’nde bulunduğunu belirten Topçu, mahallelinin göçmenlerle ilgili kaygılarının olduğunu söyledi. “Zonguldak’ta 700 civarında sığınmacı ve mülteci bulunduğu söyleniyor. Bunların çoğu Mithatpaşa Mahallemizde ikamet etmekte. Bunların çoğunluğu Suriyeli ve Iraklı göçmenler.  24 civarında sığınmacı ve mülteci aile bizim mahallemizde yaşıyor. Ancak vatandaşın göçmenlerle ilgili kaygıları var. Bana mahallelim tarafından bu ailelerle ilgili bize zarar verirler mi sorusu yöneltiliyor.  Bu vatandaşlar daha ne kadar Zonguldak’ta kalacak. Devlet bununla ilgili bir açıklama yapmalı” dedi.

İl Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürü Ahmet Güngör,  Göç Müdürlüğü’ne de vekalet ettiği için sığınmacı ve mültecilerle ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Vatandaşların göçmenler konusunda endişelenip kaygılanmasına gerek olmadığını belirten Güngör: “Göçmenlere oy kullanma ya da vatandaşlık verilmesi gibi bir karar yok. Türkiye BM üyesi olduğu için bu göçmenlere kapısını açmak zorunda. Mülteci ve sığınmacı vatandaşlarla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü Türkçe Dil Kursu açtı. Vatandaşların endişe ve kaygıları olmasın. Bu geçiş süreçtir. Zonguldak’ta ramazan ayında dilenenler ve çalışanlar kaçak yoldan çalışıyor. Çünkü devlet bu vatandaşlara 6 ay sonra çalışma izni veriliyor. Uluslararası anlaşma gereği 6 ay sonrası çalışma izni verilebilir. Şuan çalışanlar vatandaşın iyi niyet kuralları çerçevesinde çalışıyor. Yarın olabilecek iş kazasında işveren suçludur.

Şuan Zonguldak’ta 701 sığınmacı ve mülteci bulunuyor.  Ben bu rakamın artabileceğini zannetmiyorum. İçişleri Bakanlı kamu düzenini bozanları Mardin toplama kampına gönderiyor. Bu vatandaşlar devletin sağlık imkânlarından yararlanabiliyor. Suriye vatandaşları sağlık masraflarını karşılanıyor. Ancak diğer göçmenlerin sağlık harcamaları kendileri tarafından karşılanıyor. Valilikten muhtaç olanlara cep harçlığı veriliyor. Aynı zamanda Göç Müdürlüğü’ne vekâlet etmekteyim. Emniyet tarafından gelen mültecilerin tamamı kayıt altına alınıyor. Güvenlik taramasından geçiyor. Endişelenecek bir şey yok. Kapuz plajında yaşanan olaydan sonra emniyet müdürlüğü gereken uyarıyı yaptı. Kanunlara uymaları gerektiği belirtilerek düzen bozucu hal ve hareketlere müsaade etmeyiz” dedi.

AFAD’ın çalışmaları hakkında da bilgi veren Güngör; “AFAD 2009 yılının Haziran ayında kuruldu. Dört yıl içinde birleşme çalışmasını tamamladı. Kimse endişe etmesin Zonguldak doğal afetlere hazırız.  İl Özel İdare katkıları ve AFAD Başkanlığından gelen ödenek ile ekipmanlarımızı tamamladık. 28 Ekim’de Zonguldak ve Bartın’da tusunami tatbikatı yapacağız. TÜBİTAK’ın Zonguldak’ı pilot il seçilmesi nedeniyle erken uyarı sistemi faaliyete geçti. Vatandaşlar acil durumlarda valiliğin 179 hattı ve Alo 122 acil telefon hatlarımızdan bize ulaşabilir” şeklinde konuştu.

Haber: Nermin AKKAYA