Sizlere çok başarılı bir insanı daha tanıtmaya çalışacağım. Kendisini 20 yıl kadar önce tanıdım. Son derece meraklı, azimli, titiz, becerikli bir öğrencimiz idi. Ne iş versem hemen yapardı. Atölyede yorulmak bilmeyen bir kaç öğrenciden biri oldu.
 
Meslek lisesinin elektronik bölümünü bitirdi. Sonra gidip Kocaeli’de mekatronik üzerine yüksek öğrenim yaptı.
 
Son 20 yılda kendisiyle çoğunlukla telefonla görüştük. Zaman zaman beni arar. “Şöyle bir tasarım düşünüyorum. Siz ne önerirsiniz? Nasıl yapsam daha iyi olur vb.” şeklinde sorular sordu.
 
3-4 yıl önce Bolu ilinin vergi rekortmenleri listesine bakıyordum. Bir de ne göreyim, bizim Selim ilin en çok vergi ödeyen 5 kişisinden biri olmuştu.
 
Hemen kendisini arayıp tebrik etmiştim...
 
Üniversiteyi bitirir bitirmez Bolu’nun önde gelen bir tavuk işleme firmasına teknisyen olarak işe girdi. Burada 1-2 yıl çalıştı. Başka bir tarımsal makine üreticisi firmaya geçti. Orada da bir süre çalıştı. Sosyal haklarını alamadığı için işi bıraktı.
 
Hollanda merkezli, binlerce eleman çalıştıran, küresel ölçekli, tarım ekipmanları üreten firmanın Türkiye temsilcisi oldu.
 
Sanırım 10 yıldır bu firmanın ülkemizdeki gözü kulağı durumunda.
 
Kendisinin reklamının yapılmasını istemez. Sadece ürettikleriyle, bu ülkeye yaptığı katkılarla anılmak ister.
 
17 milyonluk küçük Hollanda’nın yaptığı makinelerin benzerlerini bizim ülkemiz neden yapamıyor diye hayıflanıp durur.
 
Bizim 5’te birimiz kadar nüfusa sahip olan Hollanda 703 milyar dolarlık ihracat yapabiliyor. Biz bunun 4’te 1’ine daha yeni ulaşabildik.
 
Hollanda’nın bir kaç şehrini hasbelkader gördüm. Bizden çok üstün bir toprakları yok. Ancak tarımı, hayvancılığı karadüzen değil bilimsel esaslara göre yapıyorlar.
 
Ukala derler diye tarım-hayvancılık konusunda fikir serdetmek istemem. Sadece gözlemimi iletmekle yetineyim: Bizim ülkemizdeki çiftçiler ve hayvancılar büyük oranda bilimin dışında kalan ilkel yöntemlerle üretim yapmaya çalışıyorlar.
 
Selim’in aktardığı bir-iki hususu da buraya yazayım: “Batı ülkelerinde şehirde yaşayan ailelerin çoğunun uzak köylerde uygulama bahçeleri vardır. Belediyeler bu konuda ciddi işler yapıyor. Bizim şehirde yaşayan ailelerimizin yüzde 99,9’unun tarım ile irtibatı tamamen kesilmiş durumda.
 
Şehirdeki çocuklar domatesin, biberin fabrikalarda üretildiğini sanmaya başladı.
 
Ayrıca bizdeki üniversitelerin tarımsal sanayi ile zerre irtibatı yok. Akademisyenler bizlere ulaşıp hiç bir konuda fikir teatisi yapmıyorlar. Yani üniversiteler kapalı binalarda hayaller içinde eğitim vermeyi bırakmadı...”
 
Almanya, Fransa, Hollanda gibi ülkeleri sadece sanayi malları üreten devletler sanırdım. Gidip görünce ağzım açık kaldı. Zira bu ülkelerin her yanı tertemiz tarlalarla doluydu.
 
Sayın Selim Nazım Sarıoğlu ile ticari bir irtibatım yoktur. Kendisi mekatronik (elektrik - elektronik - bilgisayar) konularında rol modeli / örnek / idol insanlarımızdandır.