Öncelikle neden milli yetim ironisi yaptım. 

     Yetimin anne baba yoksunu olduğunu hepimiz biliriz de bu Şurayı düzenleyenlerin akıl, bilim yoksunu olduğunu çoğunuz bilmezsiniz.

     Şimdi diyeceksiniz ki Milli Eğitim Şurası ile aşure arasında nasıl bir bağ kurdun. 

Açıklayalım.

       *Aşure; Alevîlerde, Hüseyin'in Kerbelâ'daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar'ın acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Mâtemi tutulur. Muharrem Matemi'nin amacı: Bu türlü acıların bir daha yaşanmaması için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevî öğretisini özümsemeyi amaç edinir

   *Şura ise, Türk Milli Eğitim sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek için eğitim ve öğretimle ilgili konuları incelemeyi amaç edinir.

*Aşure; matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. 

*Şura da ise, eğitimin ana ilkeleri modern imha silahları ile bombalanır yok edilir. Küçücük beyinler gericiliğe ve yobazlığa kurban edilir. Körpe beyinler yenir.

*Aşure; matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbi kırılmaz, hiç kimse dil ile incitilmez, kimse hakkında dedikodu yapılmaz.

*Şura da ise, eğitimde bilimin ve aklın rehberliğinde sistem geliştirmeye inana eğitimcilere bildiğiniz domuz bağı işkencesi yapılır. Ötekileştirilir, yok sayılır, ayrıştırılır, kutuplaştırılır.

   *Aşure; Kerbelâ katliamında hasta olması nedeniyle İmam Zeynel Abidin'in kurtulması ve Ali'nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah'a şükredilir. Bu nedenle Muharrem mâtemi, aşûre geleneği ile biter. 12 gün orucun ardından Aşûre Günü yapılır. 12 değişik malzemeden oluşan aşûre yenilir ve dağıtılır.

   *Şura da ise, Aklın ve bilimin ışığında kurulan Atatürk cumhuriyetinin değerlerinin yok edilerek AKP iktidarının “yeni Türkiye’sini” oluşturmaya devam etmesi için Başbakana ve cumhurbaşkanına sağlık duaları yapılır. Bu kararları çıkarma olanağı sundukları için de Allah’a şükredilir. 5 gün boyunca yapılan toplantı sonucunda gericiliği ve bağnazlığı özendirecek kararlar alınarak gençliğe zerk edilir.

    Gelelim kuru fasulyenin nimetlerine;

    Hani Şu Osmanlıca var ya?

    Şura’da Atalarımızın mezar taşlarını okuyamıyoruz diye yaygara yapan dehaların liselere ders olarak konulmasını istedikleri Osmanlıcası.

    Dilerim Allah'tan kafanıza Osmanlıca yazılı mezar taşları kadar taş düşmez.

    Son söz.

    “Tarafsız ve partiler-üstü” Sayın Cumhurbaşkanım, “İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecek” dediniz ya… 

     Zorla güzellik olmaz.

     Ben öğ-ren-me-ye-ce-ğim!..