Bayır aşağı son sürat giden bir bisiklete benzetiyorum bu şehri…

Frenleri tutmayan bir bisiklet!

Bisikletin gidonunu tutan biri olmazsa şarampole yuvarlanacağız hep birlikte…

Kabul edin etmeyin Zonguldak ucu başı olmayan dehlize sürükleniyor…

Faili belli bir cinayete kurban gideceğiz kentin ortasında da şahitlik yapacak bir Allah’ın kulu yok…

Ölü toprağı serimiş şehrin üzerine, herkes sus pus!

Geçenlerde basına iftar yemeği veren İl Emniyet Müdürü Osman Ak’ın gazetelere yansıyan şu ifadelerinde gizli yaşanan sürecin esbabı mucibesi…

“Beni ‘Devlet’ çağırdı, gitmeyecek miydim?”

Aynı “Devlet?” o toplantıya TSO Başkanı Metin Demir’i de çağırmıştı…

Tam da bu noktadan yola çıkarak Zonguldak’ta her taşın altından çıkan bu iki isme bir de Vali Ali Kaban’ı eklemek lazım gelir…

Hemen hemen her olayda ne hikmetse Vali Bey, Emniyet Müdürü ve TSO Başkanı belirleyici oluyor…

Maalesef şehrin gerçek sahiplerine fikrini soran yok…

Hadi “muhteşem üçlü” haliyle kendi ikballerini düşünerek “devlet” ne dediyse o kararı hayata geçiriyor, koca kenti yönlendirmeye çalışıyor…

Muhtemelen, Vali Bey, Müdür Bey Zonguldak’taki “isyan”ı bastırırsa ilk kararnameyle daha büyük bir vilayete terfi eder… Metin Bey ise kim bilir reis adayı gösterilir ilk seçimde…

Peki “millet”tin ikbali ne olacak?

Ya Zonguldaklı nereye gidecek?

Kim bilir, bir zamanlar devletli büyüğümüz mebusumuz Özcan Bey’in termik santraller bölgesinde yaşayan halk için dediği gibi zamanla topumuzu başka vilayetlere göçe mecbur ederlerse hiç şaşırmam…

Çünkü, “Devlet” öyle istiyor!

                     ***

Termik santraller bölgesi dedim de…

Geçtiğimiz hafta sonu önemli bir haber arada kaynadı gitti…

Filyos Liman İhalesini kazanan firma sözleşme imzaladı…

2002 yılından beri Filyos Projesi’yle ilgili aldığı kararlar ve düzenlemelerle işi karman çorman bir hala getiren AKP iktidarı, 1994 yılında Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde “Serbest bölge” ilan edilen alanı 2006’da bu kapsamdan çıkardı. Ancak 1994 yılındaki şartlardan hiçbir şey değişmeyişine rağmen aynı iktidar 2008’de Filyos’u yeniden serbest bölge ilan etti…

Ve ardından Filyos’un “Endüstri bölgesi” ilan edilmesine karar verildi…

Bu da yetmedi, devam eden dava sürecinde proje için ayrılan 459,5 hektarlık alanın çevre planına işlenmediği ortaya çıktı…

AKP’nin 14 yıllık iktidarında Filyos bölgesi için aldığı zikzaklı kararlar bölgeye gelmek isteyen yatırımcıyı da olumsuz etkiledi… Bugün gelinen noktada ortada tuhaf bir durum var… Hala daha devam eden bir yargı süreci varken bu ihale nasıl yapıldı, taraflar nasıl sözleşme imzaladı?

Liman ihalesine giren firmaların birbirlerini şikayeti nedeniyle süren davalar nedeniyle geciken ihalenin sözleşmesi TEMA’nın Liman bölgesini de kapsayan çevre planına itirazı konu alan davasına rağmen imzalar nasıl atıldı?

Bilindiği gibi “Bölgesel Çevresel Planları” içersinde Çatalağzı ve çevresi olmadığı için o bölge daha sonra termik santral alanı ilan edilmişti… Ama Filyos’la ilgili bir şey olmadığı için Bakanlar Kurulu bu yönde karar aldı… TEMA’nın itirazı tam da buna…

Kısacası şuana kadar kamuoyuna yansıyan aksi bir mahkeme kararı olmadığına göre Filyos’ta bu haliyle endüstriyel bir tesis yapılamaz!

Tabiki Filyos Projesi biran önce hayata geçmeli… Kimse aksini savunmuyor… Biz yasa neyi emrediyorsa onun gereğinin yapılmasını savunuyoruz…

Tüm bu keşmekeşe rağmen ihale yapıldı, sözleşme imzalandı…

Bakalım sürpriz yumurtadan ne çıkacak?