MÜŞRİK MÜSLÜMANLAR

Bu hafta köşem yine Özgür Kara’nın: En fazla üzerinde durmamız ve her an ona karşı teyakkuz halinde olmamız gereken mevzudur şirk. Niyetimiz kimseyi yaftalamak (kâfir, münafık, müşrik vs.) ya da hakaret etmek değildir. Bu bizim ne işimiz ne de haddimizdir. Amacımız sadece ve sadece inancımızı ve bu doğrultudaki amellerimizi Kuran'a göre sorgulamak ve sorgulatmak için akıllarda soru işareti bırakmaktır. Çünkü Allah'ın kitabı olmadan, rivayetlere dayalı olarak oluşturulan bir inanç sisteminin insanı götüreceği tek yer vardır o da şirk bataklığıdır. Onların çoğu müşrik olmadan (ortak koşmadan) iman etmezler (12-106) ayeti o günden bugüne iman etme iddiasında bulunan insanların çoğunun düşmüş olduğu hazin sonu gözler önüne sermektedir.(31-42)


Şirk, tevhidin zıddıdır, ortaklık, ortak etme anlamlarına gelir. Şirket, müşteri (37-33,43-39) aynı kelime kökündendir. O'nu işimde ortak (eşrikhu) et.(20-32) Musa Nebi, kardeşi Harun'un yanına yardımcı (vezir 20-29) olarak verilmesini Allah'tan bu şekilde istemiştir. Allah'a şirk koşmak, O'na ait özelliklerden birini veya birkaçını başka bir varlıkta da görerek onu o konuda Allah ile ortak saymaktır. Bunu yapana da, kabul edene de "müşrik" denir. Müşrik, o varlığı Allah ile arasında aracı yaparak Allah'ı ikinci sıraya kaydırır, yerinden eder böylelikle araya koymuş olduğu varlığı Allah'ın yerine birinci sıraya oturtur yani ilahı artık o varlık olmuş olur. Dolayısıyla "müşrik" terimine Allah'ı yerinden etmek manasını verebiliriz. Unutmayalım ki bunu yapan her kimse Allah'a iman etmiş durumda ve tek amacı var o da Allah'a daha yakın olabilmek. (39-3,46-28)


Kuran'da defalarca yerde gelen ayetlerde Allah kendisiyle arasına katılan varlıkların ne bir yarar ne de bir zarar verme gücüne sahip olmadıklarına ve hiçbir işe yaramadıklarına atıfta bulunur. Bunu yaparken de” min dunillah” (Allah dışında) “min dunihi" (O'nun dışında) kalıplarını kullanır.(6-71,7-194,197,10-18,9-116) Allah, bana ortak koşmayın (2-83,4-36,6-51,7-190-198,23-59),Allah ile beraber ilah oluşturmayın (17-22,39),sakın müşriklerden olmayın (10-105,22-26,26-213,28-87)uyarılarını yaptıktan sonra, atalar dininin müşriklik olduğunu (2-170,5-104,31-21),şirk koşanın amellerinin boşa gideceğini(6-88,39-65 Nebilerde dahil) müşrik olarak ölündüğünde asla af olunmayacağını (4-48,116),şirk koşana cennetin haram olacağını (5-72),sorguda dehşetten müşrik olmadıklarına dair yemin edeceklerini (6-23-24),müşriklerin pislik olduğunu (9-28),iman edip amellerine zulüm (şirk) bulaştırmayanların korkudan emin olduklarını (6-82) bizlere haber verir. Bütün bu uyarılara rağmen hala bu pisliği yapmaya devam ederseniz, gökte ve yerde kendisinden başka ilah olmadığını, eğer olsaydı sistemin çökeceğini söyler(17-42,21-22,23-71,91) ve kendisinin bundan beri, münezzeh ve yüce olduğunu defalarla bildirir.(9-31,10-18,16-1-3,23-92,30-40,52-43,59-23) Allah'ın Nebileri ve Rasulleri de, her türlü baskıyı, hakareti, zulmü hatta ölümü göze alarak, insanları şirk bataklığından kurtarmak ve tek olan Allah'a kulluğa davet etmek için ellerinden geleni yapmışlardır.(21-51-68,31-13)


Şirk koşmak öncelikle Allah'a dolayısıyla göndermiş olduğu Nebilerine, Rasullerine ve kitaplarına yapılan bir hakarettir daha sonra kişinin kendisine ve en son olarak da araya kattığı varlığa bir hakarettir. Hem dünyamızı hem de ahiretimizi ilgilendiren, olmazsa olmazımız olan bir mevzuda kelamcılarımız (İslam felsefesi) tarih boyunca kitaplarında hiçbir açıklama yapmamışlardır. Bu da Kuran'ın en temel konusu olan ŞİRK kavramının insanlar tarafından tanınmamasında, bilinmemesinde çok büyük bir etken olmuştur. Bu da, âlim dediğimiz o meşhur zatların Kuran'a ne kadar sığ baktıklarını ve ne kadar da anlamaktan beri olduklarını (istisnalar dışında) gösteriyor bize.
Müşrik kavramını üç ana maddede inceleyebiliriz.


1-İNSANIN ALLAH'LA KENDİSİ ARASINA KOYDUĞU MESAFE (NEFSANİ ŞİRK):

Allah sanki ben kuluma şah damarından daha yakınım (50-16) demiyormuş gibi insanlar O'nu uzaklarda görerek, O’nun yakınında gördükleri zatları araya katarak O'na ulaşmaya çalışmaktadırlar. Bunu yapan da, göz yuman da, ismi, unvanı ne olursa olsun (Profesör, şeyh, hoca, üstat, mürşit) müşriktir. Bunlar cehennemde birbirleriyle kavga edecekler.(33-66-68, 34-31-33, 38-59-64) Allah defaatle gönderdiği nebilerin, rasullerin bizim gibi bir beşer olduğu vurgusunu yapmasına rağmen onlara insan üstü bir paye vermek müşrikliktir.(17-90-95, 25-7-8) Belki de insanlar en çok dua ederken şirke bulaşıyorlar Allah’ın, “Ben insanlara çok yakınım dua edenin duasına icabet ederim” (2-86,11-61,34-50,40-60) demesine rağmen, onun-bunun yüzü suyu hürmetine, bilmem kimin vesilesiyle demek suretiyle araya yabancı varlıkları katarak pisliğe bulaşıyorlar. Bunların dışında, tarikatlarda Allah dostları diyerek (gerçekte Allah düşmanları) şeyhlere yapılan rabıtalar, Hıristiyanlıkta bir akaid olan vaftizin, (kilisede papaz nezaretinde tövbe) İslam’ın içine sokuşturulmuş biçimi olan el verme (şeyhin yani Allah'la aldatan sapıkların nezaretinde yapılan tövbe) de şirk bataklığına saplanmaktır. Onlar ahbarlarını ve ruhbanlarını (din adamlarını) rabler edindiler.(9-31) Hâlbuki Allah iman eden herkesin kendisinin dostu olduğunu vurgular bizlere.(2-257,3-68,10-62-63) Allah dışında helal-haram koyma(10-59-60,16-116,5-87); din adına yapılan her türlü gösteriş (2-264,4-38,142, 107-6); her hangi bir şeyin korkusunu Allah korkusunun önüne geçirmek,(4-73,9-13,16-32,39-36,59-13); herhangi bir şeyin sevgisini Allah sevgisinin önüne geçirmek,(2-165, 9, 24); ölü veya diri fark etmez herhangi birinden şefaat dilenmek (2-48,39-44,82-19) şirke birer örnektir.

2-ALLAH'IN VAHYİNİ YETERSİZ GÖRME (KİTABİ ŞİRK):

 Kuran insanı dosdoğru yola iletir.(4-66-68, 5-16,14-1,17-9,22-54) Rasulullah da bu vahiy sayesinde doğru yolu bulmuştur.(34-50,93-7) O'nun tabi olduğu, uyduğu tek kaynak vardı o da hayat kitabı olan (8-24) Kuran-ı Kerimdi.(7-3,203, 10-15,109, 33-2) Allah kitapta her şeyi (din adına) açıkladığını söylerken (17-89,18-54,30-58,39-27) insanlar ya çıkar hesabı güttüklerinden ya da cahilliklerinden dolayı Kuran da din adına her şey yazmaz diyecek kadar küstahlaşarak, Kuran’ı kendilerinden uzaklaştırırlar. İnsan yazması olan hadis ve siyer kitaplarını ya da kendi şeyhlerinin, hocalarının, mezheplerinin kitaplarını ya da herhangi birinin yazmış olduğu meali, tefsiri mutlaklaştırarak hatasız olarak görmek kurana eş koşmaktır yani kitabi şirktir. Allah'ın dininin tek bir kaynağı vardır o da Kuran’dır diğer dinleri bilmem. Allah bize, herhangi bir kitaptan, neden bilmem kimin kitabına uymadın diye sormayacak sadece Kurana uyup uymadığımızdan soracak.(43-44) Kurandan başka bir kitabınız mı var? (28-49,35-40,43-21,68-37)Bunun dışında sen bu kitabı anlamazsın, abdestsiz dokunamazsın, hayızlı okuyamazsın diyerek insanları bu kitaptan uzaklaştırmak müşrikliktir.

3-HİZİPLERE (GRUPLARA) AYRILMA (SOSYAL ŞİRK):

Dinlerini parça parça edip grup grup olanlar var ya senin onlarla bir işin yok diyen Allah bir yanda, (6-159,23-53,30-32) ayrılığı marifet sayarak, kendisini hakikatin mutlak temsilcisi sayan sahtekârlar bir yanda. Allah'ın ipine (Kuran)sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin diyen Allah bir yanda (3-103) O'nun vahyinin dışında bütün iplere (hadi, tarikat, tasavvuf, mezhep) sarılarak din bezirgânlarınım elinde oyuncak olan cahiller bir yanda. Sakın şeytan sizi Allah’la aldatmasın diyen Allah bir yanda,(31-33,35-5,57-4) Allah’la aldatarak insanları gruplara ayıran şeytanlar bir yanda. Sen yalnızca bana çağır diyen Allah bir yanda,(12-108,13-35,28-87) kendi hizbine, tarikatına, mezhebine çağıran kitap fukaraları bir yanda. Sizi Müslüman olarak isimlendirdim diyen Allah bir yanda, (22-78) kendisine bunun dışında Alevi, Sünni, Şii, Süleymancı, Kadiri, Nakşibendi, Nurcu vs. saçma sapan isimler takan Allah muhalifleri bir yanda. Bir toplumu ele geçirmenin ya da avucunun içinde oynatmanın en basit yolu firavunun yaptığı gibi o toplumu fırkalara ayırmaktır.(28-4)
Vahiy baştan sona tek olan Allah'a aracısız imanı irdelemesine rağmen insanların çoğu Allah'la kendi aralarına aracılar koyarak, O'nun kitabını etkisizleştirerek (kendilerince) fırkalara ayrılmışlardır ve yaptıklarının doğru olduğunu varsayarak kimileri ölmüş kimileri de yaşayan ölü durumundadırlar.(27-80,35-22) Kendimizi şu şekilde test edebiliriz. Karşılaştığımız hangi mesele,hangi konu,hangi sorun olursa olsun Allah bizim için kaçıncı sırada. Eğer her zaman birinci sıradaysa sorun yok demektir. Ancak O'nu birinci sıradan indirdiysek tehlike çanları çalıyor demektir. Daha fırsat varken, her şey elimizdeyken tövbe edip Allah'ın kitabına yönelelim ve Allah'ın istediği şekilde hakiki Müslümanlar olalım. Onlar ki iman etmişler ve kalpleri Allah'ın zikri ile mutmain olmuşlardır evet iyi bilin ki kalpler ancak Allah'ın (Kuran) ile mutmain (yatışır, tatmin) olur. RAD 28 VESSELAM