Gazeteci Mustafa Özdemir, 14 gündür cezaevinde, özgürlüğünden yoksun... Hepimizin temennisi, bir an önce hürriyetine kavuşması.

Özdemir'in değerli eşi Zafer hanım ve çocukları, pazartesi günü cezaevinde ilk ziyaretini yaptı. Tabi, insanın en yakınındakilerle cam bölmenin ardından telefonla görüşmek zorunda kalması, anlatılması güç bir duygudur. Bunu yaşayan bilir.

Ziyarette kısa bir özlem giderdikten sonra gazeteciliği yaşam biçimine dönüştüren biri, gazetesinden başka neyi sorabilir ki? O da bunu yapmış, önce gazetesini sormuş sonra dostlarına, sevenlerine, Halkın Sesi ailesine ve kendisini soran Zonguldaklılar'a selam göndermiş. 

Tekrardan Gazipaşa'da özgürce yürüyeceği günleri sayıyormuş.

O günlerin çok yakın olduğunu, "İnşallah bir sonraki ziyarete kadar ben yanınıza gelirim" temennisiyle dile getirmiş.

HAMBURGER HİKAYESİ

Haa, bir de çok enteresan bir vukuatı olmuş ki onu da anlatmadan geçmeyelim:

Mustafa bu, boş durur mu, içerde de küçük bir vukuat(!) işlemiş!

Nasıl mı?

Özdemir'in kaldığı koğuşun cuma günü telefonla görüşme günüymüş. Koğuş arkadaşlarından birisinin çocuğu telefonda, babasından hamburger istemiş. Bir babanın en zor anı...

Bunu öğrenen Mustafa, etkilenmiş tabi. Kafayı takmış bu meseleye. Pazartesi günü ziyaret sırasında eşi Zafer hanıma, mutlaka o çocuğun evini bulup hamburger götürmesini istemiş! Zafer hanıma bu olayı sordum, "Ne oldu, çocuğa ulaşabildiniz mi?" dedim.

Cezaevi ziyaretinden döner dönmez ilk işi bu olmuş. Allah'tan Soğuksu'daki taksiciler, çocuğun evini biliyorlarmış, adres konusunda yardımcı olmuşlar.

Zafer hanım da hemen hamburger yaptırıp Gümüşhane mevkisindeki çocuğun ailesine emaneti ulaştırmayı başarmış.

Çocuk çok şaşırmış, kapıda hamburger getiren birini görünce... O anları, Zafer hanım, "Çocuğun şaşkınlığını görmeliydin Abdullah! Babasından telefonda istediği şeyi karşısında görünce nasıl şaşırdığını, nasıl bir sevinç yaşadığını anlatamam!" sözleriyle ifade etmeye çalıştı.

Anlayacağınız, Mustafa Özdemir, içeride de boş durmamış. Her ne kadar bir genci intihara azmettirmek iddiasıyla tutuklansa da, bir çocuğun ömrü boyunca unut(a)mayacağı bir sevince vesile olmaktan geri durmamış.

Tam da kendisine yakışanı yapmış.

Tıpkı, o tutuklandı diye zil takıp oynayanların kendilerine yakışanı yaptığı gibi...

Testide ne varsa dışarıya o sızıyor işte...

VALİ BEY SİTEM ETMİŞ AMA...

Bildiğiniz gibi Zonguldak kırmızıya boyandı. Artık biz de en riskli iller arasına girdik. Günlük vaka sayısı 200'ün üzerine çıktı. Kasım ayındaki duruma geri döndük.

Az serbestlik verilse, rehavete kapılıyoruz. İşte durum ortada, 58 il kırmızı kategoride. Demek ki 'vur deyince öldürmek' de bizim milli ve yerli hasletlerimizdenmiş dedim, korona haritasını görünce.

Vali Mustafa Tutulmaz, dün caddede denetime katılmış. Vatandaşlarla sohbet eden vali bey, "Kızarmak da maviye gitmek de bizim elimizde dedik ama halkımız kızarmayı tercih etti" diye sitem etmiş. Vali bey çok haklı, vatandaş bunu kendi istedi. Fakat sadece vatandaşa yüklenmek olmaz. Kamusal ve siyasal bazda da halka olumlu örnek teşkil edecek bir görüntü sergilenemedi.

İnşallah yaza kadar bir kapanma cezası ile bunu telafi etmeye bakacağız artık.

ÖZLÜ SÖZ:

Kötü insan başkasının üzüntüsü ile rahatlayandır. - Sadi Şirazi