“MUZAFFER’İN ÖLÜMÜNE YANIYORUM”
Behçet Necatigil, Temmuz 1946’da Cahit Külebi’ye yazdığı mektupta duygularını şöyle dile getirir: “Muzaffer’in ölümüne yanıyorum. Gözgöre göre öldü, gitti. Bugün türkiye sokaklarında o ayarda bir şair dolaştığından şüpheliyim.(…) Bundan bir buçuk ay önce bir arkadaşım Zonguldak’a gidiyordu. Görmesini söyledim. Aramış, uzak bir yerde, galiba şehir civarında oturduğunu ve bir müddetten beri de gelmediğini söylemişler. İhtimal can çekişiyordu zavallı.”
Bu cümleleri, Necatigil’in kızı Ayşe Sarısayın ve edebiyat öğretmeni Şaban Yıldız’ın hazırladığı "Dost Meclislerinde Kasideler / Behçet Necatigil"(YKY-2019) adlı kitaptan aldım.
Yukarıdaki birkaç cümleden çıkardığım sonuçlar: Muzaffer Tayip’in ölümü, İstanbul’da yaşayan edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil’in de yüreğini yakmıştır. “Bugün Türkiye sokaklarında o ayarda bir şair dolaştığından şüpheliyim” cümlesi ise Muzaffer’in şiirlerinin edebi değerini ortaya koyuyor. Dönemin genç şairleri arasındaki önemli yerini belirliyor. Mektupta Muzaffer’in “şehirden uzak bir yerde oturduğu” cümlesi ise babasının bir kömür şirketinde iş bulması sonucu işyeri olması hesabıyle İnağzı Semti’nde oturduğuna işaret ediyor gibidir. (Her zaman arkada kalanlar, ölenler için ağlar. Eğer her ölen bir an için dirilip arkada kalanlar için ağlamış olsaydı, Muzaffer Tayyip’in göz yaşları yalnız İnağzı’ndan değil, inleyen ağzından bile kan gibi durmadan boşanırdı.-Nazım Tekin, Ocak Gazetesi, 9 Temmuz 1946).
GELELİM KİTABIN BANA GELİŞİNE
Bazan iyi insanlarla dostluklar kurabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Son örnek ise Ereğli’den Gürdal Özçakır. 11.Aralık günü bir ileti gönderdi. İletinin üst tarafında bir kitap kapağı fotoğrafı vardı. Kitap: “Behçet Necatigil / Dost Meclislerinde Kasideler” adını taşıyor. Kapakta bir fotoğraf var. Kitabı aldığımda o sayfayı bulup okuyorum: “Zonguldak Çelikel Liseşi öğretmeni Behçet Gönül, Çatalağzı gezisinde Veda kasidesini okuyor. 28 şubat 1943.  
Kafamda şimşekler çakıyor. ZOKEV’in, Muzaffer Tayyip Uslu adına yayımladığı “Armağan Kitap”ın kapağında flu bir Muzaffer Tayyip fotoğrafı vardı. Bir kitap, dergi yayınında ya da bir konuşmada bu fotoğrafın Çatalağzı’nda çekildiği bilgisini anımsadım.
Elimdeki kitap kapağında bulunan fotoğrafa dikkatlice bakıyorum. Siyah-beyaz fotoğrafta Çatalağzı gezisinde öğretmenler ve öğrencilerin birlikte oldukları görülüyor. Gözlerim Muzaffer Tayyip’i arıyor, ama göremiyorum.
Behçet Gönül (Necatigil) ilk görev yeri Kars Lisesi’nden 10 Ekim 1941 tarihinde Zonguldak M.Çelikel Lisesi’ne atanır. Şehrin kömür kokulu kirli havası genç öğretmeni rahatsız eder, çocukluğundan beri var olan adenit tüberküloz hastalığını tetikler. Tedavisi için rapor alarak İstanbul’a gider, doktor kontrolüne girer. İki ay kadar süren tedavisinden sonra Zonguldak’a gelerek 30 Aralık’ta görevine başlar. Lise 2/Edebiyat Şubesinde okuyan Muzaffer Tayyip’in edebiyat öğretmeni olur. Rüştü Onur ise bir yıl önce velisinin yazılı isteği üzerine 29.XI.1940 tarih ve 895 nolu tasdikname ile memurluğa girmek için bir yıl önce okuldan ayrılmıştır.Behçet (Gönül) Necatigil, 10 Şubat 1943’de İstanbul Pertevniyal Lisesine atandığından 1. Mart 1943 tarihinde Zonguldak’tan ayrılacaktır.
ÖZDEMİR ve ÖZÇAKIR’A ÇOK TEŞEKKÜR
Bu kitabın bana ulaşmasını sağlayan, aslında kitabın hazırlanmasında imzası olan edebiyat öğretmeni Şaban Özdemir oluyor. Şaban Bey ile facebooktan arkadaşız. Ancak henüz yüzyüze gelmemişiz. Kitabı da Gürdal Bey’e gönderiyor. Gürdal Bey de kitabı 23 Aralık günü kargoya veriyor. Kitap benim elime 30 Aralık günü geçti. Tam bir Yılbaşı armağanı oldu diyebilirim.
Edebiyat Öğretmeni Şaban Özdemir’e ve Tarih öğretmeni Gürdal Özçakır’a çok çok teşekkür ediyorum.
Gürdal Bey, iletisinde, benim Ereğli’deki ‘YAŞAMAK GÜZELDİ’ adlı kitabımın tanıtım ve imza gününde “iki kitap aldığını, ikinci kitabı edebiyat öğretmeni Şaban Özdemir’e gönderdiğini” belirtmişti. Şaban Bey de Ayşe Sarısayın ile birlikte hazırladıkları “Dost Meclislerinde Kasideler” kitabından bir adet de imzalayıp Gürdal Bey yoluyla bana göndermişti.
DOST MECLİSLERİNDE KASİDELER/ Behçet Necatigil
Behçet Necatigil’in kızı yazar Ayşe Sarısayın ile Edebiyat öğretmeni Şaban Özdemir’in hazırlanmasına emek verdiği "Behçet Necatigil/Dost Meclisinden Kasideler" kitabı YKY Sitesinde şöyle tanıtılmış:  
"Dost Meclislerinde Kasideler", Necatigil arşivinde bulunan kendi yazdığı kaside ve gazellerin çevresinde oluştu. Her şiir bir anıya, bir fotoğraf albümüne uzanıyor. Çay partisi, piknik, yılbaşı, mezuniyet, misafirlik, ödül, doğum, emeklilik, uğurlama gibi teşekkür ve tebrik günlerini Necatigil şiirle taçlandırarak bir geleneği sürdürürken kızı Ayşe Sarısayın da bu şiirlerin hikâyelerini anılarına, tanıklıklara dayanarak, kitaplardan yararlanarak anlatıyor. Behçet Necatigil’in günlük hayatındaki incelikleri, dostlarıyla ilişkilerini gösteren benzersiz bir anı kitabı “Dost Meclislerinde Kasideler”.
Benim, “Behçet Necatigil’in kasideleri”nden 2016 yılında haberim oldu. Kızı Ayşe SARISAYIN’ın, “Necatigil Arşivinin Kuytularından Kasideler” başlıklı yazısını, (Sözcükler, 60.  Mart-Nisan 2016) okumuş, Muzaffer Tayyip’in yaşamı ve şiirleri üzerine kapsamlı bir çalışma olan “Yaşamak Güzeldi” adlı kitabıma da koymuştum.
Ayşe Sarısayın, Sözcükler’deki yazısında ve yeni çıkan bu kitapta Necatigil’in Zonguldak’tan ayrıldıktan sonra da ilişkilerinin devam ettiğini belirtiyor: “Babamın Zonguldak’la ilişkisi, İstanbul’a döndükten sonra da bir süre daha devam etti. Arşivinde bulunan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu imzalı mektuplar, mektuplarla birlikte gönderilen el yazısı şiirler, bağlarının kopmadığını gösteriyor.
3 temmuz 1946 tarihinde arkadaşı Rüştü Onur’la aynı hastalıktan ölen Muzaffer Tayyip Uslu, son mektubunda şöyle yazmış B.Necatigil’e: “Buradan bir havadis istersen, sıhhî durumumun bir kelimeyle berbat olduğunu söyleyebilirim. Bu defa, galiba kurtuluş yok. Sanatoryuma yatmanın çarelerini arıyorum..”
 SAĞ OLSALARDI..
             İrfan Yalçın’ın 1972 yılında Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip‘in şiirlerini ayrıntısıyla inceliyerek Soyut dergisinde yaptığı gerçekçi değerlendirme ise büyük önem ve değer taşımaktadır. Yazar iki sayı süren bu uzun incelemesinde iki şairin şiirlerini incelemiş, birinci bölümde, yoksulluk, hastalık, ölüm, tanrı, doğa, yalnızlık, insan sevgisi, yaşam sevgisi, ikici bölümde ise sevda, savaş ve barış, Zonguldak ve İstanbul, toplum, etki, şiirsel yapı, temaları üzerinden değerlendirmiştir. 
             İrfan Yalçın, bu incelemesinde iki şairimiz için, “Sağolsalardı, Rüştü Onur İkinci Yeni'nin, Muzaffer Tayyip devrimci şiirin öncülerinden olurlardı kanımca.” gibi çok çarpıcı bir saptama da yapmıştır.