İnsan niye sever yaşadığı kenti? Orada yaşadığı, dostları, arkadaşları, yakınları ile birlikte olduğu; çocukluğunun, gençliğinin anılarının her sokak başında yüzüne güldüğü için mi? Havasını, suyunu, doğal güzelliğini sevdiği için mi? Bir kentte yaşamak.. O kentte yaşamaktan zevk alındığı için yaşamak..Orada olmaktan mutluluk duymak..Kentin ruhunu içinde hissetmek.. Bir çok neden sayılabilir daha..
Kuşkusuz bunlar bireysel nedenler olarak düşünülebilir. İşin bir de çağdaş kent, yaşanılır kent olma boyutu var. Bunu da kentin başta belediye olmak üzere, İl Yönetimi, üniversitesi ile çeşitli kurumları ve kuruluşları ile birlikte  oluşturmanın doğru ve yararlı olacağı düşünülebilir.
Bu konuda, yerel seçimlere doğru gittiğimiz şu günlerde; Zonguldak Şehir Plancıları Odası İl Temsilcisi Kent Plancısı Kamuran Ayyıldız’ın hazırladığı bir “Seçim Dosyası” yer aldı basında ve sosyal medyada. Kamuran Ayyıldız’ı, bilmem tanımam. Hakkında yeterli bilgi sahibi değilim. Bugüne değin hiç karşılaşmadık. Ama hazırladığı “Seçim Dosyası”nı değerli bulduğumu, adaylarımızın, parti yöneticilerinin, belediye ve il genel meclisi üyelerinin ve elbette ilgi duyanların, meraklıların okumasını önerebilirim. En doğrusu budur demiyorum, okuyan-inceleyen kendi bölgesine göre eklemeler, çıkarmalar yapabilir elbette.
Ayyıldız, 31 Mart Mahalli İdareler (Yerel) Seçimleri öncesi kent adına beklentilerini içeren “Seçim Dosyası’nda; adayların amaçlarının şehri kalkındırma, geliştirme ve o şehirde yaşayan insanların yaşam kalitesini artırma niyetlerinin olması ve bu amaca hizmet edecek projelerinin bulunması gerektiğini” belirtiyor.
Zaman içinde kişisel siyasi kariyerlerini daha ileri noktalara taşıma hedefiyle belediye başkanı olmayı tercih eden adayları samimi bulmayan Ayyıldız, açıklamasında şu konulara dikkat çekiyor.
“Kent yönetimi denildiğinde her ne kadar kentin karşı karşıya kaldığı kentsel sorunlar öncelikle akıllara gelse de, kent ekonomisinden kent sağlığına, kentsel sorunlardan kent güvenliğine kadar geniş yelpazede sorumluluk alanları bulunmaktadır. Modern bir kent yönetiminde kent yönetiminin başlıca sorumluluk alanlarını şu şekilde başlıklandırmak mümkündür:  
            Sağlıklı Kentleşme,
Tarihi ve Kültürel Doku,
Sürdürülebilir Kentleşme,
Kentsel Dönüşüm/Yenileme/Sağlıklaştırma,
Kent Güvenliğinin Sağlanması,
Beşeri Kalkınmanın Gerçekleştirilmesi,
Kentsel Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi,
Kentin Sosyal Sermayesinin Geliştirilmesi,
Etkin Kurum Yönetiminin Gerçekleştirilmesi,
Kentsel Rekabet Gücü-Kent Ekonomisinin Geliştirilmesi.”  
Ayyıldız, çalışmasında on madde halinde yaptığı saptamaları paragraflar halinde açıklamış, ilgililerin yararlanmasına sunmuş. Doğrusu ya emek verilmiş bir çalışma çıkarmış ortaya. Zonguldak için yaptığı şu saptama da ilgimi çekti. “Dünyanın hiçbir yerinde, mülkiyetin % 86'sının kamunun elinde olduğu bir il yoktur. Cumhuriyet tarihiyle özdeşleşmiş fabrikalar, sanayi binaları kapatılmaya başlamıştır. TTK (Türkiye Taşkömürü Kurumu) ülkesel kararlar sebebiyle küçülmeyi seçmiştir. Bu nedenledir ki Zonguldaklı göçe zorlanmaktadır. Alternatif olarak, eşsiz doğası ve jeolojik yapısı ile endüstri mirası gibi potansiyellere sahip kentimizde, turizm yani bacasız sanayi mutlaka olmalıdır. Ancak turizm adına yapılan tüm çalışmalar bürokrasi engeliyle karşılaşmakta, ya iptal olmakta ya da süreci ciddi şekilde yavaşlatmaktadır”.
“Belediyeler bünyesinde girişimciliğe destek vermek amaçlı ve unutulmaya yüz tutmuş meslekleri canlandırmaya yönelik insan gücü yetiştirme eğitimleri ile vatandaşların kendi işlerini kurmaları için yararlanabilecekleri desteklerle ilgili bilgilendirme ve teknik destek ekipleri oluşturulmalıdır.” Bu konu kent kültürü ile de yakından ilgilidir.
Son bölümde de “nasıl bir belediye ve başkanı istiyoruz” sorusuna yanıt vermeğe çalışmış Ayyıldız. “Biz, kentlimizin çağdaş ve onurlu bir şekilde yaşamasını sağlayan ve yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlayan bir belediyeciliği savunmaktayız. Kültür - sanat vizyonuna yönelik olarak önemli çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Halkıyla barışık, çevre sorunlarına duyarlı, yeşil ekonomiyi destekleyen, vatandaşın insan haklarına (ifade özgürlüğü, toplanma, örgütlenme ve protesto etme hakları) saygılı, sivil toplum örgütleri ve aktivistler ile işbirliği, işsizlik ve yoksulluk karşısında mücadeleci, yolsuzluk ve rüşvete karşı acımasız ve aynı zamanda şeffaf ve hesap verebilir, toreranslı yerel başkan modeli önerilerimiz arasındadır.”
Ayyıldız’ın söyledikleri yeni bilgiler, yeni yaklaşımlar mıdır? Elbette değil. Bir çoğu yıllar içinde Zonguldak’ta çeşitli toplantılarda, çalıştaylarda, bildirilerde dile getirilmiş sayılır. Pekala ben niye konu ettiğim bu yazıya Ayyıldız’ın çalışmasını? Yerel seçimler öncesi emek vererek hazırlanmış, kişiye/kişilere fikir  jimnastiği yaptıracak nitelikte oluşundan ötürü.
Yani adayların; kaşıyla, gözüyle, hısımı-akrabası üzerinden değil de kent için hangi projeleri oluşturmuş, bunlarla kente neler kazandırabilir, eksikleri-fazlalıkları nelerdir açısından değerlendirilmesi daha doğru olmayacak mıdır?