Dün Zonguldak’ta futboldan daha ötesi vardı…

Dile kolay 28 yıl oldu Birinci Lig’den düşeli…

Zonguldak Kömürspor, 10 yıl aradan sonra ilk kez 2’nci Lig’e bu kadar yaklaşmıştı…

Sabahın erken saatlerinde başladı hareketlilik…

Bayrakçılar, restoranlar, büfeler, taksiciler, oteller bayram etti.

Hadi Ankara, İstanbul’dan gelen gurbetçilerimize alışmıştıkda…

Müsabakayı izlemek için arabaya atlayıp Almanya’dan gelen 4 kafadarı görünce şaştım kaldım.

Nasıl bir ambiyanssa bu…

Stadyuma girdiğimde tüylerim diken diken oldu…

Maç analizi spor yorumcularının olsun…

Ben olayın sosyal yansımalarındayım…

Kim ne derse desin Kömürspor mucizeyi başardı…

Taşıma suyuyla değirmen dönmeyeceğini yolun başında biliyorduk…

Amatör kümede şampiyon olan takımın iskeletini koruyan Süleyman Caner ve Cahit Terzi,  mütevazi bir kadroyla koca bir kente tatlı bir rüya yaşattı…

Mafya babalarının, belediyelerinin, sanayicilerin desteklediği rakiplerimizin dev bütçesiyle aşık atamasak da oynadığımız futbolla taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazandık.

Bana göre bu sezonun şampiyonu tüm ulusal medyada adından söz ettiren Kömürspor taraftarı oldu…

Futbol nankör bir oyun…

Kim bilir onu cazip kılanda bu olsa gerek…

Eğer Mert Caymaz o penaltıyı gole çevirseydi kendisi kahraman olurdu…

Süleyman Caner efsane başkan…

Cahit Terzi de hocaların hocası…

Peki ne oldu… Mert topu 10 santim sağa attı…

İkici lig hayallerimizi ise en yakın çöp tenekesine…

Müsabaka öncesinde “Sultan Süleyman” sloganlarıyla tezahüratlar arasında tribüne çıkan Süleyman Caner, maç bitiminde hiç de hak etmediği bir tavırla karşılaştı…

Hemen ardından cılız bir sesle yükselen “Erdoğan Demir” sloganları ise çok geçmeden rüzgarla dağılıp gitti…

Bugüne kadar bir kez olsun bile Zonguldakspor maçına gelmemiş milletvekili adaylarının protokol tribününün ön sıralarında yerini alması günün en samimiyetsiz görüntüsüydü…

13 yıldır iktidar olan bir partinin milletvekili olsam o stadın o hali karşısında utanır, maça gelemezdim…

Çökme tehlikesi nedeniyle kapatılan tribünleri protesto etmek yerine gazetecilere sallayan, yönetimi istifaya davet eden, Süleyman Caner’e hakaret eden o taraftar grubu kimdi, kimlerden oluşuyordu bilmiyorum ama ortada içten içe bir hesaplaşma olduğu kesin…

Hele ki müsabaka bitiminde yaşanan olaylar tek kelimeyle çirkindi…

Sadece iki kapının açık olması nedeniyle yaşanan yoğunlukta bereket ki, ufak tefek ezilmelerin dışında can sıkıcı bir olay yaşanmadı…

Ama mevcut milletvekillerini kulakları bir hayli çınlatıldı…

Ezilen taraftar güvenlik kapısını kırarak stadyuma girip dışarı çıktı…

Eee ne kadar ekmek, o kadar köfte…

Ne bekliyordunuz… Şapkadan tavşan çıkmasını mı?

Kim ne derse desin, bu takımla buraya kadar gelmek bile büyük başarıydı…

Şimdi bu şoku atlatıp önümüze bakmak zorundayız…

Başta Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) inadından vazgeçip maden işçisinden kesilen aidatları Zonguldak Kömürspor’a kaydırsın…

Ardından sağlığımızı tehdit eden termik santraller Eren ve ÇATES’ten ciddi bir bütçe sağlansın…

Kulübün otopark gelirleri artırılsın…

Taraftar küstürülmesin…

Bakın o zaman seyredin karnavalı…

Tüm yaşananlara rağmen ben katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum…

Utanması gereken futbolcular değil, o stadyumu bu şehre layık gören, maddi destek anlamında katkı sağlamayan politikacılarımızdır.

Tabi o yüz onlarda varsa?