Bir şehrin takımıyla o şehrin gelişmişlik düzeyi arasında benzerlik vardır. Şehrin takımı olması münasebetiyle Zonguldak Kömürspor da Zonguldak’ın onurudur. Bu bakımdan herkes, imkanı ölçüsünde bu takıma sahip çıkmak zorundadır.

Ekonomik ve sosyal bakımından bir türlü geliş(tiril)memiş Zonguldak vilayeti gibi, Kömürspor Takımı da ne yazık ki bu kara yazgıdan nasibini alıyor.

Şehirleşme standardına ulaşamamış, bölgecilik hastalığından dolayı birlik ve beraberliği sağlayamamış bir kentten bahsediyoruz. Çağdaş medeniyet düzeyine, bırakın diğer şehirler gibi hızlı trenle ulaşmayı, ancak kaplumbağa hızıyla ilerleyebiliyoruz.

İşçi
si günden güne erimiş, sendikası etkisiz eleman olmuş ve eski dönemlerdeki kartları tek tek elinden alınmış bir kentin takımından fazla bir şey beklemek hayalcilik olur. Ama yine de az bir maddi kaynakla, birazcık da birlik ve beraberlikle stabil halde bekleyen Zonguldak Kömürspor, canlandırılabilir.

***

Birileri kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.

Önce belediye başkanı para vermiş yaygarası, sonra bir bakıyorsunuz, parayı kulüp adına başkası yatırmış haberleri. Hangisi doğru, hangisi yanlış? Herkes sessizliğe gömülmüş. Taraftar ise güvenini çoktan yitirmiş. Umutlar kırılmış ve beyinlerde “Bu işler ne zaman düzelecek?” soruları dönüp duruyor.

Tamam, şimdilik kulübün 450 bin TL’lik borcu ödendi ve transfer yapmasının önündeki engel kalktı.

Peki bundan sonrası?

Sonrası yok…

Çevre katliamına neden olan koskoca dev şirketler, bir takıma sahip çıkamayacak kadar cimri olamazlar. Bölgemizde bilmem ne kadar büyük fabrikatörlerimiz var. Bunların yaşadığı şehre bu kadar duyarsız kalacaklarına da ihtimal vermiyorum. Bölge milletvekilleri, Vali bey ve belediye başkanı isterse bunun yolunu açabilir diye düşünüyorum.

Fakat bir hareket göremiyoruz.

Bu yük, sadece kulüp başkanının omzuna bırakılamaz.

SÜLEYMAN CANER

Kim ne derse desin.

Paralı iş adamlarının yönettiği dönemde dahi amatör kümeye düşmekten kurtulamayan ve herkesin eliyle ittiği bu takımın sorumluluğunu üstlenen Süleyman Caner’e teşekkür etmek gerekiyor.

Her ne sebeple, hangi hesap ve kitapla olursa olsun, tamamen bitti denilen noktada takımı alıp, tek tek insanların ayağına gidip küçük desteklerle takıma olan güveni tekrar kazanmayı başaran Caner ve ekibine vefasızlık edilmemeli görüşündeyim. Bir zamanlar 3. Lige çıkmak bile başarı gibi gözükürken, takımı 2. Lige çıkarmak ve orada sabit tutmak, kötünün iyisidir.

Daha iyi olması için herkesin desteği şarttır.

Peki yeter mi?

Yetmez ama önce vefalı olmak, sonra maddi destek sağlayarak takımı Süper lige taşımanın yollarını bulmalıyız.

Başka şansımız yok.