Siz de bilirsiniz,okullarda NŞA olarak kısaltılmış; “Normal Şartlar Altında” kavramı vardı. Bu; ısı, basınç vb. etkenlerin standart değerleri çerçevesinde oluşacak sonuçlar tepkimeler bellidir demekti. Örneğin suyun 100 derecede kaynaması gibi

Ama bu hayatın her alanında geçerli değil

Mesela sol oyların durumu gibi

Türkiye’de son 40 yıldır demokrasi, emekçilerin durumu, ota sınıfın uğradığı erozyon ve gelirdağılımındaki adaletsizliğin artışı karşısında NŞA sol oylar artmalı. Ama artmıyor. Aksine azalıyor.

İsterseniz sol vesağ blok anlamında geçmişe bir bakalım;

Seçim yılı sol oylar sağ oylar -yüzde

1969 37 63

1973 34 66

1977 42 58

1983 30 70

1991 31 69

2002 19 61

2007 22 78

2011 27 73

2015 Haziran 25 75

2015 Kasım 26 74

2018 23 77

Nisan ayı araştırmasına göre kararsızlar ve yanıt vermeyenler dağıtılmadan partilerin oy oranları şöyle; AKP: Yüzde 27,1 ,CHP: Yüzde 18,3, İYİ Parti: Yüzde 10,7, MHP: Yüzde 8,7, HDP Yüzde 8,4, DEVA: Yüzde 2,2, Gelecek Partisi: Yüzde 1,4

Kararsız, protesto oy ve "yanıt yok" diyenlerin oranı ise yüzde 21

Yani bugün seçim olsa Sol’un hüsranı sürecek

Peki bu sonuçlar neyi gösteriyor

Çok açık ; Seçmen sola güvenmiyor

Çünkü sol olması gereken yerde değil

Bunu anlamak için düne ve bugüne bakalım

Sol oyların artış gösterdiği 1969-73 dönemine bakın

İşçiler büyük bir hızla sendikalaşıyor. Sendikalar içnde hummalı bir eğitim seferberliği var

Üreticiler ve tüketiciler kooperatif ı altında örgütleniyor

Gençler ülke sorunlarına duyarlı. Antiemperyalist eylemler yapıyor. Zap suyuna köprü kuruyor

Topraksız köylülerin, tarım üreticilerinin örgütlü eylemleri var.

Öğretmenler köylerde ve kentlerde ışık saçıyor

Buna, Bülent Ecevit’in “Ortanın Solu” çıkışıyla CHP ye getirdiği dinamizmi ekleyin

Bütün sol kadrolar sahada çalışıyor

Yani; Sol hayatı örgütlüyordu

Sonuç; Sol umut olmaya, sol oylar artmaya başladı

Bugünün örneğine bakalım;

Tunceli Ovacık İlçesinin TKP li(Türkiye Komünist Partisi) Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, 650 dönümlük Hazine arazisine nohut, kuru fasulye ve patates ekerek, buradan elde edecekleri gelirleri yoksul vatandaşa ve öğrencilere burs olarak dağıtacaklarını söyledi

Dediğini vede fazlasını yaptı

Sonuç; Tunceli İl Belediye Başkanlığını kazandı. Çalışmalarına devam ediyor.

Ama solun bu deneyin öneminin farkında olmadığı ortada

Özünde bir “Emek Hareketi” olan Sol hala “Emeksiz Yemek” hayalinde

Solun bugünküdurumunu CengizGündoğdu,Ekim 1989 Varlık Dergisindeki yazısında “Talepçillik” ara başlığı altında şöyle tespit etmiş;

Solculuk, ilericilik …. bir talep sorunumudur, yoksa bir yaratım… bir gerçekleştirme sorunumudur?Kim en çok talepte bulunursa o en ilerici, en solcu…Hapishaneleri düzeltin,ekonomiyi düzeltin,Toplumsal eşitliği sağlayın… Böyle.. aynen böyle. Talepçi talep edecek, birileri de …yerine getirecek.Olmaz,olmaz böyle bir şey.Bizler yaratımcı, gerçekleştirici olmak zorundayız. Burada talep yok. Toplumun en küçük ölçeklerine kadar örgütlenirsin, insani olan ne varsa yaratırsın,

Ama bunlar zor. Çok zor. Disiplinle ve özverili çalışman gerekiyor. Ne gerek var buna; Oturduğun yerden talep edersin, iki üç bildiriye imza atarsın oldu. Her şey oldu mu.. olmaz, Her şeyden önce ilericiliği talepçilikten kurtarmak gerekiyor

Otuz iki yıl önce yapılmış bu tespit elbette kisolunbütünü için geçerli olamaz

Mutlaka güzel şeyler yapan başka yapılanmalar vardır..

Günküyazıyı burada sonlandırıp konuya bir sonraki yazıda devam edelim.

.