Öğretmen: Canpolat Pamay
         Öğrenci:  Mehmet Haberal
            Bu gün 24.Kasım Öğretmenler Günü. Çok değerli  Atatürkçü, yurtsever öğretmenlerimi içten saygı ile selamlıyorum. Bu gün hepimize örnek olacak bir öğretmen-öğrenci ilişkisindenden söz etmek istiyorum.
            13 Nisan 2009 günü hepimizi yaralayan bir olay yaşanmıştı ülkemizde. Dünya çapında tanınan, bilinen büyük bilim adamı Prof.Dr. Mehmet Haberal,  “Ergenekon Davası” diye adlandırılan dava nedeniyle, diğer bilim adamı asker kişiler gibi polisler tarafından  gözaltına alınmıştı.
            TV başındaki  binlerce insan gibi  bizler de bu olayı, “Ne oluyoruz” sorusu ile; hayret, şaşkınlık, ürkü, korku  içinde izledik, yaşadık. Prof. Haberal’ın beyaz-gömlek kravat, koyu renk ceket, koyu gri pantolonu içinde, bir elinde çantası olduğu halde, diğer elini sallayarak polis arabasına bindirilişi hâlâ gözlerimin önündedir.
            Prof. Dr. Haberal’ın eşi, çocukları, kardeşleri, yakınları, arkadaşları, tedavi ettiği binlerce hastası gibi, bu ülkemizi ve hepimizi yaralayan olayı, Zonguldak’tan bir ayrı ve özel kişi daha izledi Tv başında: Öğretmeni Canpolat Pamay..
            Kuşkusuz o da çok üzüldü, yüreği yandı, içi parçalandı ama “Ne yapalım!” demedi ve “Günlük küçük notlar tutarak” ve yüreklilik göstererek olayın peşini hiç bırakmadan, öğrencisini cezaevi ve hastaneler arasında telefonla mekik dokuyarak izlemeğe başladı.
            Bu  “24 Kasım 2015 Öğretmenler Günü”nde bu çok değerli, candan  “Baba öğretmeni”  içten saygı ile selamlarken,  Prof. Haberal tarafından bastırılan bu küçük defter/kitapçıktan rastgele seçtiğim birkaç bölüm okuyalım.
            13 nisan 2009 Kanal B Tv:
            -Tek Türkiyem var.
            -Atatürk ve ilkelerine inandım.
            -Ölünceye kadar izindeyim.
            -Ömrümü Türkiye’ye adadım.
            -Tek Atatürk var
            -Tek Mehmet Haberal var.
            K ANAL  Z’ye DUYURU.
            Öğrencim Mehmet Haberal’a 
            geçmiş olsun der, gözlerinden öperim.
            Üzüntüm çok büyüktür.
            **
            15 Eylül 2009
            Sayın Prof. Dr. Mehmet Haberal
            İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü HASEKİ-İSTANBUL.
            Türkiyem için- büyük Tanrım ve Tıp ilminin yetkilileri, sizi en kısa zamanda aramıza katacaklardır. Senin nasıl harika bir öğrencim ve çok büyük ilim adamı olduğunu bütün dünya ve bizler bilmekteyiz.  Sana inancım ve güvencim tamdır. Bayramın kutlu olsun.Gözlerinden öperim. Canpolat Pamay.
            **
            23/ Ağustos
            0.212/459.20.00’den 29.480-Yeni Hastane
            24/Ağustos
            Hemşireyle konuşabildim.Durumu iyi.Bana yanındaki İsmail Bey selam söylemiş.
            Saat 11.55. Ali Haberal: Akşam yanındaydım.İyi. dedi.
            1/Eylül . Dr. Polat Bey(konuşmalar yasak, ancak sağlığı iyi), diyebildi.
            12 Eylül- Hemşire çıktı. Yakınlarıyla alt kata inmiş. Mesajımı ileteceğini, söyledi.
            25 Eylül-Cuma. Hemşireye ulaşamadım.
            Yakınları yokmuş. Jandarma kapıda.
            **
            17 Nisan
            0.212.529.44.20   Saat:9.15
            Sayın Prof.Dr. Mehmet Haberal
            Haseki Hastanesi-İST.
            Senin sağlığın için duacıyız.En kısa zamanda aramızda olmanı ve Türkiye insanı için      görevlerinin devamını ümitle bekliyoruz.
            Büyük geçmiş olsun, gözlerinden öperim. Canpolat Pamay
            * *
            21 Nisan 2009
            0.212.459.20.00/29.480
            İst. Üni. Kardiyoloji Ens. –Yoğun Bakım-
            Mehmet’i aradım.
            Dr. Kamil Gülşen: İyilik mesajınızı ilettik. Çok mutlu oldu.
            xx
            Dr.Kamil Gülşen’e mesajım:
            84 yaşındayım
            Çok Üzgünüm.
            Öğrenc im Mehmet Haberal;
            Örnek Cumhuriyetçi, örnek Atatürkçü, Bayrağına,Türkiye’ye,
             Tıp ilmine aşık örnek bir profesördür.
            Mehmet Haberal’a yapılanları kınıyorum.Allahım çok büyüktür.
            **
            2012 Haziran - Sayfa:42
            Söz de demokrasi. Sözde seçim. Seçime girebilirsin. Seçime girildi.Seçim kazanıldı.
            Olmaz denildi. Sizler milletvekili olamazsınız.
            Çünkü:Seçim yapanların yaşları ve beyinleri müsait değil.Sizler ancak demir parmaklıklar arkasında oyunlar oynarsınız.
 
 Canpolat Pamay