Afet günlerinde olsun birlik ve beraberlik içinde soruna çare bulmak varken, karşı cepheyi suçlayıcı ithamlarda bulunmak kimin işine yarıyor ki... Her zaman olduğu gibi çile çekmek halkın kaderi oluyor. Bundan nemalanmak ne kimliğimize, ne tarihimize, ne de insanlığımıza sığıyor oysa. Bir bardak suya muhtaç olan ateş söndürülmeyi beklerken siyasi otoritelerin yanlışı, doğrusuyla yaptıkları konuşmalar güzel şeyleri hak eden, alın teriyle çalışıp vergisini veren, çocuklarının geleceği için çırpınan vatandaşı hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Farkında mıyız? Umutsuzluğun gittikçe artıyor olmasına dur diyecek gençlerimiz de çıkmazda... Görüyoruz. Eğitim arap saçı, iş kapıları taraf tutana açık, ideolojiler saklıda, ana baba eline muhtaç bir gençlik vurdumduymaz, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demez de ne yapar. Diyor da.

Şapkayı önümüze koyup bir düşünmeli. Başkayı yok saymak, eleştireni düşman saymak, sucu bucu diyerek taraf toplamak ne kazandırıyorsa bir o kadar da kaybettiriyor. Yaşadıkça gördük. Göreceğiz de.

Siyasetçi ya da politikacı olmak yokuşa sürmek midir hep. Biz yaptık oldu zihniyetiyle yapılan işlerde kaybeden hep vatandaş oluyor. Neden? Gözümüzdeki çöpü görmeden başka gözlerin çöpüyle uğraşmaktan el'lerin yaptığı örnek işleri izler olduk sadece. El, önce tedbir diyerek doğasına, insanına değer verirken biz, derde uğradıktan sonra derman peşinde vakit öldürür olduk.

Sözüm, önce insanım diyen herkese. İster vali olsun, ister belediye başkanı, ister öğretmen, doktor, avukat, mühendis, işçi, memur, gazeteci, çiftçi, esnaf, ev hanımı vs. olsun. İşinin başında insana hizmet veren her birey adaletli, hakkaniyetli, işinin ehli, öğrenmeye açık, özgür iradeli oldukça yol alacaktır insanlık. Ezen, sömüren, suistimal eden, günü kurtarmak için yalan dolana başvuran, olduğu yeri korumak uğruna görmedim, duymadım diyen her birey ne yazık ki geleceği ateşe atıyor. Yakıp yıkıyor hırs, güç uğruna.

Günlerdir yanıp kavrulan orman, hayvan, yerleşim yerlerini izliyor, uzaktan ah edip dertleniyoruz. Başka..! İşte o başkaya cevap olmalıyız önce. Olabilene ne mutlu...