Kabul edelim çok zor bir dönemdeyiz,  köşeye sıkıştık ve korkuyoruz. Bir yanımız geçecek bu günler dese de diğer yanımız kaybetme korkusunda bozuyor akli dengeyi.
Hele ki çoluk çocuk, torun torba sahibiyseniz, yüze bine katlanıyor kaygınız.
Ölümün ayak sesleri duyulmakta olan zira!
Sağduyulu olmak, kendimizi toplu yaşam yerlerinden izole etmek, birinci kural…
Uyma konusundaki beceriksizliğimiz vurdumduymazlığım ise aşikâr.
Neden hiçbir konuda, kendi hür irademizle bilinç oluşturamayız biz insanlar.
Hep birilerinin yön göstermesiyle, yetmiyor zoraki dayatmasıyla mı sorumluluklarımızın farkına varacağız. “Evde kal” bu zorlu dönemin sloganı öyle değil mi? Evde kalalım o halde.
Durumun ciddiyetine olan lakayt tavrımız, bizi ölüme daha çok yaklaştırır, bunu idrak edelim ne olursunuz.
Dilde kolay olan o sözcük “nasılsa ölmeyecek miyiz ölümden korkmuyorum” türünden maval okumalar da boş. Başa gelince öyle hissedilmiyor inanın, bakın korkudan nasıl büzüştük ve kendimize toparlandık...
Bu işin psikolojik bunalıma dönmesinden korkuyorum. Zira oraya doğru gidiyor vaziyet.
Evde kalmak demek bir nevi saltanat sürmek demek aslında…
Çalışanların hangi kaygılarla işe gittiğini bir düşünsenize. Çalışmak zorunda olanların, hele ki sağlık sektöründe kendi yaşamlarını riske ederek çalışmaya mecbur olanlarımızın hislerini de bir düşünelim.
Sağlık her şeyin üstündeymiş ama her şeyin.
Servetin malın mülkün canı cehennemeymiş meğer.
Bin bir emekle, borç harç aldığımız eşyalarımızın olması, onlar için çektiğimiz sıkıntılar, ödediğimiz bedeller.
 Misafirlere sakladığımız kullanmaya kıyamadığımız eskitemediğimiz her şeyin kölesi olmak aptallıkmış yahu.
Hayata tutunmak için kendime telkinlerde bulunuyorum çünkü korkuyorum.
 Çünkü bugünlerin tekrarı, telafisi olmayabilir, bu kadar net bir süreçten geçiyoruz, şakası yok.
Kendimiz kadar, karşıda olanında yaşam hakkından sorumluyuz, dolayısıyla da duyarlı olmak zorundayız
Yiyoruz, içiyoruz, boş boş zamanı tüketiyoruz, bu vesileyle de mücadelesini verdiğimiz birçok şeyin aslında gereksiz olduğunu görüyoruz.
 Bu bir nevi elimizde olup kıymetini bilemediklerimize ne kadar haksızlık yaptığımızla yüzleşmek demekmiş.
Statü makam mevki ayırmadan başımıza bela olan bu musibetten bir an evvel kurtulmayı umut ediyorum.
Not: Yazıyı kaleme alırken bir arkadaşımızı kaybettiğimiz haberi geldi, çok üzgünüm. Söyleyecek söz yok Ailesine sabır diliyorum. Bir diğer arkadaşımda korona testinin pozitif çıkması nedeniyle karantinaya alındı. Çok üzgünüm çok…