Çok sığ ve merhametsiz bir dönemden geçiyoruz.

Öğrencilik yıllarımda, güçlülerin zayıfları ezdiği, haksızlık yapanın yanına kâr kaldığı ve kızların diri diri toprağa gömüldüğü Cahiliye dönemini bir türlü idrak edemez, "Böyle bir vahşet nasıl olur" derdim.
 
O günden bu güne baktığımda değişen pek bir şey olmadığını, hatta bazen daha ileri gidildiğini üzülerek görüyorum. Trafikte ışıkta korna çaldı diye, araçla sollarken yol vermedi diye, yan baktı diye, boşanmak istiyor diye, aldatmış olabilir diye hiç gözünü kırpmadan insan kesen caniler; ne ara türedi, anlayamıyorum.
 
Bu kadar merhametsizce işlenen cinayetlerin, akla hayale gelmedik sapıklıkların sebebi sadece medya ve diziler midir? Yani (karakteri bozuk, iradesiz) insanlar sadece internet ortamından veya medya aygıtından örnek alarak mı bunları yapıyor? Yoksa insanoğlunun geninde de (yiyecek ve içeceklerdeki eski tatların bozulması gibi) bir bozulma mı söz konusu? Eğitim eksikliği mi var, öğretmenlerimiz mi donanımsız? On binlerce din görevlisine rağmen topluma din, vicdan, merhamet ve ahlak bilgisi mi aşılanamıyor?
 
Herkesin kendi vicdanında bunları tartıp, 'acaba ben görevimi tam yapıyor muyum' hassasiyeti içinde bir ürperti duyması gerekmez mi?

Acaba, suça meyilli tipler, yasal boşluklardan mı cesaret alıyor? 'Nasıl olsa af geliyor, biraz yatar çıkarım' düşüncesi mi onları pervasızlaştırıyor? Baksanıza, adam kadının ağzını gözünü, hem de kameralar önünde patlatıyor. Öldüresiye vuruyor, yaralıyor ve kadının çığlıkları medyada bangır bangır gösteriliyor. Bir bakıyorsunuz, caniler iki saat geçmeden serbest bırakılıyor! Eğer kişi ölmüşse veya olay kamuoyunda infial oluşturmuşsa yargı ancak o zaman tutukluyor. Öte yandan önemli kişilere karşı en ufak bir söz söyleyen ise direk cezaevini boyluyor. 

İşte bu olmuyor; geri tepiyor, huzuru bozuyor. Güveni sarsıyor. İnsanların ağladığı, ocaklarına ateş düştüğü yerde şeref...lerin elini kolunu sallayarak gezmesi toplumu kanatıyor. Nasıl ki devlet büyüklerine ya da önemli konumdaki kişilere hakaret edenler affedilmiyor; toplumun kanayan yarası olan bu tür caniler de hiç affedilmemeli ve gereken cezayı almalıdırlar. 


Bu yangını ancak adaleti sağlayarak söndürülebilirsiniz.

Şimdi bu perspektiften baktığımızda koronavirüs neden bu döneme denk düştü? Milyonlarca yıldır canlının yaşadığı bir dünya gezegeninde 2020 yılının günahı neydi?

Bunu soralım kendimize?
 
İMAM HATİP GAFININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...

Erol Mütercimler'in imam hatipten mezun olanlar için sarf ettiği "Bu okullardan mezun olanlar bakın karşımıza ne olarak çıkıyor; sahtekar, cinsi sapık, ahlaksız" sözleri, çok çirkin.  Toplumu bölen, bir grubu aşağılayan ve genelleme yapan bu dili kimden gelirse gelsin şiddetle kınıyorum.  
Sen imam hatip mezunlarına ahlaksız dersen, onlar da bütün laikler dinsiz dediği zaman bu hiç hoş olur mu? Kimsenin kimseyi yaftalamaya ve bir kişi üzerinden genelleme yapmaya hakkı olmamalı. Bir insanın, kendisi gibi düşünmüyor diye dışlanması kadar ilkel bir davranış olamaz. Bu çağda, bu kafa olmaz! 
 
GİZEMLİ EL

Bu kadar moral bozucu gelişmenin yanında güzel şeyler de olmuyor değil. Bir kişi, önceden tespit ettiği ihtiyaç sahibi ailelerin kapısına gizlice gıda paketleri bırakmış. Aileler kapılarının önünde gıda malzemelerini görünce duygulanmışlar. Hayır duada bulunmuşlar.

Tabi burada en önemli nokta, niyet... Adına gizemli kişi mi diyelim, gizemli hayırsever mi bilmiyorum; ama niyeti ne olursa olsun böyle gösterişten uzak bir çabayı hatırlatması bile güzel. Gizemli kişiye buradan teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kalın...