Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde, sabah cesedi bulunduğunda bütün ülkenin yürekleri yandı. İnsanlıktan nasibini almamış cinayet zanlısı A.S.A.yakalanıp, vahşetin ayrıntılarını itiraf ettiğinde hüzün ve üzüntü bir anda öfkeye dönüştü.

Halkının yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu cennet ülkemizde, neler oldu da özellikle kadınlarımız her türlü şiddete uğrayarak vahşice katlediliyor?

Evet, hiç tartışmasız suç kişiseldir. Cezayı, suçu işleyenler en ağır şekilde çekmelilerdir. Hukukçu değilim ancak suçlu olarak sadece kişilere verilecek ceza üzerinden sonuca gitmeye kalkmak, sorunu çözmez.

Asıl kalıcı çözüm, suçun işlendiği ortamın (mantığın, anlayışın) yok edilmesidir.

Kadınlara yönelik şiddetin artarak devam etmesinde hiç kuşkusuz başta erkekler olmak üzere dolaylı olarak hepimiz suçluyuz.

Kızlarımıza namus konusunda en ağır kısıtlamaları getirirken, erkek çocuklarımıza olabildiğince sınırsız hareket alanı tanınarak, suçun işlenmesine uygun ortam oluşturulması sorunun çözümünü güçleştiriyor.               

Kızlarımızı başları açık, kısa etek giyerek erkekleri tahrik ediyorlar diyerek sapık canileri hoş gören anlayış; hiç kuşkunuz olmasın ki, türbanlı kızlarımızın uğradığı sapıklık ve şiddet karşısında da hiç utanmadan dışarı çıkmasalardı diyerek katilleri aklamayı sürdürecektir.

Ne yazık ki, “annen de olsa diz kapağının altından göbeğine kadar ve sırtına bakamazsın. Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder” diyen sapık düşüncelerin değerli sayıldığı ortamlarda daha çok Özgecanlar yüreklerimize ateş düşürür.

Hadi, erkek anlayışına isyanımız var da "Müslüman ülke, tecavüz... Fırsatçılığına soyunmayın, Amerika'da her iki dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Şimdi çenenizi kapatın"diyen saygıdeğer hanımefendiye ne demeli?        

Çenemizi kapatalım, pantolonun fermuarını açalım. Öyle mi?

Yazıklar olsun!

Bu ülkede tecavüz edilerek katledilen her kadının bedeninde sapkın düşüncelerinizin izleri var.

             *                                  *                                *

Dr. Gürsel Yıldız

Ne yazık ki bir değerini daha İstanbul’a kaçırdı bu kent. Atatürk Devlet Hastanesi nefroloji uzmanı Doç. Dr. Gürsel Yıldız bundan böyle akademik kariyerini Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde sürdürecek.

Kısa bir süre önce tanıma şansına eriştiğim, geçmişte Erzincan il hakem kurulu başkanlığını da yürüten fanatik bir Trabzonspor taraftarı olan Gürsel Hoca, pirimiz dediği Âşık Veysel hayranı.

Yoğun ve zorlu tıp eğitiminin yanı sıra futbol ve müzik konusunda da kendini yetiştirerek uzmanlığını kabul ettiğimiz sevgili dostum.

Hiç kuşkum yok ki, beynindeki tıp bilgilerini, kalbindeki insan sevgisiyle yoğurarak en az senin kadar başarılı öğrenciler yetiştireceksin.

Bilirim, ayrılıklar hep hüzün doludur.

Umarım, bu kent sana hayal kırıklıkları yaşatmamıştır.

Yolun açık olsun.