Yaklaşık bir yıl kadar önceydi; Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde, sabah cesedi bulunduğunda bütün ülkenin yürekleri yandı. İnsanlıktan nasibini almamış cinayet zanlısı Suphi Altındöken yakalanıp, vahşetin ayrıntılarını itiraf ettiğinde hüzün ve üzüntü bir anda öfkeye dönüşmüştü.
       O günlerde hepimizin yüreği parçalanmış bu nedenle de Özge(can)dı başlığıyla yazı yazmak zorunda kalmıştık.
       Yazımızın bir bölümünde de suçun kişisel olduğu ve suçu işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini ancak bu ve buna benzer suçların engellemenin sadece suç işlemişlere ceza verilerek sorunun çözülemeyeceğini belirtmiştik.
       Ayrıca, Kızlarımıza namus konusunda en ağır kısıtlamaları getirirken, erkek çocuklarımıza olabildiğince sınırsız hareket alanı tanınarak, suçun işlenmesine uygun ortam oluşturulması sorunun çözümünü güçleştirdiğine vurgulayıp, Çözüm önerisi olarak tasuçun işlendiği ortamın (mantığın, anlayışın) yok edilmesi gerektiğini yazmıştık.
       Bu güne kadar geçen bir yılda binin üzerinde kadının öldürülmesi, şiddet ve tecavüze uğraması ne yazık ki haklılığımızı kanıtlıyor.
    Katil Suphi Altındöken ve suç ortağı babasının Yüksek güvenlikli F tipi Adana Kürkçüler cezaevindeki hücrelerinde tabanca ile vurularak katilin öldürülmesi ve babasının da ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılması ile Özgecan’ı anımsamak zorunda kaldık.
         Doğrusunu söylemem gerekirse, kafam karmakarışık. Özgecan’ın Katilinin cezaevinde bir başka mahkûm tarafından infaz edilmesine sevinmedim desem yalan. Sevindim desem de yalan alan olur.
     Anlayacağınız duygularımı dinlediğimde, vahşice genç bir kızın yaşamına son veren birinin cezasını buldu huzurunu yaşatıyor.
     Ancak mantığımı harekete geçirdiğimde, Zaten ömür boyu hapis cezasını çekmekte olan bir suçlunun hukuk dışı bir yöntemle ülkemizdeki Cezaevlerinin kendi mantığı içinde infaz edilmesini kabullenmeyi de sakıncalı buluyorum.
     Doğru olan suçlu da olsalar, suçlarını çekmek üzere ceza evlerinde yatan her mahkum devletin korumasındadır.
     Gelinen durum,“öldürmekle suçu ve suçluyu yok edemiyoruz. Bütün insanlık topyekûn sevgi ve barışı tesis etmek üzere seferberliğe girmesi gerekiyor” diyen Özgecan’ın babasını haklı çıkarıyor.
    Umarım cennetin en güzel köşesinde olduğuna inandığım Özgecan’ın ruhu huzur içindedir.