Peşkeşin dik âlâsı

Fiyos Vadisi Projesi’nin alt ve üstyapı işlerinin yapılması, yönetilmesi ve işletilmesi işinin iktidara yakınlığıyla bilinen bir holdinge, kamuoyunun gözlerinden uzak bir şekilde ihalesiz olarak verilmesi ulusal basına da konu oldu...  Yapılan “peşkeş” nitelemesinden rahatsız olan AKP Milletvekili Ahmet Çolakoğlu zehir zemberek bir açıklama yaptı… Bu zamana değin pek çok konuda ortalığa saçılan iddialarla ilgili –tabirimi mazur görün- adeta sağıra yatan Çolakoğlu, Türkçenin dalını budağını kırarak böyle bir açıklama yapmaya neden gereksinim duydu herkes gibi ben de anlamadım…
 
Anlamadım, iddiaların muhatabı en başta tahsisi yapan bakanlık çünkü… Süreci yöneten Zonguldak Valiliği ile yatırımcı şirketse, hukuki deyimle, müteselsilen sorumlu… Çolakoğlu’nun bunlardan önce topa girmesini, tahsisin, projenin gereklerine göre değil de siyasi olarak yapıldığını gösteriyor… Verdiği yanıt bırakın bencileyin bir muhalifi, kendi yandaşlarını tatmin etti mi merak ediyorum ayrıca… Hele, haberin yalan olduğunu iddia edip, “İma edildiği gibi hiçbir kuruluşa peşkeş çekilmemiştir” demesiyse, bir kara mizah örneği olarak tarihe geçecek kesinlikle…
 
ÇOLAKOĞLU GELECEĞİMİZE DE İHANET EDİYOR
Çolakoğlu Filyos Vadisi’nin çocuğudur… Orada doğup büyümüş, yatırımlarını orada yapmış bir iş insanı olarak değerini bizden daha iyi bilmesi gerekir… İktidar partisine mensup bir siyasetçi olarak dünyanın içindeki siyasal ve ekonomik konjonktür gibi gelişim stratejilerinin farkında olması da olağandır… Bana sorarsanız, Filyos Vadisi gibi Karadeniz’in en değerli ekosistemlerinden birinde ekolojik yıkıma yol açacak yatırımları büyük bir maharetmiş gibi savunması, ne yazık ki, dünyanın nereye gittiği gibi, yaşadığı coğrafyanın öneminden de bihaber olduğunu gösteriyor…
 
Ayrımsız tüm bilim insanları, çok yakın gelecekte temiz su kaynakları ile tarım topraklarının stratejik değerinin yaşamsal boyuta erişeceğini söylüyor… Bir su ve tarım alanı yoksulu bölgemizin en önemli akarsuyu olan Filyos Nehri ile onun sabırla oluşturduğu verimli topraklar, gıda güvenliğimiz açısından büyük önem taşıyor… Şurası çok açık, “Ülkenin gerçek bekası” içinbir ekolojik koridor olarak korunup tarım, hayvancılık potansiyeli artırılması gereken vadinin yok edilmesi bölgemiz ve ülkemiz kadar gelecek kuşaklara da ihanet oluyor… Farkında mı bilmiyorum, Çolakoğlu tam da bu suçu işliyor…
 
SÜREÇ ŞEFFAF DEĞİL, REKABET ORTAMI VE İHALE YOK
Uyguladıkları politikalarla bölge insanını işsiz, aşsız, geleceksiz bırakan sanki başkasıymış gibi, “iş, aş lafazanlığı” yapıp bir de onların kahramanı olabilir Çolakoğlu… Hatta kariyerini borçlu olduğu piri muganı gibi bu itirazı yükseltenleri bölgeye ihanet etmekle suçlayıp daha yücelebilir halkın gözünde… Ama bu Filyos’un doğasının katledildiği gibi, birilerine peşkeş çekildiği gerçeğini değiştirmez… Sormak hakkım Çolakoğlu’na, bir kamu alanının hiç de şeffaf olmayan sürecin sonucunda, rekabet ortamı oluşup açık ihalesi yapılmadan bir holdinge alelacele verilmesi peşkeş değil de nedir Allah aşkına?
 
Tam yerel seçimlerin arifesinde, bir holding, uçağına bakan yardımcısını da alarak Filyos’a geliyor… Yeri inceliyor, nereden aklına estiyse döner dönmez bir müşavir şirket kuruyor… Erdemir ve Kardemir gibi iki çelik devinin bulunduğu bölgede “çelikte kümelenme” işinin tüm planlaması, 17 Haziran’da kurulan, 3-5 günlük bu şirkete veriliyor… Kamuoyu da tüm bu bunları her şey bittikten sonra fısıltı gazetesinden öğreniyor… İşe bakın: Şirket, planlama ve parselasyonu yaparken kendi holdingine ayrıcalık yapmadığı gibi stratejisini de ondan bağımsız belirleyecek öyle mi? “Sen onu külâhıma anlat” diyenleri de Çolakoğlu “yalancılıkla” suçlayacak… Ne güzel iş…