Bisiklet sürmek unutulur mu?

Yıllar sona bisiklete binmenin endişesini taşıyan bir çocuğun telaşıyla geçiyorum klavyenin başına…

487 gün sonra yeniden yazmak, güzel olduğu kadar kaygı verici…

İlk günden iddialı bir yazı yazmak yerine kısa bir “peşrev” çekmeyi yeğledim…

Bu süreçte yazamadıklarım yüzünden içim içimi yese de…

Gözlemleme, kendimi dinleme fırsatı da buldum…

Siyasetin en yoğun yaşandığı bir süreçte, kentin geleceğini oylayacağımız bir seçimin arifesinde en büyük sorumluluk medyaya düşüyor…

Halkın Sesi olarak oyundan düştüğümüzün farkındayım…

Ama, aylarca yedek kalmış bir futbolcunun oyuna girer girmez gol atmasını beklemeniz de haksızlık olur!

Bundan sonra medya mahallesinin Halkın Sesi Sokağı’nda tam da bu köşede hafta içi her gün sizleri bekliyor olacağım…

Belki yakamda kırmızı bir gül olmayacak ama!

Tanıyanlar tanır…

Unutanlara da kendimizi hatırlatmaktan imtina etmeyiz!

Tanımayanlara da en içten bir “merhaba” diyerek başlayalım yazmalara…

Anlatacak havadis çok…

Yarın ola hayrola…
                      * 

Küçük bir ara taksimin ardından konuyu bağlayıp müsaade isteyeyim…

Malum gündem yerel seçimler…

Bana kalırsa seçimlere 43 gün gibi kısa bir süre kalsa da, yarış hala başlamış değil…

Sizce de garip bir seçim olmuyor mu?

Bugün itibariyle hiç bir aday “favori” değil!

Yapılan tüm anketlere göre kararsızların oranının yüzde 15-20 bandında oluşu, adayların toplumda gerçek manada karşılık bulmadığının bir kanıtı…

Bugün AKP ve MHP’nin “Cumhur İttifakı” ile seçime tek adayla gireceğini düşünürsek, bugüne kadar söylenenlerin hiçbir anlamı kalmıyor!

Cumhur İttifakının adayı AKP adayı Ömer Selim Alan mı, MHP adayı Hamdi Ayan mı olacak bugün netlik kazanıyor…

Yani kartlar yeniden karılacak…

Yarın İlçe Seçim Kuruluna teslim edilecek belediye meclis listeleri adayların kaderini belirleyecek…

Bugünkü Halkın Sesi’nde yer alan CHP Belediye Meclis listesinin seçilebilir yerlerde olan isimleri yarından itibaren çok tartışılacak…

CHP’nin Gürkan Gülay ve Hasan Şenol gibi iki önemli ismi transfer etmesi bence “çok” önemliydi…

Yine Muzaffer Kalaycıoğlu ve Turgut Hamzaçebi gibi isimlerin hala gündemde oluşu CHP’de ilk etapta travma etkisi yarattı!

Siyasetin Cumhur ve Millet ittifakı arasında sıkıştığı bir ülkede galiba bu tür siyasi atraksiyonlara alışmak zorundayız…

Kısır çekişmelerin hakimiyetindeki siyasi partilerin genç politikacılara fırsat tanımasını beklemek şimdilik ütopik görünüyor…

Kendisi de sağ tandanslı bir politikacı olan Şanal’ın sağdan sola yaptığı salvoların etkisini sandıkta daha net göreceğiz!

Bin 500 metre engelli bir koşuya 400 metre geriden başlayan Şenol Şanal’ın hala kaplumbağa hızıyla ilerlemesini de anlamakta güçlük çekiyorum…

Rakipleri tur bindirirken, zamanının büyük bir bölümünü protokol ziyaretleriyle geçiren Şanal’ın halkla yüzleştiği gün seçimin rengi daha net olacaktır…

Bakalım Zonguldaklılar Şanal’a ve hala açıklamadığı projelerine ne diyecek?

Şehirdeki en büyük sermaye grubu olan Demir Ailesi ile ciddi sorunları olan Şenol Şanal’ın listesine Demir
Ailesinden bir isim için adaylık teklif etmesi daha çok su götürür.

Artılarını eksilerini yaşayarak göreceğiz…

Umarım bu filmin sonu “teslimiyet” olmaz!