DEVA Partisi Zonguldak il Başkanı Fatih Keleş, 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladı.

Başkan Keleş, kutlama mesajında şunları söyledi:

"Tarih boyunca 16 büyük imparatorluk, 50’den fazla devlet, sayısını muhakkik tarihçilerin ancak kesin verebileceği kadar çok beylikler, kağanlıklar, yabguluklar, hanlıklar, hanedanlıklar, krallıklar, sultanlıklar, nizamlıklar, emirlikler, cumhuriyetler kurmuş müstesna bir milletin onurlu ve gururlu fertleriyiz. Mithat Cemâl Kuntay’ın “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” mısralarını, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’mızın giriş mısralarında “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.” tespitiyle birlikte okuduğumuzda bu gücü ve ruhu anlamaya yakınlaşabiliriz.

Zaferler elbette her insan için bir gurur ve kıvanç kaynağı olmakla birlikte ardındaki motivasyonu, gözyaşını ve acıyı da unutmamak gerektir. Orhan Şaik Gökyay “ Bu vatan, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır” derken asıl sahibi , “bir gül bahçesine girercesine, şu kara toprağa girenlerindir” derken de o mümtâz motivasyonu işaret eder. Arif Nihat Asya’nın “O zaferler getiren atların nalları altındanmış, gidişleri akına, gelişleri akındanmış” dizelerindeki mânâ ile Yahyâ Kemâl Beyatlı’nın “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle” veya “Bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı; Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle, Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle!” dizelerindeki mânâ aynı değil midir?

Vatanını, namusunu, mukaddesatını, özgürlüğünü korumak için her şeyini, en çok ve en kolay da canını feda eden bu necip milletin elbette bu acıları ebedileştirdiği türküleri olacaktır. Yemen’de yitenlere; “Havada bulut yok bu ne dumandır, Mahlede ölen yok bu ne şivandır, Bu Yemen elleri ne de yamandır, Ah o Yemen'dir, Gülü çemendir, Giden gelmiyor, Acep nedendir?” diye cevabını bildiği soruları, Cezayir’de düşenlere; “Yâ hurma, tadın yok gayrı, Nice saklasan yalnızlığı, koyu yeşilliğini büyütsen nice, yitmiş güzelliğimiz, yâ hurma, elim ayağım acı.” diye hurmayla dertleşmeleri, Çanakkale’ye  gidenlere; “Çanakkale içinde bir dolu testi, Analar babalar ümidi kesti, off, gençliğim eyvah! diyen malûmu ilâm eden ağıtları olacaktı elbet. Sonra dönüp sorulacak Sakarya Türküsünde Necip Fazıl Kısakürek tarafından Sakarya’ya; “Nerede kardeşlerin cömert Nil¸ yeşil Tuna? Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna?” diye de cevabı acı bir sükût olacak.

İşte her biri tarih sayfalarına altın kabartmalarla kazınmış şanlı Malazgirt, Kosova, Niğbolu, Mohaç, Preveze, Çaldıran, Çirmen, Döneke, Belgrad, Viyana, Ridaniye, Mercidabık, Dandanakan, Sarıkamış, Balkan, Çanakkale, Sakarya, Kurtuluş savaşları ve nice benzerleri… Bu göz kamaştırıcı tarihi serüvenin sonunda “kimi hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ” dedirten bütün akvâm-ı beşer bir olmuş ve her yönden saldırmışlar Anadolu’ya ve yine hürriyeti için, mukaddesatı için, bayrağı için, sancağı için bu millet yekvücûd olmuş, bütün imkansızlıklara rağmen sebepleri sükût ettirmesini bilmiş, milli mücadelesini zaferle taçlandırmıştır. 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosa kadar 5 gün 5 gece süren Büyük Taarruz -ki Başkumandan Harbi sonradan Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak anılacaktır- kesin zaferle sonuçlanmış ve büyük şair Yahya Kemâl Beyatlı’ya “Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbî!,  Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbî!, Tâ ki ezanlarla yükselsin müeyyed nâmın, Gâlîb et¸ çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” dizelerini yazdırmıştır. Bu zafer ve ardından gelen bağımsız Cumhuriyet tüm coğrafyalarda esaret altında yaşayan toplumlara da kendi bağımsızlık mücadeleleri için bir umut, bir rehber, bir esin kaynağı olmuştur.

Bu vesileyle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatanımız, sancağımız, bayrağımız, mukaddesatımız için gözlerini kırpmadan canlarını feda etmiş, eden ve edecek olan tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, gazilerimizi hayır ve minnetle yâd ediyor, şehit aileleri ve yakınlarına sabır ve metanet dileklerimle tüm ulusumuzun ve Sakarya’lı hemşehrilerimin 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü’nü tebrik ediyorum. " (Haber Merkezi)