Saadet Partisi İl Başkanı Sadık Kar, mitingi değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ile Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin Zonguldak’tan memnun ayrıldığını ifade eden Kar, parti tabanlarının sağlam temeller üzerine kurulduğunu bu mitingde bir kez daha gösterdiklerini söyledi.
 
SP merkezinden verilen habere göre Devlet yardımı ile meydana inenler ve arkalarında basın desteği ile meydanlara çıkanlarla tüm imkansızlıklara rağmen mücadele ettiklerinin altını çizen Kar, diğer partilerin buna rağmen “Milli İttifak” bütünlüğünden çekindiklerini belirtti. İnandıkları davadan asla vazgeçmeyeceklerini dile getiren Kar yaptığı açıklamasında, “Devlet yardımı ile meydana inenler ve arkalarında basın desteği ile meydanlara çıkanlarla tüm imkansızlıklara rağmen mücadele ediyoruz. Hazineden para alanlar ve arklarına büyük medya kuruluşlarını çekenler bizden çekinmektedirler. Biz davamıza inanan insanlarız ve bu davadan da asla vazgeçmeyeceğiz. Görüyorsunuz Cenab-ı Hakk’ın ülkemize verdiği nimetlere rağmen bugünkü durum yürekler acısıdır. Ülkemizde, dolar bazında, suni olarak yüksek gösterilmeye çalışılan kişi başına düşen milli gelir, ekonomik bakımdan gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. İşsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik artmaktadır. İç ve dış borç artmakta, borçların anapara ve faiz ödemeleri yeniden borçlanarak karşılanmaktadır. Ülkemizin toplam borcu; devletin ve özel sektörün dış borcu ile gerçek ve tüzel kişilerin iç piyasadaki kredi borcu toplamda 1 trilyon 155 milyardolar bir borç yükü oluşturmaktadır. Toplanan vergilerin önemli bir kısmı faiz ödemelerine gitmektedir. Devlet her sene 50 milyar TL’den fazla faiz ödemektedir. Sonuç olarak, toprakları bereketli, çalışkan ve genç nüfuslu bir millet ve ülke olmamıza rağmen, halkımız işsizdir ve borca esir edilmiştir. Dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açığı sürekli olarak artan, bütçesi sürekli açık veren, üretime dönük hiçbir ciddi yatırımın yapılmadığı ve bu açıkların ancak kurulu tesis ve toprak satarak veya yeniden borçlanarak kapatılabildiği bir ülkede ekonominin rayında gittiğini ileri sürmek ancak bilinçli bir gafletin neticesi olabilir. Bu ekonominin adı rant ekonomisidir. Rant ekonomisini nasıl tanırsınız? Vergi, zam, faiz, düşük ücret ve düşük taban fiyatları vasıtasıyla, halkın sahip olduğu bütün imkânlar elinden alınmaktadır. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, faiz oranları ve enflasyon vasıtasıyla, halkın imkânları iç ve dış sömürü gruplarına aktarılmaktadır. Yanlış yatırım politikaları, yolsuzluk ve israf sebebi ile “Denk Bütçe” yapılmamakta, bütçe açığı da yeni borçlanma ile karşılanmaktadır. Yıllardır yüksek katma değerli sanayi ve yüksek teknoloji üretimi yerine uygulanan yatırım politikaları sonucu, milli üretim ve ihracat arzulanan miktarda artmamakta, bunun sonucunda dış ticaret açığı büyümektedir. Bunun neticesinde de, büyük bir cari açık ortaya çıkmaktadır. Umarım bu seçimlerde ülkemiz için hayırlı olacaktır.” Düşüncelerine yer verdi.