"Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde Zonguldak'ta delege seçimleri yapıldı. Bu süreçte parti içinde bir çok gelişmeler oldu. Son günlerde bunlarla ilgili Zonguldak'ta gerek basın organları gerekse Cumhuriyet Halk Partisi Kamuoyu'nda değişik spekülasyonlar, değişik değerlendirmeler oldu. Bende bu değerlendirmelere sizin aracılığınızla cevap vermek istedim.

Partinin başarısızlığından düşen payı, gereken kişiler üstüne almalı

Cumhuriyet Halk Partisi 7 Haziran'da bir seçim yaşadı. Bu seçim neticesinde Zonguldak'ta milletvekili sıralamasında bir irade ortaya koydu ve halkın takdirini kazanarak birinci parti oldu. Fakat bu seçimlerden sonra hükümet kurulamadı ve Türkiye 1 Kasım'da yeni bir seçime gitti. Bu seçimlerde gerek bizim partimiz gerekse muhalefette olan diğer partiler büyük bir oy kaybına uğradı ve bu kayıp oyların hemen hemen tamamı AKP' ye gitti. Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak'ta bir önceki seçime göre 9500 oy kaybetti. Birinci partiyken ikinci parti konumuna düştü. Bu süreci yaşarken Zonguldak' ta ön seçimlerde, oy yoklamalarında çıkan sonuçlar doğrultusunda genel meclis, milletvekili sıralamasında, sıralamanın değişmesi kararı aldı. Bu kararın verilmesinde il-ilçe başkanı ve eski milletvekili Harun Akın rol aldı. Zonguldak'ta oyların artmasını düşünerek yola çıkıp, yarattıkları tablo karşısında hüsrana uğradık. Bırakın daha fazla oy almayı bir de bunun üstüne 9500 oy kaybettik. Bu iradeyi, bu iddiayı ortaya koyarak genel merkeze baskı yapanlar tabii ki yanıldıklarını, genel merkezide bu doğrultuda yanılgıya düşürdüklerini kabul etmediler. Siyasete yakışan şey ise  ortaya attığınız iddiaları, verdiğiniz sözleri yerine getiremezseniz, istifa etmektir. Ben İl başkanının, ilçe başkanının bu seçim hezimetinden sonra istifa etmelerini beklerdim. İstifa etmedikleri gibi, bir de yaptığımız delege seçimlerinde aktif rol aldılar. Milletvekili seçimlerinde "ben artık yoruldum siyaset yapmayacağım " diyenler de delege seçimlerinde aday olup, seçimlerin içinde oldular. Başarısızlıklarına rağmen aday olmalarını yanlış buluyorum. Bence bu Cumhuriyet Partisi'nin içine yerleşmesi gereken etik bir değerdir. Partinin başarısızlığından düşen payı gereken kişiler üstüne almalıdır. Kimse payını üstüne almadığı gibi bir de bu isimler delege seçimlerini dizayn etmeye kalkışıyorlar.

Birlik ve beraberliğin sağlanamamasının sorumluları biz değiliz


Zonguldak birinci sıra milletvekilimiz Şerafettin Turpçu bize  "1 Kasım seçimlerinde iyi bir sonuç alamadık. Hassas bir dönem geçiriyoruz.Bu dönemi birlik beraberlik içerisinde geçirelim. Delege seçimlerinde tatsızlıklar yaşamayalım" diyerek bize bir öneride bulunmuştu. Önerilen şey ise seçimlere tek listeyle çıkarak bu doğrultuda tartışma olmaması ve birlik beraberlik yaşanmasıydı. Fakat il ve ilçe başkanı bu olaya müdahil olarak bu birliktelik özlemimizin önüne geçtiler. Bunların temsilcisi olan Kemal Kara bu birlikteliği bozduğu için bizde bu seçimlere diğer arkadaşların çıkardığı sarı liste ile girmek zorunda kaldık. Ben de bu sarı listenin destekçisiydim. Arkadaşlar sağ olsunlar bu listeye delege adayı olarak benim adımı da yazmışlar. Ben kesinlikle bu listenin oluşturulmasında öncü bir rol oynamadım. Herkesin ne kadar katkısı varsa benim de o kadar katkım var. Birlik ve beraberliğin sağlanamamasının sorumluları biz değiliz. İki kişi görevlendirilmişti bu konuda.Biri, ilden Volkan Ataç.Diğeri, ilçeden Kemal Kara.

Seçimi oldu bittiye getirdiler

Seçimden önceki Cumartesi gününe kadar bu görüşmeleri yaptık. Cumartesi günü seçim çalışmalarına başladık. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir ilk olarak, seçimin zamanından nerede ne zaman olacağından parti üyelerinin bir gün önce haberi oldu. O da bizim zorlamamızla haber verilmesi sonucunda. Normalde on gün önceden seçmenlere haber verilmesi lazım. Tamamen bir oldu bitti seçimi yaptırdılar. Basın da bu seçime şahit oldu. Bisküvi kutularını beyaz kağıtlarla sarıp seçim sandığı olarak içi görünmeyen kutuları önümüze koydular. Sandıkta görevli sıkıntısı yaşadık. Bizden, sarı listeden bir tane bile görevli alınmadı. 1560 üye için sadece tek nokta da ve tek kabinle seçim yaptılar. İnsanlar sıkış tepiş oy verdiler. Bir kısmı kabine bile girmeden oy vermek zorunda kaldı. Normalde bir sandıkta 350 kişilik oy kapasitesi olması gerekirken bu seçimde bir sandığa 1500 kişilik oy sığdırdılar. İlçelerdeki oylamada şeffaf oy sandığı kullanılırken merkezde, bisküvi kutusundan yapılma kutular kullandılar. İnsanlara sarı oy kullanılırken müdahalede bulundular. Demokrasiden yoksun, kimin oy kullandığı belli olmayan bir seçim yaşadık. İki gündür seçimle ilgi yaşadığımız sıkıntıları dile getirirken, CHP eski milletvekili Harun Akın basın organlarına "Partiye tecavüz ettiler" sözleriyle demeç verdi. Cumhuriyet Halk Partisi ahlaklı insanların partisidir, biz bu güne kadar böyle hakaretlerde bulunmadık, sarı listede bulun bütün arkadaşlar olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin ahlakına özen göstererek siyaset yaptık. Eğer bu partide bir ahlaksızlık varsa, yapılan bir haksızlık varsa o da "Partiye tecavüz ettiler." diyen insanlardan mütevellittir. Harun Akın'ın söylediği birilerinin paçasına yapışıyorlar sözleri ise tamamen ahlak dışıdır. Biz kimsenin paçasına yapışmadık. Hakkımızı kullanarak beyaz listenin karşısına sarı liste olarak çıktık ve demokratik bir biçimde vatandaştan oy istedik. Böyle bir şeyi paçaya yapışmak olarak görmesini komik buluyorum. Bir milletvekili adayı nasıl olurda onun için çalışıp, kapı kapı dolaşarak oy istemiş insanları birilerinin paçasına yapışıyorlar diye değerlendirir? Özgür iradelerini kullanarak liste çıkarıp, namusuyla şerefiyle oy istedi arkadaşlarımız.

Önemli olan dürüst ve ahlaklı siyaset yapmak

Partide oy kullananların sayısı 600-700 arasında olmasına rağmen sandıktan 1050 tane oy çıktı. Bu oylar mükerrer oylardır. Partinin görevlileri suç işlemişlerdir. Dolayısıyla çıkıp da parti de onlara karşı liste çıkaranlara hakaret etmeleri kesinlikle kabul edilemez. Cumhuriyet Halk Partisi gibi sosyal demokrat bir partide üç tane de liste çıkar, beş tane de liste çıkar. Önemli olan dürüst ve ahlak çerçevesinde rekabet etmektir. Harun Akın'ın bizler için sarf ettiği, "bunlar çapsız, bunlar 20 kişi" sözlerine ise bir anlam veremedim. Neye göre kime göre çap ölçüyor? Kendi çok çaplıymış gibi bizim çapımızı hesaplamaya kalkışıyor. Zonguldak halkı Halil Furat'ında çapını biliyor, Harun Akın'ın da çapını biliyor. Neyi bizden fazla? Tahsili mi, parası mı? Bizi az  gördüğü için bu ithamlarda bulunmuş olabilir fakat bu gün 90 yıllık parti yüzde 25 oy alırken, 13 yıllık parti tek başına iktidara geliyor. Ben bunca yıldır siyasetçiyim hiç bir zaman böyle bir lisanla, ağzımı bozarak konuşmadım."

(Eda Kavtelek)