Sahuruyla iftarıyla, teravihiyle bir ramazan ayının daha sonuna geldik. Bir ay boyunca orucun ritüellerini yerine getirdik. Aç kaldık, susuz kaldık, elimizi, ayağımızı haramdan sakındık, dilimizi tuttuk… neydi peki bütün bunlar? Allah’ın bu yaptığımız fedakarlıklara ihtiyacı mı vardı ki biz bunları yaptık? Allah’ın rızasını kazanma adına yapılan bütün ibadetler aslında kişinin kendisine veya toplumuna fayda sağlamaktadır. Açlık insanın doymak bilmez aç gözlülüğe, ataletine, savurganlığına en güzel terbiye metodudur. Yokluğu bilmeyen varlığın kıymetini de anlamaz. Bir lokma ekmeğin kıymetini insan ancak aç kaldığında anlayabilir. Açlığın ne büyük bir imtihan olduğunu ancak aç kalarak anlayabilir insan. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözünü söyleyerek bize diğerkâmlığı öğreten merhamet peygamberinin ne demek istediği ancak aç kalınarak anlaşılabilir. Evet açlık insanın en büyük felaketlerinden biridir ancak aynı zamanda en etkili terbiye aracıdır, doymak bilmez nefislerimize. Aç kaldığında insan açların halini anlar. Açların halini anlayan da yemek yerken israftan kaçar, nimetin kıymetini bilir… İnsanın bedeni maddi varlığı yemek ile gıdalanırken kalbi, ruhu ve zihni açlık ile aydınlanır. Oruç tutan Müslüman yalnızca yeme, içme ve birleşmeyi terketmekle kalır; dilini, kalbini, gözünü, elini, hasılı bütün duygu, düşünce ve uzuvlarını ibadet için seferber etmez ve özellikle günahtan men etmezse orucu çok eksik kalacak, şekilden ibaret olacak, ruh ve manasından soyulmuş bulanacaktır. Bir hadîste "Nice oruçlu vardır ki, orucundan kendisinde kalan yalnızca açlıktır, nice gece boyu namaz kılan vardır ki, namazından yanına kalan sadece uykusuzluktur" buyuruluyor. Bütün ibâdetler gibi orucun da - kula, insanlara ait- faydaları, maddî ve manevî güzel sonuçları vardır. Bunları hâsıl etmeyen bir oruç, aç ve mahrûm kalmaktan ibaret kalır. İnsanlar hayatta hep mutlu olmanın yollarını ararlar. Mutlu olmanın en kolay ve en etkili yolu paylaşmaktır. En büyük mutluluk paylaşmakla elde edilebilir. Paylaşmak için ise çok şeye sahip olmak gerekmemektedir. Zaten genellikle paylaşanlar çok fazla mala sahip olanlar değil en az şeye ihtiyaç duyanlardır. İnsan sahip olduğu parasını, bilgisini, ekmeğini paylaştığı zaman tarifi mümkün olmayan duygular yaşar. Hele de insan paylaşmanın yanında affetmeyi de öğrenirse en büyük iyiliği yine kendine yapmış olur. İçindeki haset, kin ve öfke kişiyi yiyip bitirmeden affetmek en kolay ve en güzel kurtuluş yoludur bu duygulardan. Bakın Kuran’da bu durum nasıl izah edilmiştir: O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever. (Ali imran 134) Bu ayet bir müslüman için başının tacı olması gereken bir ayettir. Peygamber toplumu işte bu paylaşımı sayesinde en mutlu toplum olmayı başardı. Evini işini aşını paylaşan insanların oluşturduğu bu toplum “asrı saadet” toplumu olarak anılmaktadır. İşte bizler bir ay boyunca ağzımızı, elimizi, dilimizi, her türlü şehvetimizi tutarak bu duyguları kontrol etme pratiği yaptık. Açığın ve yokluğun ne demek olduğunu hissettik. Elimizdekileri başkalarıyla paylaşarak yardımlaşmayı, çevremizden sorumlu olmayı öğrendik. Ancak asıl uygulama bundan sonra başlayacak. Müslüman Allah bilinciyle yaşayarak bu pratikleri hayatında sürekli uygulayacak. Mülkün asıl sahibinin Allah olduğunu hiç aklından çıkarmadan. Not: Herkesin Ramazan Bayramını şimdiden tebrik ediyorum. SAĞLIK İLK YARDIM İlkyardımın temel bazı ilkeleri herkes tarafından bilinmelidir; çünkü hayat kurtarılmasını sağlar. Mesela acil bir durum karşısında geliş yollarına işaretler koyarak başka kazalarında olmasına engel olmak; gazla boğulma halinde derhal pencereleri açmak, bir elektrik çarpması durumunda elektriği kapamak en basit koruyucu önlemlerdir. Teknolojideki ilerleme, insanların bilgilendirilmesi ve sosyal örgütlenmeler, günümüzde çok yakın bir ölüm riskini ortadan kaldırmak ya da acıyı dindirmek için gerekli ilk müdahalenin derhal yapılabilmesine imkan vermektedir. Bazen basit bir hareketle bile bir hayat kurtarılır: mesela hasta tıkanıyor, nefes alamıyorsa yakasını, gömleğini açmak; yaralıysa ve kanama varsa yarayı bir bezle bastırarak kanamayı durdurmaya çalışmak. Olayların çoğunda hastayı kıpırdatmamak, yangın ve suda boğulma ya da tehlikeli durumda bulunma dışında yerinden oynatmamak gerekir. Bir yaralıyı sıkıştığı yerden çıkarmak ise uzman kişilere bırakılmalıdır. Durum ne olursa olsun yapılacak ilk şey sakin olmak ve yardımın bir an önce gelmesi için gerekenleri yerine getirmek ve de bu sırada da yaralıyı mümkün mertebe korumaktır. ÜÇ FİLTRE Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastladı ve dedi ki; "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?" - "Bir dakika bekle" diye cevap verdi Sokrat. Bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna "Üçlü Filtre Testi" deniyor. - "Üçlü Filtre?" - "Doğru," diye devam etti Sokrat. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Birinci filtre: "Gerçek Filtresi" - "Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?" - "Hayır," dedi adam "Aslında bunu sadece duydum ve ... - "Tamam," dedi Sokrat. - "Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim," - "İyilik Filtresini" - "Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi?" - "Hayır, tam tersi ..." - "Öyleyse," diye devam etti Sokrat, - "Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı." - "İşe yararlılık filtresi" - "Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?" - "Hayır, gerçekten değil." - "İyi," diye tamamladı Sokrat, - "Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?" Bu, Sokrat'ın iyi bir filozof olmasının ve büyük itibar, saygı görmesinin sebebiydi. Yakın ve sevgili herhangi bir arkadaşınız hakkında başıboş konuşmalar duyduğunuz her sefer bu üç filtre testini kullanmanız gerektiğini asla aklınızdan çıkartmayın. GÜNÜN SÖZÜ Düşünceleriniz ne ise hayatınız da odur... Hayatınızın gidişini değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz... Marcus Aurelius BİR AYET Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır. (bakara 267)