Vatan Partisi Zonguldak 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Emekli Tümgeneral Naci Beştepe:

“ASKER KİMLİĞİMLE HALKLA KUCAKLAŞTIM”

Vatan Partisi Zonguldak 1’inci sıra adayı Emekli Tümgeneral Naci Beştepe, Halkın Sesi’nden Nermin Akkaya’nın sorularını yanıtladı. Vatan Partisi’nin en önemli 3 stratejisinin “Birleşen Türkiye, Üreten Türkiye ve Aydınlık Türkiye” olduğunu açıklayan Beştepe, “Zonguldak’ı yeteri kadar tanımıyorum ama seviyorum. Asker kimliğimin siyasette avantaj olduğunu düşünüyorum. Çünkü halk askere güveniyor. Asker kimliğimle halkla kucaklaştım.”

Beştepe, “Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Poyraz Köy ve casusluk davalarının hepsinin özünde bir şey var. Bu davalarda hedef alınan bir numaralı Türk Silahlı Kuvvetlerdir. Türkiye artık bugün terörizmi destekleyen bir devlet konumuna gelmiştir. Bugün PKK ile aynı konumda olan HDP’nin meclise girebilmesi için gayret edilmektedir. Bence bu söylenenlerin hepsi söz konusu kumpas davasının etkisi ve sonucudur.” dedi.

Nermin AKKAYA:  Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Naci BEŞTEPE: “Kırıkkaleli bir çiftçi ailenin çocuğuyum. 1950 doğumluyum. Yaklaşık 40 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hizmet ettim. Tümgeneral rütbesiyle de 2007 yılında emekli oldum. 2008 yılında başlayan kumpas davaları sürecinde eski adı İşçi Partisi olan Vatan Partisi ile tanıştım. Siyasi görüşümüzün aynı olduğunu değerlendirdim. Örgütlü mücadele gerektiği düşüncesiyle partiye üye oldum. Partinin genel başkan yardımcısı görevini yürütüyorum.  Partideki görevim de Ulusal Strateji Merkezi Başkanlığı. Türkiye’nin güvenlik, eğitim, bilim, siyasi ve ekonomik gibi akla gelen her alanda stratejiler üretiyoruz.  Bu seçimde partim bana Zonguldak’tan görev verdiği için buradayım.  Neden Zonguldak diyenlere cevabım, Zonguldak ile ilgili bir ilgim yok, Zonguldak’ı tanımıyorum. Burada kalıyorum. Öğrenmeye geldim.  Sorunları öğrendikçe çözüm üreteceğim. Ülkenin her yerinde benzer sorunlar var.  Bu sorunlara çözüm bulmak amacıyla Vatan Partisi’nden milletvekili adayı oldum. Zonguldak’ta Askeri Birlik Jandarma. Ben Jandarma değilim. Bu nedenle Zonguldak’ta görev yapmadım.  Zonguldak’a sadece ilk kez gezmek amacıyla 2000 yılında gelmiştim ama şunu gördüm. Zonguldak o zamandan bu zamana çok geriye gitmiş.  Şehrin girişinden itibaren fakirleşmiş, hayat durgunlaşmış ve göç veren bir şehir olduğu her şeyine yansımış.

Nermin AKKAYA:  Ankara’da yaşadığınızı biliyoruz ve Zonguldak’ı tanımadığınızı söylüyorsunuz. Sorunlarını bilmediğiniz bir şehirden aday oldunuz. Bu sorunların üstesinden nasıl geleceksiniz?

Naci BEŞTEPE: 40 senedir, ülkenin her yerinde görev yaptım. Askerim ama her kesimden insanlarla iç içe yaşadım. Özellikle emekçi bir aileden geldiğim için emekçi kesimleri kendime daha yakın hissediyorum. Zonguldak’ta bazı özel sorunlar var ama bunlar ülkenin yüzde 70’inin ortak sorunları. Önemli olan o sorunlara eğilip öğrenmeye ve çözmeye meyilli olmak.

Nermin AKKAYA:  Balyoz davası ve orduya yönelik operasyonlar sonrasında yaşanan süreci sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz? O tarihte neler oldu?

Naci BEŞTEPE: Ergenekon ve Balyoz Davaları ve buna benzeyen diğer davalar da var;  Oda TV, Poyraz Köy ve casusluk davaları gibi. Bunların hepsinin özünde bir şey var. Bu da Türkiye üzerinde oynanan Büyük Orta Doğu Projesi, Amerika’nın Türkiye üzerinde bir amacı var. 22 ülkenin sınırlarını değiştirmek ve oraya bir şekil vermektir.  Bu değişiklikle topraklar daha küçük parçalara ayrılarak ekonomik çıkarları daha kolay elde edebilmektir.  Türkiye ve komşularının bu oyunda oynatılabilmesi için Türkiye’nin zayıflatılması, dinamik güçleri kontrol altına alınması ve etkisiz hale getirmesi gerekir. Türkiye’nin dinamik gücü Silahlı Kuvvetleri’dir. Medya, üniversite ve siyasi partileridir. Bu güçler üzerinde oyunlar yapılmıştır. Bu davalarda hedef alınan Silahlı Kuvvetler’dir. Siyasi parti olarak Vatan Partisi ile bazı üniversitelerdir. Türkiye’nin dinamik güçleri etkisini kaybetmeseydi bu durumda olmazdık. Türkiye artık bugün terörizmi destekleyen bir devlet konumuna gelmiştir. Bugün PKK ile aynı konumda olan HDP’nin meclise girebilmesi için gayret edilmektedir. Bunlar meclise girince demokrasinin daha iyi işleyeceği gibi bir aldatmaca ile kamuoyu uyutulmaktadır. Bence bu söylenenlerin hepsi söz konusu kumpas davasının etkisi ve sonucudur.

Nermin AKKAYA:  Askeri kimliğiniz siyasette avantaj mı, yoksa dezavantaj mı? Halkın size yaklaşımı nedir?

Naci BEŞTEPE: Ben askeri kimliğimi avantaj olarak görüyorum çünkü Türk Halkı askerini sever ve güvenir. Vatandaş bilir ki asker bir şey söylüyorsa yapacağı şeyi söyler yapmayacağı şeyi söylemez. Askere karşı böyle bir güven vardır. Ben de kendimi öyle görüyorum. Bu partinin tamamının asker olduğunu düşünüyorum.  Ben de askeri kimliğim ve partideki kimliğimden dolayı bu yapının içerisindeyim.  Halkın sevgisinden dolayı bunun bir avantaj olduğunu düşünüyorum.  Bazı kesimlerde askerlerin siyasete girmesi yanlış düşünülebilir. Asker de, avukat da, doktor da bir vatandaştır. Diğer meslek grupları nasıl siyaset yapabiliyorsa asker de siyaset yapabilir.  Ben de bununla ilgili demokratik hakkımı kullanıp aday oldum. Ben Zonguldak’ta olmaktan çok mutluyum.  Buranın halkını candan buluyorum. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse askeri kimliğimi de katarak Zonguldak halkıyla kucaklaştık. Ben Zonguldak’ı Zonguldak da beni sevdi. Neden Zonguldak diyenlere sebebini söyledim. Zonguldak vatan mı? Benim partim de Vatan.

Nermin AKKAYA:  Vatan Partisi’nin Zonguldak ve madenciye yönelik projeleri neler olacak?

Naci BEŞTEPE: İşçi Partisi’nden gelen biriyiz. Memur, işçi, işsiz ve emekli bizim partimizin merkezi hedef kitlesi. Zonguldak’ı işçiler ve emekliler kalkındırmış. İş hayatında vurulan darbeler nedeniyle Zonguldak geri gitmiş.  Zonguldak ve madenciye yönelik projelerimiz var. En önemli prensibimiz devletin önemli kurumlarını tekrar kamulaştıracağız. Bunların başında madenler, fabrikalar, Türk Telekom,  Demir ve deniz yolları var.  Bunların hepsi Zonguldak’la bağlantılı. Zonguldak’ta deniz ve demir yolları ölmüş, madenler boşaltılmış.  Biz özelleştirmeye kökten karşıyız demiyoruz.  Girişimci ve yatırımcıları istihdam yaratması için destekleyeceğiz ama işçiyi devletin çalıştırdığı koşullara yakın olması şartında destekleyeceğiz.  Madenler istenilen verimde işletilmiyor. Bütün gücümüzle madenlerde üretimin artırılmasına katkı vereceğiz.  Vatan Partisi iktidarlığında taşeronluk kalkacak. Yarının ne olacağı düşüncesi olmayacak.

Nermin AKKAYA:  En önemli üç temel stratejiniz nedir?

Naci BEŞTEPE: Birincisi Türkiye’deki terörü ve etnik ayrımcılığı son vererek herkesi birbiriyle kucaklaşarak milli beraberliğimizi sağlayacak birleşen Türkiye stratejisi. Biz İran, Irak ve Suriye ile işbirliği yapmadan dostluk sağlamadan terörü sonlandıramayız. Bir projemiz de üreten Türkiye. Üçüncü stratejiğimiz de Aydınlık Türkiye. Türkiye bugün eğitimde çok geride ve eğitim dinselleştirildi. Laik eğitim olmaktan çıktı. Paralı eğitim aldı başını yürüdü. Milli Eğitim devreden çıktı. Biz bozulan eğitim birliğini tekrar sağlayacağız. Özel okulları ve özellikle bu tarikat ile cemaat gibi kurumların açtığı okulları devlet kontrolü altına alarak laik bilimsel eğitimi ele alacağız. Bu da aydınlanan Türkiye stratejimiz. Bu üç strateji uygulanırsa bunun sonunda gülümseyen Türkiye çıkar. Bizim seçim sloganımız gülümse Türkiye ve gülümse Zonguldak olacak.  1 Mayıs Emekçi Bayramı’nda partimiz olarak işçi ve emekçilerimizin yanında olacağız. Bayrak ve pankartlarımızla sahalarda olacağız ve bu da işçi ve emekçiye verdiğimiz değerin göstergesi olacak.

 

Röportaj: Nermin AKKAYA