HDP Zonguldak 3’üncü sıra Milletvekili Adayı Fahri Bozbaş (Göçük Mehmet), muhabirimiz Nermin Akkaya’ya HDP’nin Zonguldak’taki seçim çalışmalarını ve projelerini anlattı. Barış vurgusu yapan Bozbaş, “Bu ülkede barış olursa her şey daha güzel olur.  Ama hükümetin 13 yıllık iktidarını değerlendirmem gerekirse tek kelimeyle din istismarcılığı, yalan ve hile. Biz onlar gibi bankalar soyup kasalar boşaltmadık. Biz HDP olarak emekçilerin ve işçilerin gönüllerini kazanacağız.” dedi.

 

Nermin AKKAYA: Siz daha öncede milletvekili adayı oldunuz? Emekli bir madenci, yazar ve sanatçı gözüyle Türkiye siyasetinin bir fotoğrafını çeker misiniz?

Fahri BOZBAŞ: 1995’te bağımsız milletvekili adayı olarak Emek Partisi (EMEP)’in desteklediği ara seçimlerde aday oldum. Daha sonra 2002’de Devrimci Halk Partisi’nden (DHP) aday oldum. Yani şu anki Halkların Demokratik Partisi (HDP) yapılanması gibi düşünülebilir. Türkiye’nin fotoğrafını çekmek gerekirse benim HDP penceresinden görmek istediğim kare,  Barış… Barış… Barış… Bu ülkede barış olursa her şey daha güzel olur.  Ama hükümetin 13 yıllık iktidarını değerlendirmem gerekirse tek kelimeyle din istismarcılığı, yalan ve hile. Biz onlar gibi bankalar soyup kasalar boşaltmadık. Biz HDP olarak emekçilerin ve işçilerin gönüllerini kazanacağız. Ben Emek Partili bir işçi, emekli ve sanatçı olarak HDP’nin içerisinde milletvekili adayıyım. Çünkü HDP seçime girme kararı aldığı zaman Emek Partisi ile bir ittifak yaptı. Emek Partisi’nin ittifakı sonucu ben HDP’den milletvekili adayı oldum.

N.A: HDP yerel seçimlerdeki oyunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neredeyse üçe katladı. Bu yükseliş 7 Haziran’da sandığa yansır mı? HDP olarak hedefiniz kaç oy?

F.B: Zonguldak açısından bakarsak bu seçimlerde oy oranımızın 15 bin olacağını düşünüyorum. HDP’nin Zonguldak’ta güçlenmesini özel sorunlara bağlıyorum. Çünkü halk artık cumhurbaşkanlığı nezdinde iktidarın gerçek yüzünü görüyor. Halk artık geleneksel politik yapıların kırılması gerektiğini düşünüyor. Bilinçli kesim kararını verdi.

N.A: Geçmişe oranla sosyalist oylarının HDP’ye kaydığı gözleniyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

F.B: HDP’nin oy oranının bu şekilde yükselmesinin nedeninin 4 yıl önceki çatı yapılanmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Sosyalistler, meslek örgüt ve dernekleri ile birçok sivil toplum örgütleri bu yapılanmanın içerisinde var oldular.  Halkların Demokratik Kongresini oluşturdular. Bu kongrenin sonucunda özellikle yerel seçimlerde parti oluşturunca daha da güçlendi.  Çünkü artık bir parti kuralı vardı ve bundan da HDP doğdu.

N.A: HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş son dönemlerde geçmişe oranla daha barışçı bir tablo çiziyor. Ancak HDP toplum hafızasında ayrılıkçı ve şiddet yanlısı bir siyasi oluşum olarak bir iz bıraktı. Bunu nasıl kıracaksınız?

F.B: Bu algı şu an zaten kendiliğinden kırılıyor. Geçmişte Selahattin Demirtaş neyse bugün de o. Ama geçmişte çok sıcak bir şey yaşanılmış. Geçmişte Ergenekon, Balyoz davaları ve faili meçhuller vardı. Geçmişte böyle şeyler yaşandı. Çünkü 40 yıldır bir savaş dönemi oldu. Ama şimdi müzakere süreci var. Müzakereler durduk yere yapılmaz. İki taraf oturup anlaşalım der. HDP bu barışa bir aracı olmuştur. PKK ayrı bir partidir. PKK ile hükümet arasındaki görüşmelerde HDP böyle bir sorumluluk alıyor. Keşke bunu CHP ve MHP yapsa ve de keşke AKP bizzat kendisi yapsa. Ama bunun sorumluluğunu gören ve barışın gerçekleşmesi için çaba gösteren HDP.  Yakın zamanda HDP bürolarına saldırılar oldu.  Bugün bu saldırıların arkasında AKP var. Var olan iktidar muhalefet olarak kendisinin ne olacağını ortaya çıkaracak bir gerçeğin ancak HDP ile olacağını gördü. Bunun için HDP’yi karalamaya çalışıyor. AKP 40 yıl önceki savaşı yeniden yaşatmak istiyor. Böyle bir şey olmamalı. HDP hep barıştan yanaydı.

N.A: Çözüm süreci sizce yeniden canlanabilir mi? Başarıya ulaşacağını inanıyor musunuz?

F.B: Ben başarıya ulaşacağımızı inanıyorum. Çünkü her kim ki barıştan yana olursa ben de onunla kol kola yürürüm. Ama AKP taktiği değiştirdi. Van’da ve Siirt’te yaptıklarını gördük. Siirt’in eniştesi ama orada zayıf olduğunu gördü. Yalvarıyor. Beni anlamıyorsunuz, diyor. Halk anlıyor ve protesto için sırtını döndü ona. Şimdiye kadar AKP Kürtlere barışı ben getireceğim diye yalan dolanla halkın karşısına çıktı ama her şey şu an ortada. Kobani AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aynası oldu. Yeşeren bu olayla, onu “Biz saraylarımızla birlikte yıkılacağız” korkusu sardı onu.

N.A: Zonguldak milletvekili adayı olarak çözüm projeleriniz nelerdir? Biraz da Zonguldak sorunlarını konuşalım.

F.B: Zonguldak’la ilgili projelerimiz var. Özellikle istihdam ve enerjiyle ilgili kentimizin varoluş nedeni kömürümüz var. Ama bu kaynaklar iyi değerlendirilmiyor. Kentimizde 160 bin emekli var. Eskiden emeğin başkenti olarak anılan ilimiz şu an emeklinin başkenti olarak anılıyor. Zonguldak’ta kendi kendine yetebilen bir tarım ve hayvancılık sektörü var iken şu an bu da köreltildi.  Burada ekolojik bir tarım alanı geliştirebiliriz. Bir de çevre sorunumuz var. Termik santraller var. 3 baca tütmesi gerekirken 9 baca tüttürülmeye çalışılıyor.  Ben mendilimle dolaşıyorum.  Madenci olduğum zamanlarda tozdan korumak için ağzıma sardığım, terimi silip, elimi sardığım mendilimle şu an sokakta rahat nefes almak için ağzıma sarıyorum.  Çünkü Zonguldak’ta her 40 kişiden biri kronik solunum hastası. Bunun yanında ulaşım sorunu var.

N.A: Siz uzun yıllar Göçük Mehmet tiplemesiyle gösteriler yaptınız? Göçük Mehmet milletvekili adayı olsaydı onun şivesiyle ülkedeki siyasi tabloyu nasıl yorumlardınız?

F.B: Goçük Memet şunu derdi: O vakıt 1999-91 sonrası çok gıymatlı itibari bir mücadele yörütmüştü. Angara’ya yol vurdu 100 bin kişi. Şimdi o 100 bin kişi belki oylarıynan yansıtacaklar bu geleceğe ilişkin meseleyi. Ben derim ki önümüzde gocaman bir mercimek daş vaa. O mercimek daşı itiyoz, kakıyoz. Dinamit için delük delmek istiyoz. Anh gitmeya. O zaman biz elimize bi goca sivriç alıyoz. Gocaman da bi manuvela alıyoz. Bu manuvelayı  hepbirlükte tutacaz. Bu daşın altına sokacaz. Onu galduracaz öte yana devürecez.

N.A: Son olarak Zonguldak seçmenine ne mesajı vermek istersiniz?

F.B: 7 Haziran seçimlerinin birlik beraberlik içinde geçmesini temenni ediyorum. Zonguldak’ta her çeşit insan var. Herkesin derdi iş ve aştır. Ama biz buna barışı eklemek zorundayız. Barış içerisinde seçim atmosferini karşılamak istiyoruz.