Bir öğrencinin silahla kaçırılmasının ardından eylemelere sahne olmasının ardından KYK yurtlarında kalan öğrenciler Halkın Sesi’ne konuştu…

“Güvende değiliz”

Geçtiğimiz aylarda Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı Nesibe Hatun Kız Yurdu’nda yaşanan kaçırılma olayı ve yaşanan protesto, devlet yurtlarındaki güvenlik zafiyetini gündeme getirmişti. Halkın Sesi, KYK yurtlarında kalan öğrenciler ile konuştu. Halkın Sesi’nden Aycan Karadağ’ın sorularını yanıtlayan üniversite öğrencileri, haklarını aradıkları için yurt yönetimi tarafından ‘provokatör’ olarak ilan edildiklerini ve kınama cezası aldıklarını belirterek, “Hala güvende olduğumuzu düşünmüyoruz”  dediler.

Öğrencilere ileride doğabilecek sorunlardan dolayı; isimlerini kullanmadık ve fotoğrafta siluetlerini kararttık…

 

Halkın Sesi: Dilersen ilk olarak KYK yurtlarında yaşananları seninle konuşarak başlayalım. Devlet yurdunda kalan bir öğrenci olarak ne gibi sorunlar yaşıyorsunuz?

Öğrenci 1: Ben, Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı Nesibe Hatun Kız Yurdu’nda kalıyorum. Yurdumuz, yeni bir yurt olduğu için birçok sorunla karşılaşıyoruz. İlk geldiğimiz dönemde yurt inşaat halindeydi ve o şekilde faaliyete geçti. İşçilerin sürekli yurda girip-çıkması bizi rahatsız ediyordu. Ayrıca yurt yolunun ışıksız ve tenha olması, otobüs durağının uzaklığı bizim için sorun oluyordu. Her gün sözlü ya da fiziksel tacize uğrayan arkadaşlarımız oluyordu. Yurdumuzda gerçekleşen eli silahlı bir kişinin, yurtta kalan kadın arkadaşın odasına kadar çıkarak kaçırma olayı ile yurdun güvenlik sorunu ortaya çıktı. Daha kötüsü ise; olaydan sonra konunun üstü örtülmeye çalışmasıydı.

Halkın Sesi: Kaldığın yurtta, bir kız öğrencinin silahlı bir kişi tarafından kaçırılması ardından neler hissettin? Yurttan ayrılmayı düşündün mü?

Öğrenci 1: Aynı olayın hepimizin başına geleceğini düşünerek kaygılandım. Yurttan çıkmayı düşündüm fakat maddi imkansızlıklardan ötürü nasıl çıkabilirdim ki? Daha acısı ise, yurdun önlem alacağını beklerken, olayı çarpıtılarak, muhalif sesleri bastırılmaya çalışılmalarıydı.

Halkın Sesi: İkinci kız öğrencinin kaçırılma iddiasının ardından yurt öğrencileri, yurdun önünde yönetimi protesto ettiler. O gece neler yaşandı? Bize anlatabilirsisin?

Öğrenci 1: Olay günü yurda dönerken arkadaşım ile karşılaştım. Bana yurttan yine birinin kaçırıldığını duyduğunu söyledi. Zaten yurdun önüne geldiğimizde büyük bir kitle vardı. Bende ne oluyor diye kitledeki arkadaşlara sorunca, yine birinin kaçırıldığını ve bundan dolayı protesto ettiklerini ifade ettiler. Bu duruma sessiz kalamazdım. Bende kitleye katılarak tepkimi gösterdim. Ardından bazı kadın arkadaşlarımız, yurt müdürü ile görüştüklerini ve yurt müdürünün, “Boş yere kaçırılmamıştır, kuyruk sallamasaydı kaçırılmazdı” tarzı söylemlerde bulunduğu öğrenince daha fazla öfkemiz büyüdü. Bir de üstüne kitleye açıklama yapmak için gelen Emniyet Müdürü ise, “Halkın huzurunu bozuyorsunuz” diyerek tepkimizin daha da büyümesine neden oldu. Sinir krizi geçirip fenalaşan arkadaşlarımız oldu. İkinci kadın arkadaşımızın kaçırıldığına dair iddiayı ortaya atan arkadaşımız, megafon ile gördüklerini anlattı. Bizde yurttaki güvenlik zafiyetini bildiğimizden olayın doğruluğuna inandık ve kaçırılan arkadaşımızın akıbetini öğrenmek için taleplerde bulunduk. Gece ikiye kadar yurda girmedik. Ertesi gün okulda buluşmak için sözleşip odalarımıza çekildik. Daha önce odalarımızın anahtarı verilmezken o gün odalarımızın anahtarları dağıtıldı. Ertesi gün okulda basketbol sahasında bir forum düzenledik. Yurt öğrencilerinin talepleri doğrultusunda bir liste hazırladık ve bu listeyi dilekçe şekline getirdik. Yurtta kalan arkadaşların iletişim numarası alınıp WhatsApp gurubu oluşturduk. Bu gurupta yurtta yaşananın gelişmeleri ve süreci konuştuk.

Halkın Sesi: Bu süreçte yurtta kalmayan kız öğrencilerin size yaklaşımları nasıldı?

Öğrenci 1: Yurtta kalmayan arkadaşlar olayı duyduktan sonra yurdun önüne gelerek bize destek oldular. Aynı zamanda diğer yurtta kalan arkadaşlarda bize destek sağladılar. Sorunu içselleştirip, kadın sorunu üzerinden destek olmaları bizim için çok değerli.

Halkın Sesi: Olaylardan sonra yurt yönetimini protesto ettiğiniz için baskı gördünüz mü?

Öğrenci 1: Öncelikle,  protesto eden tüm kadınları bireysel olarak idareye çağırılıp psikolojik bir baskı uyguladılar. Bu baskı dilekçeleri toplama sürecine de engel oldu. Daha sonra ise başlatılan soruşturmalarla bu baskıyı somutlaştırılırdı. Ben dahil, birçok arkadaşımız yurttan atılmak ile tehdit edildik ve kınama cezası alan arkadaşlarımız oldu. Birçoğumuzun soruşturması ise halen devam etmekte.

Halkın Sesi: Protesto sonrasında yurtta kalan öğrenciler olarak talepleriniz karşılık buldu mu?  

Öğrenci 1: Tabi ki de kazanımlarımız oldu. Örneğin; iki gün gibi kısa sürede inşaat halindeki odalar tamamlandı, işçilerin yurdun giriş- çıkış saatlerine kısıtlama getirildi, yurdun girişine demir kapı yapıldı, güvenlik sayısı artırıldı, parmak izi sistemine geçildi, otobüs güzergahı akşamları yurdun önünden artık geçiyor ve çamaşırhane açıldı. Bunların hepsi bizim için kazanım gibi görünse de atlamamamız gereken bir husus var; bunlar zaten olması gereken uygulamalardır. Ayrıca yurdun konumundan dolayı oluşan sorunlar kalıcı bir çözüme ulaşmadı.

Halkın Sesi: Peki, şimdi yurtta kendini güvende hissediyor musun?

Öğrenci 1: Her ne kadar bazı önlemeler alınsa da bunlar yeterli olduğunu düşünmüyorum. Gerek yurt yolunda gerekse yurdun içinde kendimi güvende hissetmiyorum.

Halkın Sesi: Son olarak eklemek istediğin bir konu var mı?

Öğrenci 1: Bu olay, kadın mücadelesinin Zonguldak’ta önemini arttırıldı. Biliyoruz ki bu olay birçok insanın bilinçlenmesine yol açtı. Yurttaki yaşadığımız sorunların gündeme gelmesini sağladı. Bu sorunları her zaman dile getirdik. Ama dikkate alınması için illaki böyle sorunların yaşanması mı gerekiyor? Umarım bundan sonraki kazanımlar kötü olaylar deneyimlemeden kazanılır.

 

 

Halkın Sesi: Arkadaşının anlattıklarına göre sorun halan devam ediyor. Sen neler söyleyeceksin. Kısaca seni tanıyalım?

Öğrenci 2: 3 yıldır Bülent Ecevit Üniversitesinde öğrenim görüyorum. Zonguldak’ta 3 yılımda, 3 farklı yurtta kaldım. Bunlar; hem devlet hem de özel yurtlardı. Bu yıl KYK Kız Yurduna bağlı bir yurtta ikametgah ediyorum. Geçtiğimiz aylarda Kozlu Nesibe Hatun Kız Yurdu’nda yaşanan kadın öğrenicinin kaçırılma olayının ardından arkadaşlarım ile yurtta bu konu hakkında sohbet ettiğimiz sırada, yurt görevlisinin söylemlerimizi çarpıtarak beni provokatör olarak suçlamasının ardından hakkımda idari soruşturma başlatıldı ve kınama cezası verildi.

Halkın Sesi: Sen de protesto akşamı orada mıydın? Birde kınama cezası aldığın dönemi senin gözünden dinleyelim…

Öğrenci 2: Ciddi bir psikolojik bir süreçten geçiyorum. Güvenliğin, odama kadar gelip beni idariye götürmesi, idare yönetiminin hiçbir fikrimi ve savunmamı bile almadan ve doğrudan bana yöneltilen evrakları doldurmamı istemeleri ve bu evrakın dışarı çıkarılmaması gerektiğini söyleyerek üstümde büyük bir baskı oluşturdular. Baktığımızda hukuki anlamda böyle bir şey olamaz. Bu taleplerimi idareye bildirdiğimde ise, “Bu yurdun kuralları” diyerek hakkımı ihlal etmeye çalıştılar. Yurtta çalışan memurların bu konuda benimle aynı şeyi düşündüklerini biliyorum fakat baskı altında kaldıkları için benim aleyhimde ifade verdiler. Ben o gece Nesibe Hatun Kız Yurdu önündeki eyleme katılmadım. Orada kalan arkadaşlarımızdan aldığımız bilgi ile arkadaşlarım ile aramızda tartışmamızda ki cümlelerimden dolayı provokatör ilan ettiler. Yurtta başka bir şey yapmadım.

Halkın Sesi: Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun. İtiraz edecek misin?

Öğrenci 2: Gelen kınama cezasına itirazda bulunacağım.  Bu yurtta gerçekleşmemiş olabilir ama kadın kimliğimizle böyle bir duruma kayıtsız kalamayız. Tüm yaşam alanlarımızda, birçok tacize maruz kalırken, devlet yurdunda bunları yaşamamız bu tür durumlara kayıtsız kalamazdık. Bir daha böyle bir şeyin içine girmemem gerektiğini üstü kapalı bir şekilde ima ettiler. Yurttaki arkadaşlarım ile olayları tartıştık. Bundan dolayı hem ‘provokatör’ ilan edildim hem de kınama cezası aldım. 

Halkın Sesi: Yurtta bu yaşadığın süreç dışında diğer olumsuzluklardan bahsedebilir misin?

Öğrenci 2: Yurdumuz yeni bir yurt. Bundan dolayı idari eksikliklerimiz vardı. İdari işlemlerimizi yapmakta zorlanıyoruz ve niteliksiz yemeklere mecbur bırakılıyoruz. Bu gibi sorunların dışında, bütünü düşünülmeden yapılan gerici etkinlikler ve uygulamalar maruz bırakılıyoruz.

Halkın Sesi: Bu sorunların giderilmesi için nasıl taleplerde bulundunuz?  

Öğrenci 2: Yurt müdürü ile bireysel bir konuşmamda çeşitli atölyeler açılabileceğini ve herkese hitap edilebilecek çalışmalar yapılabilmeğinin mümkün olduğunu söyledi. Bu isteklerimizin ardından çeşitli kurslar açıldı.

Halkın Sesi: En son Nesibe Hatun Kız Yurdu’nda çıkan olaylarla birlikte devlet yurtlarında bile güvenlik zafiyetini gördük. 3 yıldır farklı yurtlarda kaldığını söyledin. Yurtlarda güvenlik ne derece etkili?

Öğrenci 2: Bizler orta gelirli insanların çocuklarıyız. Geldiğim yıl devlet yurtlarının yetersizliği yüzünden; ya cemaat yurtları ya da özel yurtlarda kalmak zorunda kaldım. İlk iki yılımda, özel bir yurtta kaldım. Özel yurtlarda da güvenlik ciddi sorun oluşturuyordu. Bir senedir de KYK yurdundayım ve mantıken devlet yurtlarının daha güvenli olması gerekir. Ama görüyoruz ki, devlet yurduna bile eli silahlı insanlar çok rahat bir şekilde giriyor. Böyle olunca daha da tedirgin olmamak elde değil.

Halkın Sesi: Son olarak eklemek istediğin bir konu var mı?

Öğrenci 2: Bizler yıllarca eril tahakkümünü her alanda hissetmiş, tecavüze-tacize maruz kalmış kişiler olarak bu sistemin bir maktulü olduk. Bizler her anlamda kadın dayanışmasının arkasında olduğumuzu dile getiriyor ve mücadelemizi sonuna kadar yürütmekte ısrarcı olduğumuzu belirtiyorum.

Aycan KARADAĞ