Hayvanat Bahçesi gerçeği!

Röportaj: Meryem DEMİR

Hayvanat Bahçesini 15 yıldır işleten İsmail İpek, Hayvanat Bahçesinin içler acısı halini, Halkın Sesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Meryem Demir’e anlattı.  Yıllar önce ziyaretçilerin akınına uğrayan Hayvanat Bahçesi, belediyenin ilgisizliği yüzünden şimdilerde aşıkların buluşma yeri oldu.  Belediyeyi sorumsuzlukla suçlayan İsmail İpek, “Önceden Hayvanat Bahçesi çok kalabalık olurdu. Çocuğunu eşini alan gelir hem piknik yapardı,  çocuklarına hayvan sevgisini aşılarlardı. Belediyenin hayvanat bahçesinde 6 bin TL zararı vardı. 17 personel çalıştırıyordu. Bunlardan kurtuldu. Belediye ben devrettim başının çaresine bak mantığıyla, hiçbir zaman bize yardımcı olmadı“ dedi.

Meryem Demir:  Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

İsmail İpek: Doğma büyüme Zonguldaklıyım. Lise mezunuyum. Bir çocuğum var. Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan emekliyim.

Demir: Neden Hayvanat bahçesi böyle bir düşünceniz varmıydı?

İpek:Önceden Milli Egemenlik Parkında çay bahçemizin karşılığında bize sadece çay bahçesi olarak geldik. Belediye bize burayı siz aldınız hayvanat bahçesini ayrı ihaleye verilmesin diye bizim anlaşmamıza dahil edildi.Zonguldak Belediyesinden ihaleyle 2000 yılında Hayvanat Çay Bahçesi dinlenme tesisleri olarak 31 Aralık 2020 yılına kadar 20 yıllığına kiraladık. 15 yıldır burayı çalıştırıyoruz. Beş yılımız daha var.

Demir: Hayvanat Bahçesinde ne kadar hayvan var şuanda?

İpek:İlk başladığımız zaman sadece bakıcı olarak 3 kişi bakıcı vardı toplam 7 kişi çalışıyordu. Büyük baş hayvanlar devlet tarafından alındı. Şuan elliye yakın hayvanlarımız var. Bunlar domuz, tavşan, tavus kuşu, ördek, kuğu, turna, şahin, su kaplumbağası, üveyik ve varak köpek. Bu hayvanların yemek ihtiyaçlarını çay bahçesinden kazandıklarımızla karşılıyoruz.

Demir: İhaleyle aldığınız Hayvanat Bahçesi, 2006 yılında Zonguldak Karaelmas Üniversite tapusu altında olduğunu öğrenince neler yaşadınız?

İpek:2006 yılında çıkan bir kanunla buranın tapusunda Üniversiteyi devredildiği biz belediyenin kiracısı olduğumuz için belediyeyle üniversite kendi aralarında mahkemelik oldular. Mahkeme sonucunda üniversite haklı olarak tapusunun karşılığında buraya tahliye davası açtı. Tahliye davasını kazandı bizim buradan çıkmamızı talep ediyorlar. Bizim şu an sözleşmemiz dolmadığından dolayı beklemedeyiz.

Burada çalışma imkânlarımız kendi çapımızda ilerlemektedir. Biz buraya 20 yıl karşılığı yatırımımızı yaptık. Bunun karşılığını alamadan bir yıldan beri ortada kaldık sahibimiz kim belli değil. Belediye meydanda yok üniversite haklı olarak kendi yeri olduğu için kendi yerinin alınması için çaba sarf ediyor. Bizde çözüm olması için beklemedeyiz.

Demir: Önceden Hayvanat Bahçesini Belediye işletiyordu? Belediyeden burayı siz aldınız. Şuan burası hayvanat bahçesi olarak sürüncemede, iş yapmıyor kimse gelmiyor.  Belediye zamanında ki fark neydi siz aldıktan sonraki fark ne oldu.

İpek:Belediye işlettiği zaman 30 adet hayvan vardı. Biz bunları o zamanki sayıyla şöyle diyebilirim 400’ün üzerindeydi. Çeşit olarak değil de adet olarak çeşit olarak da aldığımızda sekiz dokuz tür vardı. Biz onu 22-23 lere çıkardık çeşit olarak. Sonunda baktık ki sarf ettiğimiz eforun karşılığında belediyedeki eforu göremedik. Maliyetler yükselince de biz kendimizi ister istemez geri çektik. 2006 da ki sorunlar çıkınca tamamen durduk. Sadece hayvanlara baktık kafeslerin bakımını yaptık. Belediyeden sekiz kafes kalmıştı bize biz onların hepsini yıkıp yerine büyük kafesler yaptık. Şuanda bölme olarak yirminin üzerinde kafesimiz var.

Demir: Hayvan Haklarından tepki aldınız. Hayvanların ortamlarının şartlara uygun olmadığı için?

İpek:Onlar ister istemez kafesin içinde hayvan olmasın diyerekten kendi haklarını savunmuşlardır. Buradaki hayvanların dar bir alanda olduklarını söylediler. Biz kendilerine tek tek hayvanları gezerek gösterdik. Bunun haricinde büyük bir arazi olsa tabi ki hayvanlar için daha da elverişli olur. Ama bizim alanımız belirli bir metrekarenin içerisinde burada yapılabilecek olanlar bunlar. Onlar bize yardım talebinde bulundular. Bizde onlara şunları söyledik. Gelin bizlerle beraber yemek, yemi verilecek yardım aşamasında yapın. Gelin yardımcı olun dedik.

Demir:Hayvanat bahçesinin belirli büyüklükte bir projesi olması lazım. Belediyede böyle bir işe girerken buranın dar bir alan olduğunu bilmiyor muydu?

İpek:Biz belediyeden aldığımızda bu türlü hayvanat bahçelerinde şunlar gerekir devletin bir projesi olduğunu zannetmiyorum. Çünkü olsaydı bize diretirlerdi. 2005 yıllarında hızlandırılmış Çevre Bakanlığı Hayvan Koruma Müdürlüğü Milli Parklar Genel Müdürlüğü oluştu. Biz burayı aldığımızda Ankara’ya Milli Parklar Genel Müdürlüğüne gönderdiler Orman Bakanlığı.

Oradaki bizim projelerimizi gösterdik sonucunda öyle bir şey olsa bize diyebilirlerdi. Kafesiniz 6 metre karede bunu 15 metre kare yapmanız gerekir. Öyle bir şey yoktu. Tabiî ki daha sonra hayvan severler olsun, hayvan koruma dernekleri olsun, basın olsun dolayısıyla devletin tabi hazırlamış olduğu bu projeleri hazırlamış gündeme getirdiler. Bu baskılarda bize gelince biz zaten sürüncemede olan bir yerde bu olaylar gelişince geri dönüşüm olmayınca bizde parayı sokakta bulmadık. Bizde yatırımı durdurduk. Şuan sadece günlük faaliyetlerini yapıyoruz. Oda temizlik bakımı gibi.

Demir:  Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

İpek:Herkesin bir defa düşünmesini isterim. İnsanların streslerini dağıtabileceği bir alan yapılması burada olur. Başka daha güzel bir yerde olur. Buna belediyenin valiliğin el atması gerekir.

Gaziantep, İzmir ve Bursa bunların hepsine gittim Hayvanat Bahçelerine gördüm. Çok güzel doğal bir ortamda, başta Belediye var. Belediyeler almış dolayısıyla bir kesimden süspansiyon ediyor. Birileri de kazanç elde ediyor. Sonucunda belediyenin bir proje oluşturması gerekiyor. Burada alanda valilik ve milli emlak yardımcı olması gerekiyor. Zonguldak’ta bir defa daha bu işe girer misiniz diye sorsalar ben girmem. Zonguldak’ta yatırım yapmam.