Halkın Sesi, Zonguldak’ta tiyatroculuğu tiyatrocuya sordu

“İNADINA TİYATRO”

Yönetmen Erhal Koltuk, AKM çatısı altında çalışırlarken bazı idari sorunlar yüzünden Zonguldak Sanat Tiyatrosunu kurmuş olduklarını söyledi.

 

Koltuk, “Beni en çok mutlu eden şey ise; tiyatroyu tanıttığım, ilk kez tiyatro kültürünü benimle alan o zamanın ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerimin bugün Zonguldak’ta tiyatro yapıyor olmaları ile değişik tiyatro topluluklarında söz sahibi durumunda olmaları.”

 

Zonguldak’ta tiyatro denince önde gelen isimlerden Erhal Koltuk, tiyatro dünyasına girişini, neden bu dünyaya gönül vermiş olduğunu, şimdiye kadar nerelerde kimlerle çalıştığını, kimleri yetiştirdiğini, bundan sonra yapacaklarını ve Zonguldak’ta şu andaki tiyatro kavramının ne anlama geldiğini, Halkın Sesi muhabirleri Cemre Akkaş ve Tutku Demirsay’a anlattı. Zonguldak tiyatro dünyasında çok konuşulacak bu röportajı zevkle okuyacaksınız.

Kendinizi tanıtır mısınız?

1956 yılı, Kozlu doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi mi Kozlu’da tamamladım. Tiyatroyla ilk tanışmam 1974 yılında çok saygı duyduğumuz öğretmenimiz Hasan Bingöl’ün emrivakisiyle olmuştur. İlk görev aldığım tiyatro oyunu Talip Apaydın’ın PAYDOS adlı oyununda aldığım öğretmen rolüdür. Bu başlangıçtan sonra tiyatro sevdam gittikçe yoğunlaştı ve kesintisiz devam etti. Öğretmenlik mesleğine başladıktan sonra çeşitli okullarda oyunlar hazırladık ve sunduk. Benim için çok önemli olanı ise TTK çırak kursu öğrencileriyle yaptığımız sanatsal çalışmalardır. Tamamen askeri kışla benzeri bir atmosferde eğitim gören çırak kursiyerlerine Tiyatro-Müzik-Halk Oyunları faaliyetleri başlattım ve yıllarca sürdürdük. Şimdi o çocuklarımızdan birçoğu Zonguldak’ımızda ya tiyatro yapıyor, ya müzik ya da halk oyunları etkinliklerinde söz sahibidirler. Çırak kursunun kapatılmasından sonra çeşitli derneklerde Zonguldak Belediyesi, Kozlu Belediyesi, AKM gibi kurumlarda tiyatro sevdamı sürdürdüm. Halen tamamen bağımsız Zonguldak Sanat Tiyatrosu yönetmenliği yapmaktayım.

Beni en çok mutlu eden şey ise; tiyatroyu tanıttığım, ilk kez tiyatro kültürünü benimle alan o zamanın ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerimin bugün Zonguldak’ta tiyatro yapıyor, değişik tiyatro topluluklarında söz sahibi durumunda olmalarıdır. Bu benim kıvanç duyduğum bir konudur.

Tiyatronun dışında gerçek mesleğiniz nedir?

Kozlu Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1976 yılında Yabancı Diller Yüksekokulunu kazandım. Mezun olup öğretmenlik hakkını aldıktan sonra TTK’da kadrolu olarak, Kurum personeline her yıl düzenli sürdürülen İngilizce kurslarında öğretmenlik yapmaktayım. Geçen süre içerisinde ayrıca Milli Eğitim’e bağlı çeşitli okullarda ve İngilizce kurslarında da öğretmenlik yaptım.

Zonguldak Sanat Tiyatrosu fikri kimden ve ne zaman çıktı?

Çeşitli kurum ve halk oyunu derneklerinin adı altında tiyatro yaparken çeşitli meşakkatlerle karşılaşmak kaçınılmaz olurdu. Bir defa o derneğin adı halk oyunları derneği ve biz orada ek bir evrak gibi duruyorduk çünkü o derneğin asıl işi halk oyunları alanında faaliyet göstermekti tabii ki. Bu da bizim yolumuzu uzatıyordu. Kısa bir dönem AKM çatısı altında AKM tiyatrosu olarak çalıştık. İdari sorunlar çıkacak gibi olunca kendi adımızı kendimiz koyup, tamamen bağımsız olarak üretim yapalım dedik ve sonunda Zonguldak Sanat Tiyatrosu adıyla topluluğumuzu oluşturduk. AKM’den de gerekli desteği alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Türk tiyatrosu, teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte her geçen gün geriye gitti. Özel tiyatrolar kapatılıyor. Size göre tiyatro seyircilerini nasıl geri çağırabiliriz?

Evet, teknolojinin hayatımıza dengesiz bir şekilde girmesiyle birçok konuda olduğu gibi tiyatroda da olumsuzluklar ortaya çıktı. Örneğin; TV kültürünün yaygınlaşmasıyla özellikle dizi sektöründe, teknolojiden faydalanılarak gösterilen gelişmeler neticesinde son dönemlerde bir buhrana sürükleniyoruz. Seyircilerin bilinçaltında olması gerekenden daha çok farklı bir insan profili oluşmakta. Bu bir nevi bir kültürün kirlenmesi hareketidir. Bu yozlaşmanın durdurulabilmesi için insanların tiyatroya yani insanı en çok “insan gibi” yansıtan sanat dalına ilgi göstermesi, çocukların TV yerine tiyatroya yönlendirilmesi gerekir. Bunun için ilk görev gene tiyatro yapanların, inadına tiyatro yapmak zorundalar. Daha çok tiyatro oyununun, her biri diğerlerinden daha üst çizgide sahnelenmeli ve mutlaka özellikle amatör tiyatrolar için yerel basın çok önemli. Oynanacak oyunlar konularıyla medyada tanıtılmalı, oynanmış oyunlar yorumlanmalı. Bir şekilde insanların dikkatleri tiyatroya çekilmeli. Yani medya tiyatro için olmazsa olmazlardan biridir. Bizler sadece kendi sosyal çevremize ulaşabiliriz, oysa basın yoluyla her tür kitleye ulaşılabiliyor.

Anne ve babalara büyük görevler düşüyor. Çocuklarını, topluma yararlı bireyler olmaları için tiyatroya yönlendirmeleri gerekiyor. Başlangıçta beraberce izledikleri tiyatro için çocuklarımız tiyatro sevdasını alarak alışkanlık edineceklerdir.

Öğretmenlerimiz ise yadsınamaz gerçeklerdir. En güzel eğitim, öğretmenlerimiz tarafından verilebiliyorsa bu konuda da öğretmenlerimize büyük görevler düşüyor.

Devlet Tiyatrosuna yönelik politik müdahale olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle evet. Bir kere Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrılan pay binde 4’e düşmüştür. Bunun yarısının turizme ait olduğu düşünülürse binde 2 civarına düşürmedeki maksat ne olabilir? Anayasamızın 64’üncü maddesine rağmen ‘’Devlet bu kurumu taşımak zorunda mıdır’’ demek neyin ifadesidir?

Kültür ve Turizm Bakanlığı, eğer bir oyunda geçen sözleri sansürlüyorsa elbette Devlet Tiyatroları’na yönelik politik müdahale vardır. Devlet Tiyatroları’nın özelleştirilmek istenmesi, TUSAK kanunu gibi tiyatroları tamamen egemen güçlerin boyunduruğu altına sokacak oluşumlara çabalamak neyin ifadesidir? Örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Zonguldak’ta ciddi bir sahne sıkıntı var. BKM size göre yeterli mi? Daha neler yapılabilir?

Zonguldak’ta gerçekten ciddi bir sahne sıkıntısı var. Aslında Zonguldak’ta sahne yok. Bir AKM sahnesi var. Var ama haftanın üç günü Devlet Tiyatrosu için ayrılmış durumda, normal olarak bizlere kapalı. Diğer günler de özellikle Mart ve sonrası aylar için boş gün bul bulabilirsen. Zonguldak’taki bütün etkinliklerin yapıldığı bir salon… Esnaf Kefalet Kooperatifi’nden tutun da neredeyse Kanarya Sevenler Derneği toplantılarının yapıldığı bir salon. Oyunlarımızı sergilemekten geçtik, çalışmalarımızı yapabileceğimiz bir yer yok. Çok biliriz bir kurumun boş koridorunda çalışma yaptığımız günleri…

Bir de BKM var. BKM ise kendisine yetersiz. BKM’de değişik gruplar var. Her gün bir gruba ayrılmış durumda. BKM Müdürü Abdullah Bakır’ın iyi niyet çabaları ile kısıtlıda olsa çalışma günleri alabildik ama fiziki şartlar iyi niyeti zorluyor. Neler yapılabilir sorusuna gelince;

İşte burada bir dur bakalım demeli… Sayın Belediye Başkanımızı defalarca ziyaret ettim. Kendisine düşüncelerimi, çözüm önerilerini aktardım, ricalarda bulundum. Örneğin; geçici de olsa bu sezon için sıkıntımızı kaldırabilecek olan düşüncemi söyledim. Terminal binasının üst katı boş duruyor. Geçici olarak saatlik izinler verin, çalışıp çıkalım, dedim. Sanki tapusunu istemişiz gibi “Orası sorunlu, veremeyiz.” dediler. Bir aylığına haftada üç gün 17.00 ile 20.00 arası istemiştik bunu anlatamadık. Oysaki önceki yıllarda bir başkanımızın kendi katındaki bir büyük odayı bize çalışmak için verdiğini biliyorum. Sonuçta bir söz vardır, “Kötü komşu, insanı mal sahibi yapar.” Biz de aramızda anlaşarak bir yer tuttuk. Tamamen kendi bütçemizden karşılıyoruz kirayı vs. hiçbir ekonomik katkı almadan kendi katkılarımızla… İşte bu koşullar altında şu anda iki oyunumuzu hazırlıyoruz. 29 Nisan tarihinde ÖP TEYZEMİ adlı oyunumuzu AKM sahnesinde, 4 Mayıs tarihinde ise KADINCA adlı oyunumuzu BKM sahnesinde tiyatro severlerle buluşturuyoruz.

Neler yapılabilire gelince, ben umutsuzum. Aslında çok şey var da yapılabilecek, ben zihniyet olduğunu düşünmüyorum. Örneğin; yıkılmakta olan eski Tekel binası rant dışında düşünülse, Kültür Evi olarak kullanılsa. Terminalin üst katı ya da lavuar alanı olmaz mı? Olamaz çünkü kültüre verilen katkının, bir programı ya da tiyatro oyununu izledikten sonra izleyiciye nutuk atmak yeterli diyen düşünce ile mümkün değil.

Zonguldak’ta tiyatro sizce istenilen seviyede mi?

Zonguldak’ta tiyatro adına çok güzel şeyler yapılmakla birlikte istenilen seviyede değil ama her gün gelişimini, büyümeyi sürdürüyor. 30-40 yıl önce de bu kentte tiyatro oynuyorduk, oyunlar sahneye koyuyorduk. Bir günde ya da bir yılda bu seviyeye gelmedi. O yıllara göre tabii ki çok güzel bir seviyede ama daha ileri götürmek de bugünkü toplulukların görevi. Yarını bugün hazırlamak şu anda sorumluluk üstlenenlerin işi. Nasıl ki günlerin olanakları içerisinde, onlarca yüzlerce insana tiyatroyu sevdirip, eğitip, sahnelere çıkardıysak bu arkadaşlarımız da çoğalmak, artmak zorunda. İşte o zaman Zonguldak’ta tiyatro istenen seviyelere ulaşacaktır. (Cemre AKKAŞ – Tutku DEMİRSAY)