Zonguldak eski Belediye Başkanı İsmail Eşref, Yazı İşleri Müdürümüz Meryem Akgün’ün sorularını yanıtladı:

“Kaçmadım, hedefim mebusluktu”

Zonguldak eski Belediye Başkanı İsmail Eşref, Yazı İşleri Müdürümüz Meryem Akgün’ün kendisi hakkında merak edilen sorularını yanıtladı. Belediye Başkanlığı’ndan istifa ederken hiçbir zaman görevden kaçmak gibi bir düşüncesi olmadığını, tam tersine milletvekili olarak Zonguldak’ta önemli hizmetlere imza atmak istediğini söyleyen Eşref, “Benim istifa ile ayrılmam kaçmak değil, milletvekili olup çok daha büyük işler yapmaktı. Benim genel merkezim bunu anlayamadı. Genel merkez, benim yerime Haberal’ı aday yaptı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllarca “Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı hapisten kurtarmak için aday yaptınız” diyerek bunu siyasi koz olarak kullandı… Benim partim yıllarca bunun altında ezildi… Halbuki, Zonguldak’ta CHP ne zaman %57 oy aldı? Benim ve partiyle birlikte aldığım oy yüzde 57” dedi.

İşte İsmail Eşref Röportajından öne çıkan başlıklar:

*Hasan Gemici’yi listenin başında görüyorum...

*Muharrem Akdemir’in benimle mukayese edilmesi mümkün değil…

*Ben politika hırsızı bir insan değilim. Ben hizmeti seviyorum…

* Dört yıldır koşturma bitti... Artık torun bakıyorum…

*Dışarıdan gelenler kentin 15 sene önceki halini bilseler bu durumu eleştirmezdi…

 

Röportaj: MERYEM AKGÜN
Fotoğraf: EMRE CAN BAYRAM

Meryem Akgün: Özellikle son dönemde sizi yerel medyada sıkça görüyoruz siyasete yeniden dönmek gibi bir düşünceniz var mı?

İsmail Eşref: Son günlerde medyaya çıkmamın sebebi, benim kendi istek ve arzum değil. Seçim yaklaştı, çıkayım diye bir amaç içerisinde değilim. Denk geldi derler ya, benimki hakikaten denk geldi. Ben bunu benimle görüşmek ve röportaj yapmak isteyenlere de ifade ettim. Dedim ki, bugünlerde benden beyanat alırsanız sanki seçim yaklaştı da ortaya çıktı zannederler. Lütfen bunu seçimden sonra yapalım isterseniz, dedim. Bir basın kuruluşu mülkiyet konusunu işliyordu. Bana, “Siz Zonguldak’ı iyi biliyorsunuz. Üç dönem görev yaptınız. Esas sizin fikirleriniz önemli.” dediler. Ben de fikirlerimi açıkladım. Yaklaşık bir ay sonra bir basın kuruluşu, lavuar alanıyla ilgili benim proje yaptırdığımı, benim emek verdiğimi, lavuar alanı ile ilgili en doğru bilgiyi benden alacaklarını, ifade ederek benden beyanat almaya niyetlendi ve ben sanki seçime üç-dört ay kala ortaya çıkmışım da beyanat vermeye başlamışım gibi oldu. Ben, milletvekili olmak üzere istifa ettiğim 2011’in Mart ayından bugüne kadar tam 4 sene hiçbir beyanat vermedim. Eleştiriler vardı, niye bıraktı diye, ben bu eleştirilere cevap vermek için ortaya çıkabilirdim fakat çıkmadım, unutulsun istedim. Yani hizmetlerimle anılmak için 4 sene sustum ama 4 sene sonunda bazı olaylar gündeme gelince açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Mülkiyet konusunda herkes yanlış şeyler söylüyor. Lavuar konusunu söylemeyi bırak, kimse adım dahi atmıyor. Bir gün bir kamu kurumu bir tarafına bir şey yapmak istiyor. Başka bir gün üst düzey yöneticiler buraya teleferik yapacağım veya köprünün altını boşaltalım diyor. Buranın projesi var, neyi boşaltıyorsunuz? Bir yarışma projesi yapılmış, halk da bunu kabul etmiş. Buraya ellemeyin, proje uygulayın, demek istedim. Trabzonlular Derneği’nin bir çadırı kurulmaya başlandı, heyecanlandım, telaşlandım. Belediyedekileri aradım, sordum. Telaşlanma, sadece bir haftalığına duracak, Kültür Bakanlığı’ndan izin alındı, korkma, dediler. Niçin bu aralar ortaya çıktınız diye sordunuz ya, sadece bu iki hususta beyanat vermem gerektiğini düşündüm.

Akgün: Üç dönem Zonguldak Belediye Başkanlığı yaptınız hayal edip de yapamadığınız en büyük projeniz nedir?

Eşref: Lavuar alanı… Şehir merkezini çözecek bir proje o. Sadece lavuar alanı değil, trafik sorunları için de çözümler var. Minibüs sorunlarını çözecek sorunlar var. Köhneliği çözecek sorunlar var.

Akgün: Zonguldak Belediye Başkanlığı’nı bırakıp istifa ettiğiniz için çok eleştirildiniz. O tarihte Milletvekilliği için istifa ettiğinizi söylediğiniz ama geçtiğimiz günlerde verdiğiniz röportajda yorulduğunuz için istifa ettiğinizi söylediniz. İstifanızın gerçek sebebi neydi?

Eşref: Yorulduğumu söylemiştim değil mi? İstifamın altında birkaç sebep vardı. Birisi yorulmuş olmamdı ancak benim ilk hedefim milletvekili olmaktı. Üç dönem belediye başkanlığı yaptım. Birileri sadece genel başkanı tanıyorlar diye milletvekili seçildiler. Ben emek verdim TBMM’nin dörtte biri, belediye başkanlığından gelme. Niye? Çünkü politikanın içinden geliyorlar, Belediye Başkanlığı Milletvekilliğinin temeli gibi. Belediye başkanları halkın içinden geliyorlar. Böyle bir kişi Ankara’da daha çok başarılı olmaz mı? Hiç piyasadan gelen birisi ile aynı olur mu? Ben de fikirlerimi şehrime Milletvekili olarak aktarmak istemiştim.

Şimdi bunu göz arda edip herkes, bırakıp kaçtı, dedi. Ben niçin kaçayım? 1996 – 1999 – 2004 – 2009 olmak üzere dört kere seçime girdim.

Buradan şu anlaşılsın, ben politika hırsızı bir insan değilim. Ben belediye başkanlığını seviyorum, insanları seviyorum, muhabbeti seviyorum, insanlara hizmet etmeyi seviyorum. Benim istifa ile ayrılmam kaçmak değil, milletvekili olup belediyesi ile çok daha büyük işler yapmaktı. Benim genel merkezim bunu anlayamadı. Benim oyumun partiye katacağı ölçüyü anlamadı. Üç ben istifa edip de aday olmayacağımı anlayamadı. Recep Tayyip Erdoğan dâhil, Zeki Çakan dahil herkes belediye başkanlığından gelme. Genel merkez, benim yerime Haberal’ı aday yaptı ama birkaç şeye mal oldu. Bir benim adaylığıma mal oldu, benim Zonguldak’a hizmet etmeme mal oldu. İki Recep Tayyip Erdoğan’ın, o günkü Başbakanın tam 5-6 sene bunu kullanmasına sebep oldu. Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ı hapisten kurtarmak için aday yaptım dedi. Benim partim bunun altında ezildi.

Benim partim Zonguldak’ta onu yazmakla üzerine +1 ilave getiremedi. Benim Zonguldak’ta potansiyelim var. Zonguldak’ta CHP ne zaman %57 oy aldı? Benim %57 oyum var Zonguldak’ta ama bu benim şahsi oyum değil parti artı İsmail Eşref’in oyu.

Ben 2009’da yerel seçimlere zorla çağırıldım. 2004’te seçim kaybettim. 2009’da haydi gel sen bu seçimi alırsın, dediler ve aldım. Aldım, derken zorla geldim. Ben belediye başkanı falan değildim, 2004’te ben bu işi bırakmıştım. Ben seçimi aldıktan sonra 2014’te de benim rüzgarımla seçim kazanıldı. 2002 yılındaki Ali Koçal’ın aday olduğu genel seçimlerde partinin il seçim komite başkanıydım. Ereğli, Çaycuma ve Bartın hep bana bağlıydı. Tek tek koştum. Ben partimi ne yüzüstü bıraktım ne de kaçtım.

Şu anda ben mezuniyetimin 42’nci senesini yaşıyorum. 1973’te mezun oldum,42 senem geçti. Yorulmaz mı bir insan? Ben her konuda aktif oldum. Bürokrat olarak bir kenarda oturmadım, Bartın, Karabük hep koştum. Belediye başkanı oldum ekibim yoktu. Yoktu derken, belediye ekibi vardı. Her adımı ben atıyordum, her şeye ben koşuyordum. Lavuar alanını ben söylüyordum. Organizasyonu ben yapıyordum, jüriyi ben koyuyordum. Belediye meclisi ile uğraşıyordum. Yoruldum tabii ki. Bugün milletvekili olsam projelerimin hepsini gerçekleştirirdim. Herkes proje sayıyor ya, Milletvekili olabilmek için, benim iddiam yok. Benim yapacağım şeyler var.  İddia değil benim ki, ben belediyelerle ilgili tüm sorunu çözerim. Bu benim 2011’deki hedefimdi ama olmadı. Olmadı ve yorulduğum için de aileme döndüm.  Daha iyi oldu benim için. Hani o koşuşturmalar vardı ya, hepsi bitti ve 4 senedir dinleniyorum. Artık torun bakıyorum. 

Akgün:12-13 yıl bir şehri yönettikten sonra kenti uzaktan seyretmek nasıl bir duygu?

Eşref: Aslında vatandaş olarak baksaydım farklı bir duygu olurdu ancak görev yaptığım için farklı duygular içindeyim. Benim  görev sürem içerisinde çevre, gerçekten çok değişti. Dışarıdan gelenler şehrin eski halini bilmiyorlar. Zonguldak’ın 15 seneki halini, o hangarları, o makineleri bilseler, Lavuar alanını bilseler herhalde bugünkü durumu eleştiremezlerdi. Vatandaşımızın bakış açısı ile benim bakış açım çok farklı. Ben şu karşıya baktığımda hangar görüyorum bunlar yok diye şimdi seviniyorum. Terminalden minibüs duraklarına kadar yol tek şeritliydi. Şehrin içinde hiç böyle yol olur mu? TTK ile anlaştım duble yol yaptık, 4 şeride çıktı. Benim başlatıp da bitmeyen projem, bir tek doğalgaz kaldı. İçme suyu ile ilk geldiğimde uğraştım ve çözüldü. Su sıkıntısı yaşadık, üstten tünel açtık, alttan pompaladık. Kanalizasyon projesine 96’da ilk ben el attım.

Akgün: Lavuar alanına 600 milyar harcadığınız söyleniyor ve bu parayı sokağa attığınızı söyleyenler var. Ne düşünüyorsunuz?

Eşref: Bir kere rakam 600 bin lira değil. Valiliğin verdiği rakamı kesin biliyorum, 250 bin lira. Belediyenin yaptığı masraflar da tahminen 150 bin lira civarındadır. Bu kadar masraf niye edildi? Diyorlar ki, köprü altındaki dükkanları yıkalım, oraya bir iş merkezi yapalım, köprüyü kaldıralım. Niçin kaldırıyoruz? Teleferikmiş, AVM’ymiş, kenti boğmuş oluruz.

Akgün:  Sizce CHP’nin ilk üç sırasında hangi isimlerin olması gerekir?

Eşref:  Eğer ön seçim bir hakim huzurunda olmazsa Ankara bunu değiştirebilir. 28 kişi var. İçinde on dönemdir milletvekili olan arkadaşlarımız var. Ön seçim mi, eğilim yoklaması mı belli değil. Ben böyle bir seçimde kimin çıkacağını tahmin etmekte zorlanıyorum çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin 10-15 bin üyesi var ve herkes oy kullanacak. Önde olan arkadaşlarımız var. Şimdi söylemek olmaz, İsmail Eşref bunu dedi derler ama ben Hasan Gemici’yi listenin başında görüyorum.

Akgün:  Belediye başkanlığından sonra ticarete atıldınız. İki proje bitirdiniz, bundan sonra yeni projeniz var mı?

Eşref:  2005 yılında seçim kaybettikten sonra büyük bir işe başladık. Ben bayındırlık müdürü emeklisiyim. Benim geçim sıkıntım yok, karım da emekli. Kayınpederim de varlıklı bir insandı. 2011-2012 yıllarında liman kentleri projesine başladık. Biz burayı yoktan var etmedik, satıp da yaptık. Ben çocuklarımın istikbali diye başladım bu işe ama tutmadı. Zonguldak’ta yine aynı laflar, yine aynı şeyler. Zonguldak’ta konut sektöründe vasat binalar yaparak para kazanıyorlar. Zonguldak’ta iş yapmak çok zor, Zonguldak’ta üçüncü bir işi düşünmüyorum.

 

Akgün:  Muharrem Akdemir ile ilgili samimi düşüncelerinizi merak ediyorum. Sizce başarılı mı ya da eksik olan yönleri ne?

Eşref:  Muharrem Akdemir benim meclis üyemdi. Ben istifa ettikten sonra meclis onu buldu, onu seçti. Şimdi bir senedir görevine devam ediyor ama bilgisi becerisi dahilinde devam ediyor. Muharrem Akdemir, öğretmenlikten gelme birisi, ben inşaat mühendisiyim, bayındırlıktan geliyorum. Ben belediye başkanlığını 3 dönem yaptım. Muharrem Akdemir’in benimle mukayese edilmesi mümkün değil.