İki yıl önce 6 Nisan’da Çaycuma’da, 252 metre uzunluğundaki Çaycuma Köprüsü’nün 48 metrelik bölümünün çökmesiyle oluşan faciada 15 kişi hayatını kaybetmiş ve bu kişilerden 11 kişinin cansız bedenlerine ulaşılmış  fakat dönemin belediye başkanı olan Mithat Gülşen’in üniversite öğrencisi yeğeni Sezgin Gülşen’in (21), iki kapı komşusu olan Kadın Saraç’ın (49) ve Tahir Özkara’nın(66), Osmanlı Köyü’nden Necati Azaklıoğlu’nun (59) bedenlerine ulaşılamamıştı.

Köprü faciasının 2’inci yıl dönümünde hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınları bugün hala göz yaşı dökerken, kayıp ailelerin yakınları ise  kayıp bedenlerin mezarı haline gelen Filyos Çayı üzerinden bugün geçmeye çekindiklerini söylüyor.

Halkın Sesi Gazetesi olarak köprü faciasının 2’inci yıl dönümünde kayıp aileleri ziyaret ettik. Faciada  hem kayınvalidesi Kadın Saraç’ı(49), hem de eşi Serdar Saraç’ı(32) kaybeden İlknur Saraç(34), göz yaşlarıyla 14 ve 8 yaşlarındaki çocuklarıyla hala hayata tutunmaya çalıştığını söylüyor.

İlknur Saraç, facia sonrası eşinin cansız bedenine ulaşıldığını fakat kayınvalidesinin hala kayıp olduğunu söyleyerek, “ Faciadan önceki senelerde kayınpederim vefat etmişti. Kayınvalidem, eşim, kayınpederimin babası ve çocuklarımla bir aileydik. Kayınpederimin babasını da birkaç ay önce kaybettim. Şu an çocuklarımla kalakaldım. Acılarım bir an olsun dinmedi.Üst üste kayıplar yaşadım.Evimin penceresinden bile bakamaz oldum.Pencereden bakınca sanki onları görüyorum.Çarşıya geldiğimde köprünün üzerinden geçerken ürperiyorum.Her gün ağlıyorum.Faciadan sonra kapımızı çalıp bir eksiğiniz,derdiniz var mı diye soran olmadı.Her şey 2 yıldır çok daha zor geliyor.Ölümlerle  dolu acısı bitmez 2 yılım beni hayattan soğuttu.Psikolojik tedaviler gördüm.” dedi.

Saraç, köprü faciasında hayatını kaybedenler için yapılan hatıra ormanında eşinin ve hala kayıp kayınvalidesinin fidanlarını ilk kez yıl dönümünde temizlemeye geldiğini söyleyerek, “Ağabeyimin evi buraya çok yakın.O da zaten yeni taşındı.Bu sebeple eşimin ve kayınvalidemin adına dikilen fidanları da temizlemeye geldim.Daha önce hiç gelmemiştim.İki acıyı birden yaşıyorum. Eşimin mezarına sık sık gidiyorum.Annem gibi gördüğüm kayınvalidem hala kayıp.Bir mezarı bile yok.Her an çıkıp gelecekmiş gibi geliyor. Bu psikolojiye sahibim.Bazen canıma kıymak istiyorum,çok bunalıyorum.Çocuklarımı sarılıyorum.” diye konuştu.

İlknur Saraç, iki çocuğunun hem okul hem de diğer masrafları konusunda çok sıkıntılar çektiğini söyleyerek, “Eşim ve kayınvalidemi kaybettikten sonra borçları ortaya çıktı.Asgari ücretle o borçları ödemeye çalışıyorum. 2 yıldır kapımızı çalıp halimizi soran olmadı.Ben çocuklarımı okutabilecek, onların ihtiyaçlarını görebilecek kadar yardım istiyorum.Sadece çocuklarım için yardım istiyorum.5 dakikalığına kapımı çalsınlar, halimi görsünler.Kaç kez Kaymakam beyin yanına gittim sekreteri içeri almadı.Kaymakam bey çocuklarımı okutmam için yardım edeceğini söylemişti.Başlarda beni kaymakamlıktan maaşa bağlamışlardı ama sonra eşimin sigortasından emekli yapınca Kaymakamlık yardımını kestiler.Ama asgari ücretle geçimimi sağlayamıyorum. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayamıyorum.Çocuklarım için,Allah rızası için bana yardım etsinler” dedi.