Son yıllarda her geçen gün büyüyen konfeksiyon sektörü terzilikle uğraşan sanatkarları zor duruma düşünüyor
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte fabrikasyon üretime geçen giyim sektörünün temel taşları terziler, sadık müşterileriyle ayakta kalmaya çalışıyor.

Zonguldak’ta yaklaşık 37 yıldan bu yana terzilik yapan Çetin Yıldız, son yıllarda terzilik sektöründe büyük bir gerileme olduğunu dile getirirken yaklaşık 5-6 sene içerisinde tamamen tamiratla uğraşacaklarını belirtti.

Geçmiş dönemde özellikle bayram öncesi 40-50 takım elbise dikerken, şimdiler de ise bu sayının 1-2’ye kadar düştüğünü, takım elbise diktiren birkaç müşterinin dışında pantolon paçası, fermuar gibi ufak tefek işler yaptıklarını belirtirken, “Kısacası terziler olarak maçın uzatma dakikalarını oynuyoruz” ifadelerine yer verdi.

 

Umut ERSES: Her geçen gün hızla büyüyen tekstil sektörü siz sanatkarları yani terzileri nasıl etkiliyor?

Çetin YILDIZ: Şuanda Her geçen gün meslek geriye doğru gidiyor. Bu meslek hemen hemen kaybolma noktasına geldi. Şu an terzilerin yaş ortalaması da 55-60 yaşlarını buldu. Gerçek terzi anlamında da kent genelinde şu anda 12-13 tane terzi kalmıştır. Gerisi komple tamiratçı olmuştur. Terzilik olayının tahminime göre 5-6 yıllık ömrü olduğundan 5-6 yıl sonra terzilik dikim anlamında bitebilir. Biz şimdi kendi işimizi ilerletmeye çalışıyoruz ama yer bulmakta bile sıkıntı çekiyoruz. Örneğin kente yeni bir AVM açılacak ve terzi olarak başvurduğumuz da illaki kurumsal bir şirket olma mecburiyeti kılıyorlar. Bir terzinin kurumsal şirket olabilmesi mümkün değil. Devletin de bize herhangi bir katkısı bulunmuyor. 

Umut ERSES: Çırak yetiştirmekte sıkıntı çekiyor musunuz?

Çetin YILDIZ: Çırak yetiştirmek bir kenara çırak bulmak bile çok zor. Şuan mesleğimizdeki çıraklar 35 yaşlarında. Onlarda ustalarının yanında kalfa olarak çalışıyor. Yeni çırak bulamıyoruz. Benim eskiden 4 tane elemanım vardı, 4’ten 3’e, üç ikiye derken şuan tek başıma kaldım ve hemen hemen de 7 yıldır tek başıma çalışıyorum.

Umut ERSES: Zonguldak’ta eski adıyla Çıraklık Lisesi şimdiki adıyla Mesleki Eğitim Merkezi var burada terzilikle ilgili bir kursta bulunmuyor. Neden kurs açılmıyor?

Çetin YILDIZ: Talep olmadığı için kurs ta açılmıyor. Onu araştırdık ama en az 10 kişinin olması gerekiyor. Fakat talep olmadığından ve terzilik mesleği her geçen gün geriye gittiğinden dolayı bölüm açılmıyor.

Umut ERSES: Uzun yıllardır bu mesleği yapıyorsunuz ve 5-6 yıl içinde mesleğinizin biteceğini söylüyorsunuz. Bu beraberinde gelecek kaygısı doğuruyor mu?

Çetin YILDIZ: Tabiki doğuruyor. Ben yeni emekli oldum hadi bir şekilde kendimizi kurtarmış gibi görebiliriz ama bizden sonraki nesli düşünüyoruz. Biz artık bundan sonra ya tamiratçı dükkanı olacağız ya da ona yakın olan bir iş dalına kayacağız. Bunun bvaşka bir yolu yok. Kısacası terziler olarak maçın uzatma dakikalarını oynuyoruz.

Umut ERSES: Eskiden bu meslek babadan oğla geçiyordu. Sizin de bir oğlunuz var ve siz kendi oğlunuzun bu mesleği öğrenmesini ve yapmasını istermisiniz?

Çetin YILDIZ: Kesinlikle istemiyorum. Aslında terzilik çok güzel bir meslek. Evinden pırıl pırıl çıkıyorsun ve tüm gün pırıl pırıl çalışıyorsun ve insanları mutlu ediyorsun. Evine huzurlu bir şekilde gidiyorsun ama hakkını asla alamıyorsun. O yüzden hakkını alamadığın bir işi, ekonomik sıkıntılar çektiğin ve geleceği olmayan bir mesleği kendi çocuğuna yönlendiremiyorsun. Gönlüm yönlendirmek çok istiyor ama aklım ve fikrim buna kesinlikle engel oluyor. Çünkü çocuğumun geleceğiyle oynamış gibi hissediyorum kendimi.

Umut ERSES: Eskiden insanlar takım elbiselerini kendilerine göre yaptırır ve uzun süreler giyerdi. Şimdi ise tamamen konfeksiyon ürünleri tercih ediliyor. Kaliteye bakıldığında farklar var mı?

Çetin YILDIZ: Kaliteli farkı çok fazla var. Çünkü biz kişinin kendi vücuduna göre elbise dikiyoruz. Kişinin omzu geriye düşmüş olabilir, yanlara doğru gelmiş olabilir. Kolları kısa olabilir, ensesi geniş olabilir. O kişiye göre özel dikim yaptığınız için o bedene özel oluyor. Fakat tekstil ürünlerine baktığınızda belli bir kalıp üzerine çalışıldığı için mağazada beğenilen ürün bir şekilde yine elimizden geçiyor. Çünkü mutlaka düzelttirmek zorunda kalınıyor. Yapışkanlı sistem kullandıkları için kalitede terzi elinden çıktığı için çok daha iyi olur. Çünkü terzi kıl tele üzerine çalışır ve işçiliği çok daha fazla. Onlar hem ucuza mal ediyor hem de kalitesiz. Bizim yaptığımız evladiyelik oluyor. Bizim diktiğimiz elbiseler babadan oğla kalır ve oğul da bir mühlet kullanırdı. Şimdi mağazaların diktiği elbiseler ise 1 sene giyiliyor sonra çöpe atılıyor.

Umut ERSES: Peki; halen dikim yaptıran vatandaşlar bulunuyor mu?

Çetin YILDIZ: Yaşı 40’ın üzerinde insanlar halen dikim elbiseleri kullanıyor. Fakat gençlik kesinlikle ve kesinlikle etiket ve markaya bakıyorlar.