Atatürkçü Düşünce Derneği’ndeki (ADD) Şube Başkanlığı başta olmak üzere dernek üyeliğinden ve Yönetim Kurulu’ndaki görevinden geçtiğimiz gün istifa ettiğini açıklayan Dr. Kemal Yurtbay, ‘İki bayan yönetim Kurulu üyesi tarafından komploya kurban gitmesinin’ altında yatan nedenleri açıkladı. “Derneğin malını zimmetlemişim gibi suçlamalara maruz kaldım. En güvendiğim insanların bile bana cephe almalarına inanamadım. ‘Sen de mi Brütüs’ oldum. 5 kişi tarafından arkamdan bıçaklandım. Böyle komplocu gurubun üyesi de olamazdım. ‘Ne haliniz varsa görün’ diyerek çıktım. Halkın bana olan tutumunu biliyorum. Bu yüzden gururlu ve onurluyum” ifadelerini kullandı.

Derya Aktaş: Gerçekleştirdiğiniz kongreyle başlamak istiyorum. Zaman zaman tansiyonun yükseldiği bir kongre gerçekleştirmiş olsanız da sonucundan üyelerin memnun olduğu gözleniyordu. Peki, kongreye gitmenizin asıl nedeni neydi?

Kemal Yurtbay: Başkanlığa aday falan değildim. Sonra görev taksimi sırasında arkadaşlar beni uygun gördüler. Bende görevden kaçamadım. Kimseyi ötekileştirmeden bu başkanlığı aldım. Devrimler yaptık. Başına ben geçene kadar, dernek herkesi ötekileştirmiş durumdaydı. Derneğin amacı zaten büyümek ve genişlemektir. Bu amaca dönük faaliyetlerde bulundum. Bu konuda başarılı olduğumu da iddia ediyorum. Aramızda bulunan iki arkadaşımız bize uyum sağlayamadılar. Güneydoğuya ve iktidara bakış açışlarımız farklıydı. Onlarında görüşü alınarak kongreye gidildi. Katılımcıların soruları üzerine açık bir şekilde konuşmak zorunda kaldık. Bayan yönetim Kurulu üyemiz, kendine göre söz alarak savunma yaptı. Ancak sadece kongrenin herkesin onayıyla gerçekleştiğine dair açıklama yaptı. Aleni şekilde somut cevap isteyen ısrarcı katılımcılara karşı net bir şey söylemek zorunda kalınca; kamuoyunda söylenen bir sözün ve sosyal medyada paylaşılan bir yazının söz konusu olduğunu ifade ettim. İsimde vermemiştim. Arkadaşımız, kendi kendisini ifşa etti. Tartışmaların temelini bu diyalog oluşturdu.

Derya Aktaş: Peki, Tartışmalar yatıştı. Yeni Yönetim Kurulu belirlendi derken ani bir kararla istifanızı açıkladınız. Komploya kurban gittiğinize dair açıklamalarınız gündeme geldi. İstifanızın sürecinde neler yaşandı Atatürkçü Düşünce Derneği’nde?

“İki bayanın komplosuna ortak oldular”

Kemal Yurtbay: Bayan Yönetim Kurulu üyemiz, kongredeki açıklamalarıma çok sinirlenmiş, içerlemiş olacak ki kendi yaptığı açıklamaların üzerine neden başka şeyler söylediğim kısmına takılmış. Katılımcıların yönelttiği sorular üzerine verdiğim cevapları kabullenemedi. Kapris yaptı. Bayan arkadaşım, bu olayı komplo yapmaya kadar götürdü. Derneğin parasını kendi üzerime geçirmişim gibi bir muamele gördüm. Sanırım tahammül edemedi açıklamalarıma, egosu zedelendi. Çok çalışkan, saydığım, sevdiğim bir insandı. Kırıcı hiçbir söz söylemedim. Anlayamadığım bir şiddete kapıldı. Geçtiğimiz Perşembe günü görev dağılımı için toplantı yaptık. Düne kadar benimle beraber olanlar bana karşı kutuplaşma oluşturdular. Yaşlı kadın yönetim kurulu üye arkadaşımız, aynı zamanda kendisi emekli Tarih öğretmenidir. Konuşmayı çok sever. Zaman zaman paneller yaparız. Söz hakkı kendisine verildiğinde uzun konuşmalar yapar. Panelleri yönettiğim zamanlarda uyarmak durumunda kalıyordum. Tabi kendisi bana kızıyordu. Bu nedenle biraz benimle rahatsızlığı vardı. Yanlarına üç erkek arkadaşımızı da alarak bana cephe oluşturdular. Onlara inanamıyorum. İki bayanın komplosuna ortak oldular. Seçimde aday oldum. Karşıma hiç aday çıkartamadılar. Hem komplo kurdular hem de aday çıkartamadılar. Yönetim Kuruluna Remzi Hocamı en getirmiştim. Bu durumda 3 oy alan arkadaşımız kabul etmedi. Bana hiç oy vermeyen insanlar, ‘İstiyorsanız siz olun’ gibi iğrenç bir teklif sundular. O gün kabul ettim. Çünkü Cumartesi günü bir etkinliğim vardı. Belediye Nikah Salonu’nda ‘Türk Kadınının siyasetteki yeri’ konulu seminer hazırladık. Buna bile karşı çıktılar. Atatürk’ün devrimini kutlamak bile suç oldu. Tam bir komedi yaşanıyor o tarafta. ‘Seninle çalışmam’ şeklinde sözler sarf ettiler. Ben derneğin malını zimmetlemişim gibi suçlamalara maruz kaldım. İçimden gülüyorum. En güvendiğim insanların bile bana cephe almalarına inanamadım. ‘Sen de mi Brütüs’ oldum. 5 kişi tarafından arkamdan bıçaklandım. Tüm bu olanların üzerine istifamı verip, ‘Ne haliniz varsa görün’ diyerek çıktım. Böyle komplocu gurubun üyesi de olamazdım.

Derya Aktaş: Atatürkçü Düşünce Derneği’nin, sansasyonel şekilde gündeme gelmesi nasıl tepkiler çekti? Son olaylardan sonra eleştiri aldınız mı?

Kemal Yurtbay: Cumartesi, Pazar, Pazartesi günleri CHP’nin kongresi vardı. Orada beni düşürdüklerini ve artık başkan olmadığımı dile getirdim. Duyan herkes çok üzüldü. Hatta üye konusunda yardımcı olabileceklerini de ifade ettiler. Yaşananları komik bulan sadece ben olmadım. Vicdanım ve gönlüm rahat. Derneğe üye olmak gerekmez, benim Atatürkçü düşünce yapım her zaman devam edecektir.

Derya Aktaş: Peki, başka bir gündemle devam etmek istiyorum. Türk Sağlık-Sen’in 1 günlük iş bırakma eylemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Sağlık sektöründe yıllarını geçirmiş biri olarak gelinen son noktada gördüğünüz tabloyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Kemal Yurtbay: Sağlık çalışanları bir bütündür. Ama ne yazık ki lehlerine yapılan hiçbir çalışma ya da karar yok. Kamu Hastaneleri, hekim bulamıyorlar. En korktuğum olayda budur. Performans sistemi o kadar adaletsiz ki riski olmayan branşlar en fazla parayı alır hale geldiler. Akademisyenler, pratisyenden daha düşük maaş alır hale geldi. Üniversitelerde eğitim-öğretim durmuş vaziyette. Tıbbın merkezi, kucağı üniversitelerdir. Üstelik sürekli saldırı altındayız. Sorunlarımızı gidermeye yönelik hiçbir şey yapılmıyor.

Derya Aktaş: Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Kemal Yurtbay: İlk defa olağanüstü kongreye gidildi. Bir kumpasla başkan devrildi. Bu komik bir şekilde gerçekleşmiştir. Keşke böyle olmasaydı. Ancak vicdanen rahatım. İnsan haklarının yerlerde süründüğü bu dönemde ben elimi değil kafamı taşın altına koydum. Değerim bilinmediyse de kendileri bilir. Halkın bana olan tutumunu biliyorum. Bu yüzden gururlu ve onurluyum.