“KAMİL KOÇ’LA İYİ BİR İKİLİ OLDUK”
Zonguldak’ta doğdum ve eğitimimi burada tamamladım. Babamız otobüs işletmeciliği yapıyordu. Zonguldak’ın yerel firması olan Güven Turizm markası ile Zonguldaklılara hizmet verdik. Ben okuldan kalan zamanlarımda bilet kesmeye, yolcuları araca bindirmeye gidiyordum. Bu benim için çok eğlenceliydi. Daha sonra bizde baba mesleğimizi devam ettirdik. İstanbul’da, Antalya’da kaldım. Oradaki yazıhanelerimizin başında bulundum. Daha sonra şuanda çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum ve zevk aldığım partnerimiz Kamil Koç ile çalışmaya başladık. Onlarda bizden çok memnunlar. Bunun yanında, eşim Pınar son zamanlarda çok sıkılıyordu. Ne yapalım dedik ve kendi markamızı, Demirhan markasını kullanarak Gayrimenkul ve Emlak sektörüne girdik. Kurumsallığı ön planda tuttuğumuz bu işimizde de çok kısa sürede Zonguldak’ın ilk on firması arasına girdik. Özellikle kızımız Alin bize çok şans getirdi.


“BABADAN CHP’YİM”
Ben babadan CHP’li bir insanım. Ailemiz siyasete yakın olduğu için gençliğimden beri siyasete ilgi duymuş bir kişiyim. Dedem CHP’li olmasına rağmen siyasete Demokrat Parti’de başladım. Turgut Hamzaçebi döneminde 2 yıl onun il yönetiminde görev aldım. Fakat orada bile beni CHP’li olarak gördüler hep. Oradaki siyasi maceramı tamamladıktan sonra yeniden partime döndüm. CHP’de siyaset yapmaya karar verdim. İlk yerel seçimlerde partimden meclise girmek için müracaat ettim.
“HAK ETTİĞİM SIRAYI ALAMADIM”
Meclis listesinde bana hak ettiğim sırayı verdiklerine inanmıyorum. Hatta ilk başta bu sırayı verdikleri için istifa etmeyi bile düşündüm. Fakat Başkanım benim gönlümü almayı bildi. Ben bu yola Muharrem Başkan’la yola çıktım. Seçimlerdenöncesindede hep onun yanında oldum. Bana istifa etme dedi. Bende etmedim. Bunun neticesinde ben Allah’ın takdiri ile Belediye Meclisi Üyesi oldum. Kalbim o kadar temiz ki, Allah bunu bana nasip etti.


“ÇİRKİN İDDİALARDA BULUNDULAR”
Yerine girdiğim ablam için çirkin iddialarda bulundular. Ona para verdiğimi iddia ettiler. Böyle bir şey asla olmadı. Bunların gerçekle alakası yok. Ben buraya Allah’ın takdiri ile geldim. Ben buraya onun yada bunun torpili ile gelmedim. Bana verilmesi gereken hakkı, Allah bana verdi.
“BENİ O SIRAYA LAYIK GÖRENLER SONRADAN PİŞMAN OLDULAR”
Dediğim gibi, ben Allah’ın takdiri ile meclise girdim. Mecliste benim çalışmamı görenler, ya biz ne büyük hata yapmışız dediler. Bizi o zaman çok farklı yerlere koyanlar, bugün keşke öyle yapmasaydık dediler. Ben partim için çalışmaktan, maddi ve manevi olarak destek vermekten başka bir şey yapmadım. Ben sokaktan, en alttan en üste kadar herkes ile diyalog halinde olan kişiyim. Benim varlığım oraya, bu şehre her zaman artı verir.


“10 GÜNDE ÇOK ŞEY YAPTIM”
Belediye Başkanımız 10 günlüğüne şehir dışına çıktı. Benim 10 günlük Başkanlığa vekaletim döneminde her kesimden insanlarla bir araya geldik. 10 güne birçok işi sığdırdık. Partili partisiz ayrımı yapmadan her kesimden insanlara ulaştık. Benim bu çalışma şevkimi görenler, 10 günde bu kadar yaparsan, demek ki 1 ay o görevde kalsaydın neler yapardın diyerek bana takıldılar. Ben çalışmaktan asla yılmayan bir yapıya sahibim. İnsanlarla kolay iletişim kurabiliyorum. Hatta bana, bu senin son vekilliğin olabilir diyorlar. Biz Başkanımıza yardımcı olacağız, oda bize yardımcı olacak ve Zonguldak’ı güzel noktalara taşıyacağız.
“NİKAH KIYARKEN ÖLECEK GİBİYDİM”
Ben insanlarla devamlı iç içe olan, insanlar karşısında onlara hitap ederken heyecanlanmayan, bir kamera karşısında bile spontane olarak rahatlıkla konuşan bir insanım. Fakat Başkan vekilliğim döneminde bir nikah kıydım. O nikahı kıyarken heyecanlandığım kadar hiçbir zaman heyecanlanmadım. O gün ölecek gibiydim. Her yerimden ter boşaldı. Hatta öncesinde elbiseyi denedim prova yaptım. Birkaç kere nikahımolmuş olabilir ama ilk kez nikah kıyıyorum,heyecanımı mazur görün, dedim. Öldüm mahvoldum.


“HEDEFİM BELEDİYE BAŞKANI OLMAK”
Siyasette her insanın bir ideali vardır. Bende Belediye Meclisi Üyeliği görevimin ardından Zonguldak’a Belediye Başkanı olarak hizmet etmek isterim. Siyasetin içinde kimseyle kırgın olmayacaksınız. O koltuğa oturduğunuz zaman rozeti çıkaracaksınız. Emek vermeyi koşuşturmayı seviyorum. Ben hiç ofsayta düşmemişsem, hakkımda şaibeli durumlar yoksa neden olmasın, bu kader ve kısmet meselesi. Siyaset bir basamakla başlar. Ben de o basamaklardan birindeyim. Bendede hizmet aşkı var. Heyecanım var. İnsanları seviyorum. Kendime de güveniyorum.
“BAŞKANIN ROZETİ, PARTİSİ OLMAZ”
Belediye Başkanı’nın partisi, rozeti olmaz. Belediye Başkanı başkan seçildiği gün rozetini çıkarmalı. Gerekirse, başka partininde olsa, bakanlarla kol kola girip şehrin kalkınması için kaynak yaratmalı. Mesela bizim belediyede, CHP Belediyesi değil, Zonguldak Belediyesi yazıyor. Bakın AKP İl Başkanı ile CHP İl Başkanı el ele poz veriyor. Bunlar olması gerekenler. Çünkü hepimiz Zonguldak için varız.
“EVLENMEZSEN SENİ BEN ALACAĞIM”
Eşim Pınar ile 2011 yılında evlendim. Pınar’la evlilik hikayesini dinleseniz boşa dersiniz. Öyle güzel hazırlanmış ve yapılmış evlenme teklifine yorgunum diye cevap vermiş bir kişi var karşınızda. Pınar ile çocukluğundan beri tanışıyoruz. Kardeşimle aynı okuldaydılar. Pınar o zamanlar beni her gördüğünde “Gökhan Abi Gökhan Abi” der yanıma gelirdi.Benden 6 yaş küçük olduğundan dolayı buna bende bir şey demiyordum. Zaman geçti ve Pınar iş hayatına atıldı. Yıllar sonra bir gün Zonguldak’ta Deniz Kulübü önünde karşılaştık. Sarıldık. Pınar hemen “Gökhan Abi nasılsın?” dedi. Bende “Kız artık evlenmiyor musun?” dedim. O da bana “Gökhan Abi yaa!” dedi. Bende,“Ne yası? Bak evlenmezsen seni ben alacağım.” dedim.

“EVLENME TEKLİFİME YORGUNUM DEDİ”
Beni her gördüğünde Gökhan Abi demeye devam etti. Bana karşı çok saygılıydı. Bende yine bu zamanlarda birkaç kere daha,“Bak evlenmezsen ben alacağım seni.” dedim. Bir yaz, ilk eşimden olankızım Asya ile tatile gittik. Bodrum’da idik. Genelde, bizim eş dost komşularımızın bir arada olduğu yerde tatil yapacaktık. Sahile indim. Bir baktım Pınar. Pınar yine “Gökhan Abi nasılsın?” diyerek yanıma geldi. Bende “Pınar artık kocaman kız oldun. Küçülde cebime gir. Artık şu abiyi bırakalım.” dedim. Burada birkaç gün geçirdikten sonra ayrıldık. O işinin başına döndü sonra birkaç kez telefonla görüştük ama ne görüşme. Mesaj atıyorum cevap 8 saat sonra geliyor. Telefon ediyorum, yarın geri dönüyor. Sonra bir fırsatını buldum ve onu ikna ettim. Yemek yedik. İlk yemek ve ilk bakışmalar burada oluştu. Artık ok yaydan çıkmıştı.
“EVLENME TEKLİFİNİ ANTALYA’DA YAPTIM”
Daha sonra ben başka bir firmanın işletmesi için Antalya’da bulundum. Bu sırada orada yaşıyordum. Pınar’ı Antalya’ya davet ettim. Tabii ben bu arada evde her şeyi hazırladım. Evimin her tarafına çiçekler, yazılar. Beraber yola çıktık. Kapıyı açtım ve kocaman bir “Benimle evlenir misin?” yazısı Pınar’ın karşısında. Pınar görme bile görmüyor. Sağına soluna bakıyor. Ben yorgunum diyor. Yaklaşık 20 dakika sonra Pınar’a dank etti ve bana bir cevap verdi.
“KIZIMIZ HER ŞEYİMİZ”
Evliğimiz çok güzel gidiyor. Güzel evliliğimizin meyvesi Alin dünyaya geldi. Alin bize uğur getirdi. Bundan sonra onu geleceğimizin her şeyi yapacağız. Birçok planımız var. Planlarımızı uygularken önce sağlık. Ondan sonra hedeflerimize ulaşmak için çok çalışacağız. Bu istek ve azim bende mevcut.
“BASIN HERŞEYİ YAZABİLİR, BASINLA KAVGA OLMAZ”
Basınla diyalogları çok iyi olan bir kişiyim. Basın karşısında zorlanmıyorum ama şunu öğrendim bu dönemde; bazı hedeflere ulaşmak istiyorsan basınla kavga etmeyeceksin. Basın her şeyi yazabilir. Bizimde böyle bir dönemimiz oldu. Bazı arkadaşlarımızla bazı anlaşmazlıklar ve yanlış anlaşılmalar yüzünden bazı sıkıntılarımız oldu. O zamanlar dolmuşa geldim ve bu olaylar yaşandı ama bu arkadaşlarımız ben vekilken ziyaretime geldiler. Ne yapacaktık? Geleni karşılamayacak mıyız? Bunun dışında çeşitli söylentiler var. Benim kimseden korkum olmadı. Para verdi gibi laflar çıkıyor. Oraları karıştırmanın anlamı yok. Böyle şeyleri konuşmak çok yanlış.
“GÜZEL BİR ŞEHİRDE YAŞIYORUZ”
Güzel bir şehirde yaşıyoruz. İnşallah daha güzel şeyler olacak. Zonguldak’ı güzel günler bekliyor. Halkımız bize güvensin. En azından kendi adıma söz veriyorum. Bu şehir için mesaimi, onlar için mesaimi harcamaya devam
edeceğim.” dedi.