Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat  Fakültesi’nde öğrenci iken  ders çalıştığı kütüphanede bir mektup yazan ve ardından gelecekte buluınması için William Shakespeare’ın Bir Yaz Dönümü İsimli kitabının arasına bıraktığı mektup 17 yıl sonra 9 Eylül Üniversitesi’nden Ensar Yaraşan isimli, başka bir öğrenci tarafından bulundu. İzmir’de 17 yıl sonra kitap okurken mektubu bularak sosyal medya sitesi facebook üzerinden Yrd. Doç. Dr. Dirimeşe’ye ulaşarak mektubunu okuduğunu iletmesi iki tarafa da duygu dolu anlar yaşattı. Dirimeşe geçmişte yazdığı mektubunda o zamanın demokrasisini, insanların karakterleri ve inançları hakkında daha fazla bilgi edinmeleri konularını ele alırken o günkü konjektür ile bugünkü konjektörün ne yazıkki değişmediğini dile getirirdi. Devamında ise Erdem Dirimeşe konu hakkındaki sorularımıza şöyle yanıt verdi,


- Bu mektubu yazma amacınız neydi?

Dirimeşe; O günlerde mektubu yazarken tek düşüncem bugünkü öğrencilere duygularımı ancak yazıyla iletebilecek olmamdı ve aradan 17 yıl geçtikten sonra bir öğrencinin bunu bularak bana ulaşması beni oldukça mutlu etti. Kitabın arasına mektubu koyarken orada çok eski bir not vardı. “Tarih olmak, tarihin arasına karışmak.” Merak ettiğim bir şeydi bu. Acaba biri bu mektubu okuyacak mı diye düşündüm.

-Mektubunuzun ne zaman bulunmasını tahmin ediyordunuz?

Dirimeşe; Ben bu mektubu çok eski bir kitabın arasına koydum. Öyle ki sayfaları birbirine yapışmış bir kitaptı. Hiç 17 sene sonra veya 20 sene sonra bulunacağını düşünmedim. Hatta mektubu bulan kişi mesajında, “Hocam mektubu okunmayacağını düşündüğünüz için bu kitabın arasına koymuşsunuz büyük ihtimalle.” Diye belirtmiş.  Fakat üzüldüğüm bir nokta var oda; kitabı 17 senede 1 kişinin okumak için açmasıydı.

-Peki mektubu yazdığınız dönemle şuanki dönem arasında değişen bir şey oldu mu?
 
Dirimeşe; Mektubu yazdığım sıralar 28 Şubat dönemiydi. En başta bu dönemde İlahiyat Fakültesinde okumanın getirdiği bazı zorluklar vardı. En ufak bir şeyde haber konusu oluyordunuz. Okula giriş çıkışlar sıkıntılıydı. Okul güvenliği, hafif sakalınız varsa hemen geri yolluyorlardı gidip sakalını kesip gel diye. Mektupta da demokrasi yoktu diye yazdım. Bu güne farkı açılardan benziyor o dönem. Aslında 17 sene sonra okuyunca sanki bu günden bahsediyormuşuz gibi. Demokrasi konusunda şu an çok ileri olduğumuz söylenemez. İnsanları etiketlemeyi, fişlemeyi, insanlara bir şeyleri yakıştırmayı çok seviyoruz. Din Kültürü öğretmeni olduğumda bunu çok yaşadım. Tipin buna hiç uygun değil diyenler oluyordu. İnsanları tipleriyle değil, yaptıkları işlerle değerlendirmek lazım.

-Peki neden konuşmak yerine yazmayı tercih ettiniz?

Dirimeşe; Kitap okudukça insan bir şeylerin yanlış gittiğini, düzeltilmesi gerektiğini düşünüyor. Konuşmak istiyorsunuz anlatmak istiyorsunuz fakat anlattıklarımın dikkate alınmayacağını düşünüyordum. Bende yazmayı tercih ettim.

-Mektubu bulan kişiyle diyaloğunuz nasıl oldu?

Dirimeşe;  Bana mektupta bahsettiğim değişikliğin yaşanıp yaşanmadığını sordu. Bende ona, bir değişiklik olmadı, sen de bir mektup koy kitapların arasına, 20 sene sonra biri okur da bir şeyler değişir belki dedim.
 
Bu hoş sohbetinden dolayı Erdem Hocamıza teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

(Eda Kavtelek)