Zonguldak Sanat Tiyatrosu Yönetmeni Erhal Koltuk, tiyatronun insanı insana insanca insanla anlatan bir sanat olduğunu belirterek;

‘TİYATRO ÇOK İYİ BİR PSİKOLOGDUR’

Zonguldak Sanat Tiyatrosu Derneği tarafından hayat bulan Zonguldak Sanat Tiyatrosu Topluluğu Yönetmeni Erhal Koltuk ile özellikle gençlerin yaşadığı ruhsal bunalım sonrasındaki çalkantılı dönemi ve insanların tiyatroya bakış açısını konuştuk.

 

Tiyatronun insanı insana insanca insanla anlatan bir sanat olduğunu belirten Koltuk, tiyatronun temel öğesinin insan olduğunu vurgulayarak, “Tiyatro insan kendini ve çevresini tanır. Bilinçlenir. İnsanı tanıyan birisinin silah tutabilmesi, insana kıyabilmesi mümkün müdür? Duygularda silah gibi kullanılıyor ve kalp kırılıyor. Tiyatrocu insanlar bunların hep bilinci altındadır” ifadelerine yer verdi.Halkın Sesi Muhabiri Umut Erses ile Erhal Koltuk’un yaptığı keyifli röportaj şu şekilde;

Umut ERSES: Erhal Koltuk kimdir?

Erhal KOLTUK: Aralık 1956’da Kozlu’da doğdum. İlk orta lise eğitimini Kozlu’da tamamladım. Yabancı Diller Yüksek Okulu İngilizce Öğretmenliği ve büro yöneticiliği okudum. 1978 yılında TTK’da işçi olarak işe başladım o dönemde aynı zamanda öğrenciydim. Vardiya sistemiyle çalışıyordum. Okul bitince de memur statüsüne geçerek TTK’da çalışmaya devam ettim. Şuanda da TTK’da İngilizce öğretmenliği yapıyorum. Mühendis ve teknik personellere verilen İngilizce kurslarında öğretmenlik yapıyorum. Ayrıca MEB’e bağlı okullarda da görevlendirmelerde bulundum. Tiyatro hayatım ise lise yıllarımda Felsefe öğretmenimin yönlendirmesiyle başladım. İlk oyunum Talip Apaydın’ın ‘Bir Yol’ isimli oyunuydu ve öğretmen rolündeydim.  Onunla başladık ve sonrada bırakamadım. Klişe bir cümle ama her derler ya sahnenin tozunu yutan bırakamaz diye aynen öyle oldu. O yıldan bu yana tiyatroyu hiç bırakmadım. Üniversite dönemimde oyunculuk yaptım ardından liselerde yönetmenlikler yaptım. Daha sonra dernekler ve Zonguldak Belediyesi çatısı altında ZOBATİT’de oyunlar oynadık. Daha sonra Kozlu Belediyesi’ne ait KOBATİT’i kurdum. Çeşitli derneklerde oyunlar sergiledik. Sonunda kendi derneğimizi kuralım dedik ve bugün burayız.

Umut ERSES: Bugün Zonguldak Sanat Tiyatrosu Derneği’ne ait Zonguldak Sanat Topluluğu’nda yönetmenlik yapıyorsunuz.  Zonguldak Sanat Tiyatrosu Derneği’ne neden ihtiyaç vardı ve nasıl buldu?

Erhal KOLTUK: Çeşitli dernek adı altında tiyatro faaliyeti sürdürürken ki bunlar genelde halk oyunları dernekleriydi. Biz oralarda kendimizi yedek oyuncu gibi görüyorduk. Çünkü orada esas olan halkoyunlarıydı. Biz şeyleri rica minnet yapmak veya yaptırabilmek durumunda kalıyorduk. Özgürce çalışamıyorduk. Onların programlarından zaman kalırsa çalışabiliyor veya biz çalışma programımızı tamamen onlara göre uyarlayarak çalışıyorduk. Ayrıca bir takım ihtiyaçlarımızın karşılanması tamamen halk oyunları dernek yöneticilerinin mantıklarına hitap ederse yapılabiliyordu. Başkalarını da ikna etmek durumda kalıyorduk. Düşüncel özgürlüğümüz yoktu. Sonunda kendimizin adı altında faaliyetler yapmalıyız dedik. Bir takım şeyleri daha kaliteli yapabiliriz düşüncesiyle dernek olduk iyi ki olmuşuz.

Umut ERSES: Zonguldak Sanat Tiyatrosu Derneği’nin şu anki faaliyetleri nelerdir?

Erhal KOLTUK: Şuan topluluğumuz içinde toplamda 24 arkadaşımız bulunuyor. Faaliyetlerimizin arasında yeni katılan arkadaşlarımızın eğitim süreci var. Mutlaka tiyatro eğitim süreciğini yaşıyorlar. Onun dışında oyunlarımıza çalışıyoruz. Bu sene programımızda 4 oyunumuz vardı. İlk 3 tanesi şuanda hazır. 4’ncüye de Nisan ayında çalışmaya başlayacağız. Mayıs ayı sonu veya Haziran ayı başı gibi seyircimizle buluşturacağız. Şuan ilk etapta Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı ‘Çıkmaz Sokak’ isimli bir oyunumuz var. Bugüne kadar 3 kez seyirciyle buluşturduk. 22 Mart’ta 4. Kez seyirci karşısında olacağız. Yine aynı oyunda 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nü Devrek AKM Sahnesinde sergileyeceğiz. Zonguldak’taki Dünya Tiyatrolar Günü faaliyetine de 2’nci oyunumuz olan ‘Savaş’ oyunu ile katılıyoruz. Ayrıca Zonguldak Emniyet Müdürlüğü’nden bize bir teklif geldi. Görüştük ve çok da mutlu olduk. Seve seve kabul ettik. Son günlerde moda olan telefon dolandırıcılığını işleyen skeçler TRT Senaristi Ayhan Arabacı’nın yazdığı 3 tane skeçle polis haftasında yine izleyicimizin karşısında olacağız. Kalabalık bir oyuncu kadromuz var. Öğrenciler, gençler, ev hanımları, çeşitli kamu kuruluşlarında çalışan mühendisler var. Yani her kesimden arkadaşlarımız var.

Umut ERSES: Tiyatroyla ilgilenen insanların eline silah verilemez diye bir tabir var. Yani bu insanlar düşünen ve duygularına sahip çıkabilen insanlardan oluşuyor. Bu düşünce sizce ne kadar doğru?

Erhal KOLTUK: Kesinlikle katılıyorum ve tiyatroyla ilgilenen insanlar çok bilinçli insanlardır. Çünkü tiyatro bir tarifi de şudur. İnsanı insana insanca insanla anlatan bir sanattır. Yani tiyatronun öğesi insandır. İnsan sevgisi içinde, insanı tanıyan birisinin silah tutabilmesi, insana kıyabilmesi mümkün müdür? Duygularda silah gibi kullanılıyor ve kalp kırılıyor. Tiyatrocu insanlar bunların hep bilinci altındadır.

Umut ERSES: Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Erhal KOLTUK: Gençlerin mutlaka tiyatro yapmaları gerekir. Çünkü gelişmiş ve çağdaş bir toplumda yaşamak istiyorlarsa tiyatro sanatını anne babalarda göz ardı etmemelidir. Bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanan kuşlar uçarlar. Fakat tavuk önüne koyulan yemi gıdaklarken arkasından alınan yumurtanın farkına bile varmaz. Demek ki toplumun ayakta, dinç dinamik olması için sanat ve özellikle de tiyatro mutlaka yapılmalıdır.

Umut ERSES: Son dönemlerde özellikle gençlerin kötü alışkanlıklarının ve uyuşturucu bağımlısı sayısının arttığını gözlemliyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Erhal KOLTUK: Tamamen bunalım çağı yaşıyoruz. Gençler de bunalıyorlar. Kötü niyetli kişiler tarafından hedef saptırılıyor. Tiyatro iyi bir psikologdur. İyi bir yol gösterici ve rehberdir. Kötü alışkanlıklara sapılamaması için küçük yaşta sanat ve tiyatroyla ilgilenmeleri gerekir.

Umut ERSES: Zonguldak’ta her hafta Devlet Tiyatrosu tarafından oyun sergileniyor ve insanlar bu oyunları çok fazla sahiplenip seyretmeye gidiyorlar. Peki sizin gibi yerel tiyatrolar da aynı ilgiyi bulabiliyorlar mı?

Erhal KOLTUK: Zonguldak’ta yerel tiyatrolara da çok güzel ilgi var. İnsanların karşısına çıkmayı bildiğinizde o güzel ilgiyi bulabiliyorsunuz. Fakat komşunun tavuğu komşuya kaz gibi görünür. İnsanlar dışarıdan geldiyse o ekip çok iyidir diye düşünüyor. Yani Gazipaşa Caddesi’nde her gün gördüğü insanların tiyatro yapması bir oyun ortaya çıkartması insanlara sıradan geliyor. Böyle bir düşünce var. Geçtiğimiz yıllara baktığınızda yadsınamayacak bir gelişim var. İnsanlar tiyatroyla daha bilinçli hareket edip bize de oldukça sahip çıkıyorlar.

Umut ERSES: Tiyatro anlamında Zonguldak’taki en büyük eksik nedir?

Erhal KOLTUK: Salon eksikliği çok ciddi boyutlarda. Ben çok bilirim okul koridorlarında resmi kurumların koridorlarında soğukta çalıştığımızı. Şuanda sahip olduğumuz ortamı kurmamızdaki sebeplerden biride bu. Azda olsa çalışma imkanımız daha fazla. Sahne yok. AKM var fakat oranında her günü dolu. Bütün dernekler kongresinden tutun eğlencesine kadar her şeyini orda yapıyor. Devlet Tiyatrosu içinde 3 gün ayrılıyor. BKM var zaten kendisine yetmiyor. Düşünüyorum bir belediye sineması var ve atıl duruyor. Kamuoyuna da sağlıklı bir açıklama yapılmamış durumda. 2 ekip daha orada çalışmalarını sürdürse mutlaka çok faydalı olacaktı. TEKEL Binası yıkılmadan önce birisi bana sordu. Buraya ne yapılmasını istersiniz diye sorsalar kültür merkezi yapılabilir. Her türlü faaliyeti yapılabilen bir kültür merkezi yapılabiliri. Lavuar alanına böyle bir şey yapmak çok mu hayal. Bu bakış açısına bağlı şeyler. Sahne sıkıntısı kentte çok ciddi boyutlara. 27 Mart’ta oynayacağımız oyunun provasını sahnede alamadan sahneye çıkacağız. Maalesef acı ama gerçek bu.

Umut ERSES: Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Erhal KOLTUK: Zonguldak özelinde gücü yetenlerin iş adamlarının sanayicilerin mutlaka ve mutlaka tiyatrolara destek vermeleri gerekir. Çünkü aynı toplumdayız yaşıyoruz. Yaşadıkları toplumun sağlıklı olabilmesi ve oksijenin daha bol olduğunu hissetmeleri için bu tür etkinliklere destek vermesi gerekir. Avrupa’da bir tiyatro topluluğu sponsor olarak bir firma seçtiğinde o firma topluluğa teşekkür ediyor. Bizi seçtiniz sağ olun diyorlar. Fakat biz beklenen ilgiliyi halen yakalayamadık. Yani herkes sağlıklı bir toplumda yaşamak istiyorsa tiyatroya o şekilde veya bu şekilde bulaşması gerekiyor.