AKP Zonguldak Milletvekili aday adayı Dr. Hasan Özgür Özen

“Zonguldak’ın önündeki engel Belediye”

AKP Zonguldak Milletvekili aday adayı Dr. Hasan Özgür Özen, Yazı İşleri Müdürümüz Meryem Demir’in sorularını yanıtladı. Yeniden istikrarın kurulacağı ve “Yeni Türkiye” hedeflerine ulaşılması adına gerçekleştirilecek çalışmalara katkı sunmak istediğim için yeniden aday adayı olduğunu ifade eden Özen, “Zonguldak Gazipaşa’dan ibaret değildir. Zonguldak’ın büyümesinin önündeki engel Zonguldak belediyesidir. Yeni şehir merkezleri oluşturulmalıdır.” dedi.

Zonguldak Belediyesi’ni başarısız bulduğunu söyleyen Özen, “Zonguldak Gazipaşa’dan ibaret değildir. Zonguldak’ın büyümesinin önündeki engel Zonguldak Belediyesi’dir. Yeni şehir merkezleri oluşturulmalıdır.” dedi. HDP seçimi boykot etmek zorundadır. Aksi takdirde Kürt Siyaseti, PKK vesayeti altında kazanımlarını kaybetmeye mahkumdur.

 

Röportaj: Meryem DEMİR

 

Meryem DEMİR: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

ÖZGÜR ÖZEN: 1977 Trabzon doğumlu olan Dr. Hasan Özgür Özen, İlköğretimini Ankara’da tamamlamış, ortaöğretimine babası Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ramazan Özen’in yurtdışı görevi münasebetiyle ABD Washington DC. Bell Multicultural High School’da devam etmiştir. Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde iki yıl eğitim gören Özen, Başkent Üniversitesi Turizm İşletmeciliği, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi Adalet bölümünden mezun olmuştur.

Özen, Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim dalında Uluslararası Yönetim Sistemleri alanında Yüksek Lisansını ve Stratejik Yönetim Sistemleri alanında Yüksek Lisansını ve Stratejik Yönetim alanında Doktora eğitimini tamamlamıştır. Akademik dergilerde yayınlanan birçok makale ve bilimsel yayını bulunan Dr. Özen, Siyasette Stratejik Yönetim alanında yayın çalışmaları ile doçentliğe hazırlanmakla birlikte Hukuk eğitimine de devam etmektedir.

Çalışma hayatına 1999 yılında Zonguldak Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarında Uzman olarak başlayan Dr. Özen, Genel Müdür Basın Danışmanlığı görevinde bulunmuştur. 2010 yılında TBMM göreve başlayan Dr. Hasan Özgür Özen, TBMM Strateji Büro Sorumlusu ve TBMM’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Uzmanı olarak görevine devam etmektedir. Dr. Özen’in aynı zamanda TBMM’de gerçekleştirilen çeşitli proje komisyonlarında üye ve koordinatör olarak görevleri bulunmaktadır. Dr. Özen’in İ-TBMM Mobil, “Akıllı Telefon Uygulama Projesi” TBMM tarafından Proje Ödülüne layık görülmüştür.

Zonguldak’ta Haber67 adında yerel gazete yayımlanan, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekilliği görevini halen yürütmektedir. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği, Parlamento Basın Mensupları Derneği Başkanlığı, Ata sporları Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini halen yürüten Özen, Zonguldakspor’da Yönetim Kurulu Üyesi olarak da görev yapmıştır.

Özen, Kur’an-ı Kerim’de yer alan tüm kelime ve kavramların içinde geçtiği ayetlerin bir arada okunabildiği ilk ve tek Kuran’ı Kerim Meali olan “Kurani Mucize Kelimeler” kitabını 5 yıllık süre zarfında hazırlamış ve yayınlamıştır.

 

Meryem DEMİR: 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti Milletvekili aday adayı olmuştunuz. Tekrar adaysınız seçimi nasıl görüyorsunuz. Seçim sonucunda nasıl bir tablo oluşur?

Özgür ÖZEN: Ülkedeki konjonktürel yapı seçimin tekrar edilmesini zorunlu kıldı. AK parti yüksek bir oyla birinci parti çıkmasına rağmen hükümeti kuramadı. Hükümeti kuramadığı içinde mecbur koalisyona görüşmelerine geçildi. Halkımızın seçimde verdiği mesaj partilerin bir araya gelerek koalisyonu kurmaları ve ülke yönetimini beraber bir arada Ak Partinin liderliğinde yapmaları idi. Halkın verdiği mesaj buydu. Her partiye elini taşın altına koymasını söyledi halkımız. Ancak görüşmeler neticesinde koalisyon kurulamadı. Halkımızın verdiği mesaj muhalefet partileri tarafından net okunamadı. Partiler bu mesajı okuyamamanın artı ve eksilerini bu seçim sonucunda görecekler. Ak Parti bütün partilerle görüşmelerini yaptı. Hükümetin kurulması pahasına kimi kendi değerlerini askıya almayı bile kabul etti. Sonuç olarak hiçbir parti hükümet kurmaya yanaşmadı. Halkın mesajı tam okunamadığı içinde seçim tekrarı kararı alındı. Türkiye’de ilk defa 45 gün sonra seçim tekrarı olacak. Bunun sonucunda Türkiye çok yaralar aldı ve birçok kazanımları yavaş yavaş erimeye başladı. AK Parti 12 yıldır barış süreci olsun, ekonomik gelişmeler olsun ülkemize kazanımları üç aylık süreçte büyük zarar gördü. Terör tekrardan karanlık yüzünü gösterdi, şehit haberleri gelmeye başladı. Ekonomik dengeler tekrardan bozuldu. Bir nevi Türkiye’de devalüasyon oldu. Döviz kurları üzerinde oynamalar oldu. Bu süreçte halkın mesajını iyi okuyamayan partiler ülkeye çok zarar vermiş oldu. Kimin ne kadar zarar verdiğini kimin ne kadar zarar vermediği halkımız önümüzdeki seçimde karar verecek. Önümüzdeki seçim, halkın mesajını iyi okuyamayan partilerin cezalandırılmasıyla son bulacak. Ak Parti’nin ise kazanımları halkımız tarafından yeniden istenecektir. İstikrarın yeniden geri gelmesi istenecektir. Bu seçimden Ak Partinin güçlü çıkacağını düşünüyorum. Türkiye’nin bu anki durumuna sebep olan partilerin seçimde çok büyük yara alacağını düşünüyorum.

Yeniden istikrarın kurulacağı ve Yeni Türkiye hedeflerine ulaşılması adına gerçekleştirilecek çalışmalara katkı sunmak istediğim için yeniden aday adayı oldum. Listede yer alıp almamamın hiçbir önemi yok. Sonuçta ben partime gönül verdim. Önceki seçimde aday adaylığım döneminde ki çalışmalarından sonra da çalışmalarıma devam etmiştim. Listede olmasam bile bu seçimde de partim için çalışmaya devam edeceğim. Çünkü Ak Partinin başarısının Ülkemizin geleceği açısında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sonuçta Ak Parti  olarak Zonguldak’ta bir kayıp yaşadık. Ak Parti Genel Kurulu ile tekrar yeni yapılanma süreci tamamlanmış oldu. Ak Parti kendine dersler çıkararak kendini yeniledi.

Türkiye’nin kazanımlarının tekrardan geri alınması ve daha da ileriye götürülmesi adına katkım olması için siyaset yapıyorum. Bu şekilde insanların hayır dualarını alıyorsunuz ya da bir şekilde sizin katkınız oluyor. Benim siyasetle uğraşmamın amacı bu.

 

Meryem DEMİR: 1 Kasım seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar olabilecek mi, HDP barajı aşabilecek mi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özgür ÖZEN: AK Parti tek başına iktidar olabileceğini düşünüyorum. AK Parti’nin ilk iktidara geldiğinden buyana Türkiye’nin çok büyük kazanımları oldu.  Bunları say say bitmez. Örneğin Türk Lirasından sıfırları atıldı. Enflasyonun çok yoğun olduğu dönemlerden tek haneli enflasyona dönüldü. 1980’lerden beri devam eden terör hız kesti. Ancak barış sürecinde Ak Parti çok yara da aldı.  Seçimdeki oy kaybının belki de en önemli sebebi buydu. Yıllardır kan davasına dönüşmüş süreçte barışın getirmek, eskiyi unutmak kolay değildir. Barış sürecinde AK Parti kendini ateşe attı. Yıllardır o süreçte Türkiye’de şehit haberlerinin gelmemesi bile AK Parti’nin politikalarının ve barış sürecinin kazanımlarındandır.

Ekonomik politikalarda AK Partinin yanlışlıkları da olmuş olabilir. Yıllardır yürütülen sıkı ve istikrarlı mali disiplinle ekonomi düzeldi. Enflasyon tek haneli rakama indi. Ancak ekonomik kazanımları bir anda halka eşit oranda yansıtamıyorsunuz. Önce yatırımları tamamlamanız, istikrarı arttırmanız gerekiyor. İlerleyen dönemlerde ise Memur ve Emeklilerin maaşlarını bu duruma göre düzenliyor ve iyileştiriyorsunuz. Aile gibi düşünün. Önce ailenin geliri, yatırımı şekle girer ve bu zamanla çoluğunuza çocuğunuza ve tüm ailenize olumlu olarak yansır. Ama AK Parti mali disiplini çok sıkı tuttu. Özellikle emeklilerin, çalışanların, memurların durumunu gelişen ekonomi ile eşzamanlı olarak düzelemedi. Tabi ki bu süreç zamanla olacaktı ancak halkımıza bu tam olarak anlatılamadı. Halkın bu tepkisi ise seçimde karşımıza çıktı. İlk etapta ekonomik dengeler düzeldikten sonra iş piyasasını harekete geçirmemiz lazım. Teşvikler vereceksiniz. İş hayatını güçlendireceksiniz. O belli bir süre sonra istihdamı artırıyor. AK Parti bunlarla uğraşırken muazzam bir şekilde hazinemiz iyiydi. Bunu emeklisine ve çalışanına da eşzamanlı olarak yansıtmanız lazım. Ancak sıkı mali disiplin bunun gerçekleşmesini geciktirdi. Ak Partinin oy kaybetmesine sebep oldu. Seçim döneminde ekonomik kazanımlarımızı halkımıza anlattık devletimizin ekonomik olarak güçlendiğini ve hazinemizin güçlü olduğunu anlattık. Dünyadaki ekonomik krizlerden ülkemizin etkilenmediğini belirttik. Halkımız ise kendi cebine yansıyan ekonomiyi sorguladı. Ülkenin ekonomisi güçlü ama benim aldığım maaş bu ve bununla geçinemiyorum diye tepki gösterdi. Benim maaşım düşük ben yine kendi krizimi yaşıyorum dedi. Bizim hatamız ise ekonomik kazanımları eşzamanlı olarak halkımıza yansıtamamak oldu.

HDP ayrılıkçı bir siyasi örgütünün siyasi kanadı olduğunu gösterdi. Bizim Türkiye’de mutlu ve refah içinde yaşama şansımız olmaz dedi. Biz ayrı Kürt devletini kurmak istiyoruz burada dedi. MHP ise kesinlikle iktidar peşinde olmadıklarını ve elimi taşın altına koyup bu devleti yönetecek sorumluluğu almam diyerek kendi pozisyonunun aldı. CHP’de elini taşın altına koymadı. Koalisyon görüşmelerinde herkesin beklediği AK Parti CHP koalisyonuydu. AKP’de CHP’de güçlü çıkacaktı bu koalisyondan. Halkın verdiği mesajda buydu.

 

HDP seçimi boykot etmek zorundadır. Aksi takdirde Kürt Siyaseti, PKK vesayeti altında kazanımlarını kaybetmeye mahkumdur.

Bizim en büyük azınlığımızı temsil eden bir Kürt nüfusumuz var. Bu nüfusun içinde ister istemez Türkiye Cumhuriyeti içinde huzurlu bir şekilde rahat yaşamak isteyen bir kesim ve Ayrılıkçı terör örgütü PKK’nın kışkırttığı, ayrılıkçı politikalar güden bir kürt nüfusumuzda var. Ayrılıkçı kesim barış sürecini istemiyordu. PKK’da barış sürecinden çok rahatsızdı. Barış süreci ise HDP’yi güçlendirdi. AK Parti barış süreciyle HDP’nin barajı geçmesine sebep oldu.

HDP bu sürecin kıymetini bilemedi. PKK’nın siyasi kolu olarak kendini deşifre etti. Esas amaçlarının Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrılıp Kürt devleti kurmak olduğunu deşifre etti.

Halkımız bu seçimde oy kullanırken, haziran sonrası süreçte partilerin politikaları ve duruşlarını esas alacaklardır. Ancak 1 Kasım seçim sonucunu belirleyecek parti HDP’dir.  PKK terör örgütünün siyasi kanadı olarak algılanan BDP’nin yerine kurdukları ve Türkiye partisi olduğunu iddia ettikleri HDP’nin gerçek yüzünün gözükmesi yani PKK terör örgütünün siyasi kanadı olduğunun deşifre olması 1 Kasım seçimindeki oy kaymalarının ana unsuru olacaktır.

Ak Parti barış süreci ile ülkemizde yıllardır büyük acılar yaşanmasının ve sürekli şehit haberleri ile Türkiye’nin ciğerlerinin yanmasını engellemiş ve o karanlık günlerden özlenen huzurlu günlerin yaşanmasına sebep olmuştu. Bu uğurda büyük tepkiler alma pahasına pes etmeyerek yıllarca şehit haberlerinin gelmediği ve toplumum birlikte mutlu ve huzurlu olduğu bir ortamı yakalamak üzereydik. Barış sürecinin Ak partiye oy kaybettirdiği bir ortamda HDP Türkiye partisi olarak algılanmış ve Türkiye genelinde oyunu arttırarak barajı geçmişti. Bu süreçte duymaya alıştığımız o acı haberleri unutmuştuk ve huzurlu bir Türkiye’de yaşayabildik. Haziran seçiminden sonra yaşanan gelişmeler HDP’nin bölücü terör örgütü PKK’nin siyasi kanadı olduğunu bizlere çok net gösterdi. Türkiye partisi olmayan ve PKK’nin siyasi kanadı olduğu açıkça gözüken HDP’ye en büyük tepki Türkiye Cumhuriyetinde huzurlu bir şekilde yaşamak isteyen Kürt vatandaşlarımızdan gelecektir. Türkiye Partisi olmayan bir HDP’nin seçim barajını geçme ihtimali yoktur. Bunun bilincinde olan ve HDP’de siyaset yapan ılımlı kürt siyasi aktörleri siyaset sahnesinden silinmemek adına ve Kürt siyasetinin Türkiye Cumhuriyetindeki kazanımlarını kaybetmemesi adına HDP’nin seçimi boykot etmesi için çaba sarf edeceklerdir. Başka çareleri yoktur. Baraj altında kalan kürt siyaseti yerine seçimi boykot etmek ve önümüzdeki süreçte PKK vesayetinden kurtulmayı beklemek ılımlı ve ayrılıkçı olmayan Kürt siyasi aktörleri için olmazsa olmaz bir çıkış yoludur. Devletimizin kararlı bir şekilde ayrılıkçı terör örgütünü yok etmek adına sergilediği operasyonların başarıya ulaşmasını bekleyecek ve önümüzdeki dönemlerde siyasetlerine devam edebileceklerdir. HDP’nin seçimi boykot etmesi Türkiye’de tek başına iktidar ortamını ve istikrarı yeniden getirecek ve iktidarın kararlı tutumu terörü bitirecektir.

 

Meryem DEMİR: Zonguldak’la ilgili neler söyleyecek siniz?

Özgür ÖZEN: Zonguldak Gazipaşa’dan ibaret değildir. Zonguldak’ın büyümesinin önündeki engel Zonguldak belediyesidir. Yeni şehir merkezleri oluşturulmalıdır.

Zonguldak şehir merkezi tek caddeye sıkışmış olarak kalamaz. Zonguldak gelişecektir. Türkiye’nin enerji merkezi olan Zonguldak büyümek zorundadır şehir merkezi Ereğli ve Çaycuma taraflarına doğru oluşturulacak pilot bölgelerde geliştirilmelidir.

Zonguldak’a kurulacak olan enerji üssünde çalışanların Zonguldak bölgesinden seçilmesi gerekmektedir. Bunun için şehir olarak lobi oluşturulmalıdır. Diğer şehirlerden ve Çin gibi dışardan gelen insan gücü yerine Zonguldak’ın insanı istihdam edilmeli ve göç dalgasının önüne geçilmelidir. Duble yollarımız bitmek üzeredir. Biten yollar Zonguldak’a ulaşımı kolaylaştıracaktır. Bunun en büyük kazanımını gelişen bir Zonguldak Turizmi ile  taçlandırabiliriz. Bunun için yıllardır karanlık bir şehir olarak anılan Zonguldak yerine güzellikleri ve artıları ile anılan bir Zonguldak algısı oluşturulmalıdır.