Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili ve TBMM Kit Komisyonu Üyesi Deniz Yavuzyılmaz, Sağlık Bakanlığının sümen altı edilen Sayıştay raporunda yeni bir bulguyu daha açıkladı.

Milletvekilinin, bazı kanser ilaçlarının Türkiye’ye giriş fiyatı ile satış fiyatı arasındaki büyük farkı ortaya çıkarmasında sonra bu seferde birçok tıbbi malzemede büyük vurgun yapıldığı anlaşıldı.

Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan ancak yayımlanmadığı belirtilen denetim raporunda kanser ilaçlarının ardından aralarında kalp pilinin de bulunduğu tıbbi malzemelerin birçoğunun yurda giriş ve hastanelere satış fiyatları arasında devasa farklar olduğu tespit edildi.

“Üniversite Hastanelerinin Mali Yapılarının Sürdürülebilirliği Konu Denetim Raporu” başlıklı raporda, kanser ilaçlarının gümrükten giriş fiyatı ile Türkiye’de satış fiyatı arasında 46 kata varan farklar olduğu ortaya çıkmıştı.

Yavuzyılmaz'ın ortaya çıkarttığı Sayıştayın 2017 tarihli sansürlenen raporundan yeni çıkan ayrıntılarında tıbbi malzemelerin de gümrük giriş fiyatları ile hastane alış fiyatları arasında yüzde 700 ile yüzde 2 bin 500’lere varan farklar tespit edildi. Tıbbi sarf ve cihazlarda ürün çeşitliliğinin çok fazla olması nedeniyle herhangi bir fiyat ve miktar kontrolü olmadığının altı çizilen raporda, “İlaçlarda olduğu gibi bu ürünlerin gümrükten giriş fiyatlarının TİTCK ve SGK tarafından bilinmediği, bu nedenle durumun ilaç piyasasına göre daha fazla kontrol dışı olduğu görülmektedir. Yaklaşık 8 milyar TL olduğu tahmin edilen tıbbi sarf ve cihaz piyasasında ciro ve miktar bazında dışa bağımlılığın yüzde 85 civarında olduğu düşünüldüğünde bu alandaki riskin ilaç piyasasına göre daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir” ifadelerine yer verildi.

Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan CHP’li Yavuzyılmaz, “Vatandaş bu faturaları canıyla ödüyor” diyerek şunları söyledi:

 “Üniversite hastanelerinin mali sıkıntıları nedeniyle hizmet kalitesi düşünüyor, sağlık emekçilerine performans ödemesi yapılamıyor, ödeme güçlüğü nedeniyle açtığı ihalelerin birçoğuna katılan firma olmuyor, en basit hijyen malzemesinin bile tedarikinde sorun yaşanıyor.

Sayıştay raporu bu gerçekleri doğrular nitelikte. Bu raporda, üniversite hastanelerinin mali yapısının bilerek ve isteyerek nasıl çökertildiği detaylı olarak açıklanıyor. Zararın boyutları hastaneden hastaneye değişiyor. İktidarın plansız, öngörüsüz ve hesapsız sağlık politikaları nedeniyle, üniversite hastanelerindeki hizmet kalitesi düşüyor, bilimsel araştırmalar azalıyor ve sürdürülebilir mali yapı hızla çöküyor.

Faturayı ise üniversite hastanelerindeki yetersizlikler nedeniyle tedavi olamayıp hastaneden hastaneye sevk edilen vatandaşlarımız sağlığını kaybederek, canıyla ödüyor.” (Haber Merkezi)