Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Aydın Mungan, son zamanlarda prostat kanserinde yeni umutların doğduğunu belirtti.
Türkiye’de prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu ve hormon ilaçlarının metastatik prostat kanserinin ilk basamak tedavisi olarak uygulandığını belirten Mungan, prostat kanseri hastalarının bu ilaçlara karşı dirençli hale geldiğini ve bunun da artık sözün bittiği yer olarak kabul edildiğini vurguladı. 2010-2014 yıllarının prostat kanseri için altın çağ olarak adlandırılmaya başlandığını dile getiren Mungan, bu kısa dönemde 6 yeni ilacın onay aldığını ve bu yeni ilaçların hormona dirençli hale gelmiş hastaların yaşam sürelerini anlamlı olarak uzattığı gibi komplikasyonları geciktirmekle birlikte yaşam kalitelerini de arttırdığını söyledi. Hastaya doğru zamanda doğru ilacın kullanılmasının başarılı bir tedavi için en gerekli yöntem olduğunu ve artık prostat kanserinde bu ilaçlarla beraber yeni umutların yeşermeye başladığını sözlerine ekleyen Mungan, şöyle devam etti:
“Türkiye’de prostat kanseri erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türüdür. Hastalar ortalama 68 yaşında tanı almaktadır bu yönüyle ileri yaş hastalığı gibi görülmekle beraber son yıllarda daha gençlerde 50’li hatta 40’lı yaşlarda artan bir sıklıkla saptanmaya başlamıştır. Dünyada ortalama görülme sıklığı 100 bin erkekte 163 iken Türkiye’de bu oran her 100 bin erkek için 35’dir. Bu da bize Türkiye’de yaklaşık 27 bin 534 prostat kanseri hastası olduğunu düşündürtmektedir. Prostat kanserine bağlı ölümlerin yüzde 90’dan fazlası 65 yaş ve üzeri erkeklerde meydana gelmektedir. Bu ölüm oranları ABD gibi en gelişmiş sağlık hizmeti sunan ülkelerde bile yaklaşık her 100 bin erkek için 26,7’dir. Yani prostat kanseri öldürücü bir hastalıktır. Kanser prostat dışına çıkıp diğer organlara metastaz yaptıktan sonra ilk tercih hormon tedavisidir. Bu hormon tedavisi için hastalığın ilerlemesine neden olan erkeklik hormonlarının etkinliği ortadan kaldırmaya çalışılır. Böylece hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak veya durdurup geriletmek mümkün olabilmektedir. Bu hormon ilaçları, metastatik prostat kanserinin ilk basamak tedavisidir. Buna rağmen ortalama 2,5 yıl içinde prostat kanseri hastaları bu ilaçlara dirençli hale gelmektedir. Bu nokta yani hormon ilaçlarına direnç gelişmesi son yıllara kadar sözün bittiği yer olarak kabul ediliyordu. Çünkü elimizde yaşamı uzatabilecek başka bir ilaç yoktu. Hastalarımıza sadece rahatlatıcı tedaviler verebiliyorduk. Oysa bir kanser hastasının tedavisinde olmaz ise olmaz üç unsur vardır. Bunun ilki ve en önemlisi yaşam süresini uzatmaktır. Sonra komplikasyonları geciktirmek veya önlemektir. Son olarakta yaşam kalitesini arttırmaktır. 2010-2014 yılları arasında prostat kanseri için altın çağ olarak adlandırılmaya başlandı. Çünkü bu kısa dönemde 6 yeni ilaç onay aldı. Artık elimizdeki daha önceki mevcut ilaçlarla ulaştığımız noktayı daha ileri taşımamız mümkün olmaktadır. Bu yeni ilaçlar ile artık sözün yeniden başladığı noktadayız denilebilir.”