Prof. Dr. Canan Karatay, Kampüste Bahar ‘14 etkinlikleri kapsamında verdiği “Şeker En Tatlı Zehirdir” başlıklı konferansının öncesinde,eşi Boğaziçi Üniversitesi emekli öğretim üyesi Ali Karatay ile birlikte,Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer’i makamında ziyaret etti. BEÜ basın bürosundan verilen habere göre Prof. Dr. Karatay, ilk kez geçtiğimiz yıl geldiği BEÜ’yü, bir yıl içerisinde daha da gelişmiş bulduğunu ifade ederek hızlı ve başarılı çalışmaları dolayısıyla Rektör Özer’i kutladı. Karatay ayrıca BEÜ öğrencilerinin ve Zonguldak halkının geçtiğimiz yılki konferansında kendisine gösterdiği ilgiden çok etkilendiğini, bu yılki daveti memnuniyetle kabul ettiğini belirtti. Rektör Özer, Prof. Dr. Canan Karatay’ı yeniden BEÜ’de görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Özer ayrıca BEÜ’ye gelerek öğrencilere ve Zonguldak halkına derin bilgi ve önerilerindenyararlanma fırsatını yeniden sunduğu için Prof. Dr. Karatay’a teşekkür etti. Rektör Özer ziyaret anısına Karatay’a üzerinde kaligrafik olarak “Prof. Dr. Canan KaratayEfendigil” yazısı bulunan bir ebru tablosu armağan etti.

 

Ziyaretin ardından Prof. Dr. Arif Amirov Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansına geçen Prof. Dr. Canan Karatay, katılımcıların yoğun alkışları ile karşılandı. Ayakta kalan öğrencileri sahneye, yanına davet eden Karatay’ın “Şeker En Tatlı Zehirdir” başlıklı konferansına, Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer’in eşi Nebahat Özer, Zonguldak Emniyet Müdürü Metin Seyfi Sazak’ın eşi Emine Sazak, Üniversitemizin yöneticileri, akademisyenleri, idari personeli, öğrencileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve Zonguldak halkı katıldı.

 

Karatay konferansına, “Şeker,en tatlı zehirdir.” diyerek başladı. Şekerin saf, beyaz ve öldürücü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Canan Karatay, şunları söyledi: “Şeker, öncelikle beyinde bağımlılık yapar. Genç yaşta ortaya çıkan pek çok hastalığın temelinde şekerli besinlerin tüketimi vardır. Genetik midir bu hastalıklar? Hayır, değildir. İnsülin yüksekliği hastalıkları, diyoruz bu hastalıklara. Örneğin; tansiyon, kalp krizi, felç, şeker hastalığı, şişmanlık, kanserler, Alzheimer, polikistikover gibi jinekolojik hastalıklar, eklem ve kas ağrıları gibi. Bunların hiçbiri genetik değildir. Bunlar temelde aşırı düzeyde şeker tüketiminin sebep verdiği hastalıklardır. Beslenme tarzı, beslenme süresi, ailesel faktörler, endüstriyel ürün tüketimi, hava ve su kirliliği, toprak kirliliği, besin kirlenmesi gibi nedenler de sıralanabilir. Her türlü doğallıktan uzaklaşmamız nedeni ile ortaya çıkıyor çoğu hastalıklar. Bir kez daha söylüyorum bunların temel nedeni şekerdir. Çünkü vücuda şeker girince, yağ olarak depolanır. Şeker zehirdir. Dokuları çürütür. Şeker hastası olmak şart değil,olmayan birini de etkiler. Şeker yağa dönüşür, bu yağ trigliserid olarak depolanır. Karın çevresi yağlı olan bir kişi, bu sorunla karşılaşmış demektir. Biz buna metabolik hastalık diyoruz. İnsülin yüksekliğinden kaynaklanıyor. İnsülin diğer hormonların yükselmesine de neden olur.”

 

Prof. Dr. Canan Karatay, şekerin insülin salgısı aracılığı ile bu hastalıklara nasıl neden olduğunu anlattı. Şekerli yiyecek ve içecekler, unlu gıdalar, pirinç, makarna gibi gıdaların insülin salgısını arttıran besinler olduğunu vurgulayan Karatay, katarakt, damar ve varis problemleri, deri hastalıkları, gut ve kanserlerin (meme, rahim, cervixs, prostat, böbrek, kolon, yemek borusu, pankreas, karaciğer) de bu hormonun fazla salgılanması ile oluştuğunu belirtti.

 

Konuşmasını sonunda konukların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Canan Karatay’a, Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer’in eşi Nebahat Özer tarafından teşekkür plâketi takdim edildi. Prof. Dr. Canan Karatay konferans salonundan ayrılmadan önce katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve kitaplarını imzaladı.