Bir şehrin marka değeri o şehrin tarihi derinliği ile ölçülür.
Ekonomik kalkınması, sosyal yapısı, sportif etkinlikler, bireysel çıkışlar… Marka değere katkı yapan faktörler arasındadır.
Cumhuriyet’in ilk şehirlerinden olması nedeniyle Zonguldak, geçmişle bağ kurma konusunda şanslıdır. Çünkü tarihin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından, birçok taşınmaz kültür varlığına sahiptir.
Ancak, bu kültür değerlerini korumak/ kollamak açısından bu kadar şanslı ve cesur olamamıştır. Şehrin göbeğinde yer alan bir İşçi Müdürlüğü binası ile tarihi Hükümet konağı, kaşla göz arasında yerle yeksan edilip kaybedilmiştir
Zonguldak, tarihi yaşatmak ve nakletmek açısından çok basiretsiz davranmaktadır.
Taş kömürü konusunda elimizde önemli veri ve tarihi değerler varken, bunları derleyip toparlayıp bir canlı ocağı Maden Müzesi haline getirememiş; eldeki kalıntıları yapay binaya sıkıştırıp ‘al sana müze’ demişiz.
Yapılmışı küçümsemek ya da yok saymak değil, yapıl(a)mayanı eleştirmektir yaptığım.
Mesela; bu gün üretimi durdurulan ve terk edilen Çaydamar Ocağı, müzeye döndürülemez miydi? Konumuza dönelim.
Bu gün şehrimiz de, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenip, yaşatılmasına karar verilen taşınmaz kültür varlıklarından kaderine terk edilmiş olanlar vardır.
Fener KulesiTTK Genel Müdür ve yardımcılarının lojmanları ve birkaç idari bina ile Üzülmez lavuarı Taşınmaz Kültür Varlıkları arasında olup, bakımı yapılmaktadır.
Ankara Köprüsü, yapılan yazışma ve yayınlar sonrası(Ankara Köprüsündeki Rezalet/3 Kasım 2013) bakım onarıma alınıp, hayata döndürülmüştür.
Bu gün, eski haline döndürülmeyen ve kaderine terk edilmiş ‘taşınmaz Kültür Varlıklarımızdan’ biri de Liman içindeki Şarjömen Yapı’dır.
Tarihi Kömür Yükleme İskelesi.
Tepesinde 1948 yazan bu yapı ile ilgili;2009 yılındaZonguldak Kent Konseyi Çalışma ve İzleme Grup Başkanı olarak Vali Erdal Ata’ya, daha sonra Vali Erol Ayyıldız’a ve nihayet Ali Kaban bey’e bir dosya sundum.
Olay projelendirildi. Ancak, liman içindeki bu yapı, İl Özel İdaresi tarafından, eski haline getirilip yaşatılmak yerine, yapılan kartondan hediye çantası üzerine resmi basılarakreklam yoluna gidildi.
Bu Şarjömen yapı’nın, taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesinin nedeni, birinci planda: TTK’nın (Türkiye Taşkömürleri Kurumu)başvuru yapmasıydı.
Önemlisi ise; şehrin bir döneminin korunması gerekli mimari anlayışı ve kültürünü yansıtması… Kentsel Silueti olumlu yönde etkileyen örneklerden olması…
Anıtsal ve simgesel özellik taşıması…
Ayrıca bir kömür kenti olan Zonguldak’ın, bir dönem kültüründe söz sahibi olan yapının, kömür yükleme iskelesi olarak kullanılmış olmasıdır…
2009 yılından bu yana her fırsatta dile ve gündeme getirmemize rağmen: Ortaya teleferik, Cami, karakol binası ve birçok ilginç konu getirilip, bu kültür varlığımızın korunması adeta unutturulmaya çalışılmaktadır.
İnanıyorum ki, bu kültür değerlerinin bakım ve onarımını yapan İl Özel İdaresi bünyesindeki KUDEP’te (Koruma, uygulama ve denetleme bürosu) mevcut para vardır.
KUDEP’in geliri il genelindeki belediyelerin topladığı emlak vergilerinin %10’undan oluşmaktadır.
Özel İdare bünyesindeki fonlarda, bu değerleri onaracak para yoksa: Zonguldaklının yapacağı organizasyonla, bu parayı toplayacağına inanıyorum.
Hafta başında ‘Zonguldak Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’ binası ile ilgili yazdığım ‘bu bina satılabilir’ yazısı buna örnektir.
1932 yılında yapılan bu Bina; dış cephesindeki değişiklik nedeniyle ‘tescil’ edilmemiş. Yazıyı okuyan bir Müteahhit  ‘binayı ücretsiz tescil edilecek hale getirme’ teklifinde bulunmuştur.
SONUÇ.
Düşünebiliyor musunuz, koca şehrin bir Kent Meydanı yoktur. Bir Kent Parkı yoktur.
Trafik rezaleti, İmara aykırı yapılaşma, siyasi kokuşma, dayatma icraatlar
Bürokrasi çıkmazı, akçeli işler, tezgâh, pahalılık vardır.
Bunlar şehre stres olarak yansımaktadır. Şehri ve insanını daraltmaktadır.
Mesela: Şehrin Üniversitesinden, marka değeri ve manevi ismi olan Karaelmas isminin alınması ‘Şehrin moralini bozmamıştır’ diyen var mıdır?
Buna göre, en büyük görevin düştüğü seçilmiş ya da atanmış; şehrin yerine düşünmemelişehrin düşündüğünü yapmalıdır.
Rahat nefes alınacak bir kent parkı, kent meydanı ve/ya tarihi doku altında hayale dalmak, insan ruhuna kırk hekimden faydalı operasyon niteliği taşır.
Karamsar, dayatma icraatlar yerine, güler yüzlü; geçmişle bağ, geleceğe adım atacak işler yapılmalı. Şehrin marka değerine katkı, kültürüne hizmet edilmeli.
Velhasıl-ı Kelam…
Liman içindeki Şarjömen yapı’nın eski haline getirilmesi unutulmamalı.