Çile yolunu yazdık. Eziyet dolu bu yolun, bir de hikâyesi var elbet.

Bu köşede dün, kentin en güzel yerinin, en berbat bir yola reva görüldüğünü ve yıllarca kimsenin bu ayıbı düzeltmek için kılını dahi kıpırdatmadığını hazin bir şekilde özetlemiştim. Peşinden Emirgan, Kapuz, Uzunkum ve İnağzı güzergâhını “çile” yolu olarak ifade etmiştim. Yıllar sonra asfalt dökülecek olmasının ise kent tarihi için önemine değinmiştim.

Dünkü yazımız üzerine 2004 – 2009 döneminde Zonguldak Belediye Başkanı olan Sayın Secaattin Gonca telefonla aradı. Neden Gonca aradı? Çünkü bu yol, tarihinde ilk kez onun döneminde genişletildi. Tam asfaltlanacağı sırada ise seçimi kaybetti.

Yıl 2009’du.

Şimdi yıl 2019 ve biz hala asfaltı konuşuyoruz.

***

Kendisinin çile yolunun sefa ve seyir yoluna dönüştürmek için tarihinde ilk kez 3 şeritli hale getirildiğini hatırlatan dönemin belediye başkanı Secaattin Gonca, “Biz çile yolu olmaktan kurtarmak için en önemli adımı attık. Yolu genişlettik. Ancak asfalt yapacağımız sırada görevimiz sona erince 10 yıldır çile devam etti. İnşallah mevcut yönetim bizden sonra yarım kalan işi tamamlar” dedi.

Sayın Başkan’ın anlattığı dönemleri çok iyi hatırlıyorum. İki şeritli iken çok kazaların yaşandığını, özellikle kış aylarında kamyonların arkasında uzun kuyrukların oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Sayın Gonca zamanında Karayolları ile “Yapılamaz” denilen Emirgan yokuşu deniz tarafına doğru genişletilmiş, yolun kenarına kaldırım yapılmış ve ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştirilmişti. Yolun genişletilme çalışmalarının ardından İnağzı’na kadar olan kısmının asfaltlanacağı sırada Gonca dönemi sona erdi.

Gonca’nın ardından geçen süre zarfında asfalt dökülmediği gibi bu yolla hiç ilgilenen de ol(a)madı ne yazık ki…

Ne bitmez çileymiş dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Ama ne hikmettir ki yerleşim yeri(kentleşme/ulaşım hizmetleri) bakımından Zonguldak’ın çilesi bir asırdır devam ediyor…

Umarım kaderi değişir bu şehrin…

***

Eski başkan Secaattin Gonca’yı yakalamışken, bırakmadım tabi ki…

Önce Kapuza inen yolun detaylarını, peşinden nasıl yapılması gerektiği yönündeki görüşlerini de sizler için öğrendim.

Dilerseniz kısaca aktarayım:

“Sevgili Abdullah, senin de o dönemde çalışmalarımızı yakından takip ettiğin gibi o yol bizden önce daha çileliydi. Kapuz yolu esasında hep çileliydi. Yanılmıyorsam Gültekin Kızılışık döneminden önce yol bile yoktu. Ulaşım balıkçı motorlarıyla denizden sağlanıyordu. Ben küçüklüğümde hatırlıyorum. Valiliğin alt kısmındaki tahta iskeleden motorlara biner, deniz yoluyla Kapuz’a ancak gidebilirdik. Hatta denizde dalga çıktığı zaman, Kapuz’da dalgaların bitmesini beklerdik.

Senin dediğin gibi bu yol hakikaten çile doluydu. Sonra iki şeritli yol açıldı. Yine çileliydi. Bir kamyona denk gelmişseniz dakikalarca arkasında kuyruklar oluşur, bin bir türlü sıkıntılar çekilirdi. Yıllar sonra, belediye başkanı olduğumda, bu çileye son vermek için 2008’de yolu iki şeritten 3 şeride çıkardık. Yani İnağzı’ndan Emirgan yokuşuna kadar olan yolun en çileli kısmında çalışma başlatmıştık. Özellikle Emirgan yokuşunu genişletmek için Karayolları’na talepte bulunduğumda, “Burası genişlemez” demişlerdi.

Tersaneye doğru inilen yeri de genişletecektik. Hatta arsa sahipleriyle görüştük, anlaştık. Peşinden asfalt dökecektik. 2009 Yerel seçimlerinden sonra görevden ayrılınca orası öyle kaldı. Çok önemli bir olaydı. Ne yazık ki 10 yıldır oraya asfalt dökül(e)medi.
Şimdi senin yazını görünce o günlerdeki çabaları yeni nesillere aktarmak istedim. 10 yıl sonra asfalta başlanması güzel bir gelişmedir.”

“TIRMANMA ŞERİDİ İÇİN DÜZENLEMELER YAPILMASI ŞART”

Gonca bir de Emirgan yolunda trafiğin aksamaması için hem sürücülere hem de belediye ve karayolları yetkililerine önemli bir hatırlatmada bulundu. Gonca, ağır vasıta ve otomobil ve orta sınıf vasıtalar için çift şerit tırmanma levhaları ile karşı yönden gelenler için tek şeridi gösteren trafik levhalarının trafiği düzene sokacağını anlattı.

Sayın Secaattin Gonca’ya bu açıklamaları ve Kapuz yoluna verdiği emekler için teşekkür borçluyuz.

Kaliteli bir asfaltlama işlemi bittiğinde de, Sayın Selim Alan’a teşekkür etmesini bileceğiz. 

ÇİLE DEĞİL SEYİR YOLU OLSUN!

Ben de şöyle bir ilave yapayım:
Kaldırımda yapılacak küçük bir düzenleme ile yayalar, seyre doyum olmayan bir Kapuz manzarası eşliğinde yürüsünler. Demem o ki; insanlar, Kapuz’un eşsiz doğası ve Karadeniz’in büyüleyici manzarasını seyrede seyrede yürürlerken, sürücüler trafikte huzurlu bir seyahat yapsın!

Ve böylece çile yolu, seyir ve keyif yoluna dönüşsün!

Acaba çok ütopik bir şey mi istedim?

Kararını sizler ve gelecek nesiller versin!

Evet, bir çile yolu dedik, altından koca bir kent tarihi çıktı.

İnşallah her şey güzel olur!