Son 10 yıla damga vuran organize sanayi ürünü diziler, topluma zehir saçmaya devam ediyor.

Bilgilendirmek ve eğlendirmek gibi görevi bulunan ve kısa adı “KİA” olan (radyo, televizyon, sinema, gazete, dergi, internet olarak adlandırdığımız) “Kitle İletişim Araçları”, asrımızın modern sihirbazlığını yapmaya tam gaz devam ediyor.

Eski dönemlerde, hepiniz hatırlayacaksınız sihirbazlık yaygın bir meslek dalıydı. Kutsal kitapta Hz. Musa dönemine ilişkin sihirbaz vakası anlatılır. Hz. Musa Firavun’u Allah’a inanmaya davet edince,  Firavun ülkesinin en büyük sihirbazlarını getirterek toplumun huzurunda Hz. Musa’yı alt etmeyi planlar.

Ama ne hikmettir ki, Hz. Musa’nın asası sihirbazların oyuncaklarını tek tek yutunca gerçeği gören sihirbazlar, “Musa’nın Allah’ına iman ettik” der.  

Özellikle toplum karşısında psikolojik olarak planı ters tepen Firavun, sihirbazların ellerini ve ayaklarını çaprazlama keserek cezalandırır.

KİA’LARIN TESİR GÜCÜ

Kur’anda geçen bu olayın arka planına baktığımızda kitleleri hipnoz yoluyla etkileyip algıyı yönetme sanatı olarak da ifade edilen sihirbazlığın günümüzdeki karşılığı medya olmuştur.

Bu araçları elinde bulunduranlar sihirbaz hikâyesinde olduğu gibi toplumu ne yazık ki kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiriyorlar.

Bendeniz Radyo Televizyon bölümü okuduğum dönemden hatırlıyorum. Hocamızın derste sorduğu “KİA’nın ‘eğlendirme’ mi yoksa ‘bilgilendirme/eğitme’ yönünü mü önemli” sorusu, hala gözümün önündedir.

O zamanlar bu iki yönü ön plandaydı medyanın… Ama günümüzde özellikle sosyal medyanın da yaygınlaşmasıyla “manipüle etme”, “yönlendirme”, “uyutma” ve “tahrik etme” gibi çirkin yüzü de ortaya çıkıp toplumumuzu, -özellikle genç kesimi- tüm hızıyla zehirlemeye devam ediyor.

Ne yazık ki tüketim toplumu olarak, üretici kültürün bize sunduklarını/dikte ettiklerini çaresizce tüketmeye devam ediyoruz.

İletişim dilinde, televizyon için “Sihirli kutu” denirdi. İnternet ve sosyal medyanın da işin içine girmesiyle korkarım işin sihir kısmı aşıldı, “Zehirli kutu” oldu.  

***

Öte yandan çeşitli günler ve göstermelik etkinlikler icat eden sistem, maalesef KİA’lar yoluyla insanları o günlerde bir şeyler yapmaya yönelterek insanları bir nevi hipnotize etmiş oluyor. Duyguları mantığından önde olan gençleri ve kadınları tuzağa kolayca düşürüyor zehirli kutu…

Düğünlerimizde derneklerimizde, evliliklerde sözlerde nişanlarda hep o dizilerden kaynaklanan yapay icatlar çıkarılıyor.

ÇILGIN EVLİLİK TEKLİFİ

Geçen gün Kozlu sahilinde çılgın aşık, sevdiği kıza bir mizansenle evlilik teklifinde bulunmuş. Yazımın ana konusunu oluşturan bu meseleye nereden geldiğimi, sanırım tahmin ettiniz!

Konserlerde, orada, burada, evlilik teklifleri almış başını gidiyor. Sevinmeliyiz aslında, insanlar bir birini deli gibi seviyor diye.

İyi de onca cinayet, aile faciası ve çığ gibi büyüyen boşanmaları nereye koyacağız?

Velhasıl; her yanımız "sanal" bir ağla örülmüş. Karınca misali, bir kişi bile farkında olur da sihir uykusundan uyanırsa kâr saymalıyız.

Uyananlara ve gerçek dostlara selam olsun!