Yıllar önce “Devlet idaresinde her şey A’dan Z’ye bozuktur, düzeltmek ister” itirafını yapan Başbakan Refik Saydam, bugün mezardan çıkıp makamına otursa, yine aynı şeyleri söylerdi herhalde… Ülke idaresinde her şeybaştan aşağıya bozuk çünkü… Liyakat başlı başına zaten problem de, sistemin kendisiıskarta oldu çoktan…Valilikler mesela… Geniş yetkilerle donattığınız bir insanı, haritadaki yeri dışında hiçbir şeyini bilmediği bir kente gönderiyor, her şeyden sorumlu kılıyorsunuz…
 
Vali, alây-ı valâ ile geliyor, kabullere başlıyor… Kentin insanını, doğasını, potansiyellerini,ekonomik sosyal yapısını,siyasal dengelerini, öğrenmeye çalışıyor… İş programını düzenliyor… Birçoğu, miladı kendi atandığı tarih olarak kabul ettiği için geçmiş projeler tozlu raflara kalkıyor… Tabii, yeni tartışmalar geliyor gündeme… Farklı programlar, projeler, stratejiler geliştiriliyor… Ortalığı kaplayan tozun, dumanın arasında valinin görevden alınıp başka birinin atandığı haberi geliyor…
 
ŞU YAŞIMA KADAR DA YİRMİ VALİ ESKİTTİM
Karşılaştığım ilk Vali Nihat Oğuz Bor’du… Hiç unutmam, ilkokulda, imzalı takdirname aldım elinden… Yanında armağan ettiği sapsız çantayı yıllarca kullandım hatta… Yerine gelen Nevzat Ayaz’la hiç teşrik-i mesaim olmadı ama arkadaşlarımla “Faşist Vali istifa” diye çok bağırdım hükümet meydanında… Kayıtlara baktım, doğduğum sırada Fuat Kadıoğlu’ymuş Vali… Şu yaşıma kadar da yirmi tanesini eskittim… Kimisi kızağa çekildi, kimi İstanbul’a, İzmir’e atandı… Politikaya soyunup yukarıya tırmanan da oldu elbette…
 
Akıl gözü ile takip edebildiğim valilerin hepsi bir başka bir şey çağrıştırıyor bana… Galip Demirel’in valiliği kadar, TBMM kürsüsünde sarf ettiği Fatih’in “kardeş kanı” fetvası aklımda mesela… Kozlu’da adına bir okul da yapılan Tevfik Başakar’ın namı “Baston yutmuş vali”ydi… Karikatürlere konu olacak kadar kasıntıydı çünkü… Ardından gelen Saim Çötür ile Zonguldak’tan Anayasa Mahkemesi Üyesi olarak ayrılan “uzun vali” Nurettin Turan’sa tam tersiydi… Çok kibar insanlar olarak tanındı kentte…
 
HER VALİ BİR BAŞKA SEKTÖRE SARILDI
90’lardan sonra valilerin bir işi de TTK’ye alternatif bulmaktı… Her vali bir başka sektöre sarıldı, ne hikmetse tümü de başarısız oldu… İsmet Metin Gelişim A.Ş’yi kurdu, deprem çadırı ile prefabrik konut üretecekti sözde… Milyonlarca lira zararla battı şirket… Yavuz Erkmen, Erdal Ata, Erol Ayyılldız dönemindeyse Filyos Projesi revaçtaydı… Bir kararla endüstri bölgesi ilan edilip, üç-beş ay sonra serbest bölge yapılıyor, hepsi iptal ediliyordu sonra da… Ardından bir başka karar geliyor, film geriye sarılıyordu…
 
Ali Kaban Filyos kadar başta OTOZON olmak üzere başka işlerle de uğraştı… Kelebeğin Rüyası’ndan etkilendi, kentin logosunu kelebek yaptı… Ahmet Çınar o logoyu kaldırdı, Gümeli porsuğuna yüklendi… Şehri projeye boğdu, hiçbirini yapamadan da gitti… Halefi Erdoğan Bektaş “kümelenme” dedi, başka bir şey demedi… Giderayak MAKZON fikrini attı ortaya… Yeri bile netleşmeden tayini çıktı… Şimdi Mustafa Tutulmaz geliyor… Kim bilir nereye yelken açacağız… Sistem yazboz olunca…