Geçtiğimiz hafta sonu bin (1000) Türk Ocaklı, Türk Ocakları Genel Merkezi tarafından Ankara’da düzenlenen “Tarihi Buluşma” toplantısında bir araya geldi.

Osmanlı Devleti’nin çöküş yıllarında Türklüğün var olma mücadelesi için 1912 yılında kurulan Türk Ocakları’nın mukaddes çatısı altında, 101 yıl sonra yine aynı duygu, aynı heyecan ve inançla toplanan Türk Ocaklılar, ülke meseleleri ve Türk kimliği ile ilgili fikirlerini ve önerilenini dile getirdiler.

“Tarihi Buluşma” toplantısına Zonguldak’tan Türk Ocağı Başkanı Erol ŞEREF, Av. Celal YETİMOĞLU, Av. Necati YÖRÜKOĞLU, Temel ÇAKIR, Saruhan ÇINAR ve Av. Ali AYGÜN’den oluşan bir heyetle iştirak edildi.

Türk Ocakları Zonguldak Şubesinde, Ankara’da gerçekleştirilen “Tarihi Buluşma” toplantısı hakkında yapılan bilgilendirmeden sonra Şube Başkanı Erol ŞEREF bir basın açıklaması yaptı:

 

 “BİZ HEP BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ”

 

Dünya siyasî sistemi 1990’lardan bu yana köklü bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Tarihîmizden ders alarak  arkaplanı dikkate alarak bugünü iyi anlamalı ve güncel meseleleri doğru teşhis etmeliyiz. Öncelikle derin bir tarihe sahip olan Türk Milleti’nin kurduğu büyük bir cihan devletinin ve medeniyetinin varisleri olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız. Bugün Türkiye, yeni anayasa tartışmaları  ve onunla bağlantılı olarak terör meselesinin çözümü konularına kilitlenmiş durumdadır. Öte yandan Ortadoğu’daki gelişmeler sonucunda haritanın değiştirilmesi bile önemli gündem maddesi olmuştur.

Türk Ocakları’nın ve Türk milliyetçilerinin anayasa meselesi konusundaki görüşleri net ve açıktır. Bunlar, Anayasada “Türk Milleti” kavramının yer alması, tek resmi dil ve eğitim dilinin “Türkçe” olması ve yerel yönetimlere haklar adı altında özerklik veya federasyona kapı aralanmamasıdır.  Selçukludan Osmanlı’ya, ondan Cumhuriyet’e uzanan devletimizin ebed-müddet devamını Allah’ın yardımı ve Türk milletinin azmiyle kimse engelleyemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebed payidar olacaktır.

Bu vatan ve millet için canlarını veren, bayrağı indirtmeyen, ezanı susturtmayan şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, Türk milletini “barış ve çözüme” ikna için görevlendirilen heyet üyeleri ve basın mensupları şunu iyi bilsinler ki; Şühedanın razı olmayacağı bir çözüme, Türk milleti kesinlikle razı olmayacaktır. Terör örgütünün meşrulaştırılması, şühedanın katillerinin affı asla kabul edilemez. Bu ülkede kardeşler arasında bir savaş yok ve hiç olmadı da. Ülkemiz insanları arasında bir çatışmadan kimse bahsedemez. Dolayısıyla yürütülen bu sürecin barış olarak adlandırılması yanlışın ötesinde vahim bir hatadır.

Bugün küresel aktörler tarafından. Türkiye’ye telkin edilmeye çalışılan federalizm ya da eyalet sisteminin belirli bölgelerde etnik ve mezhebi ayrışmayı körükleyeceği aşikârdır. Tarihimize referans yapılarak Osmanlılarda eyalet sisteminden bahsetmek de çok büyük yanılgıdır. Bu topraklarda Türk Milleti’nin Selçuklularla başlayan egemenliğinin tartışmaya açılması ve bölüşülmesinin teklif edilmesi tarihe de istikbale de aykırı bir durumdur. Türk Milleti bu topraklarda Türk Devletinin bin yıllık hâkimiyetinin etnik ve mezhebi hatlarda bölünüp parçalanmasına asla rıza göstermeyecektir. 

Bugün küçük bir azınlık dışında hiçbir kimse “Türk Milleti” kavramının, anayasada yer almamasını kabul etmez.. Bu konuda Türk milliyetçileri, Türklüğün kapsayıcı ve içerici bir kavram olduğunu, etnikliğe indirgenemeyeceğini bazı muhafazakâr veya liberal aydınlara rağmen söylemeye devam edecektir. Türk milleti ecdadının, tarihinin ve kimliğinin red ve inkâr edilmesine müsaade etmez. Aynı hassasiyetini vatandaşlık tarifinde de devam ettirecektir. Bir kez daha hatırlatırız ki; milleti etnik gruplara ayrıştırarak birleştiremezsiniz. Etnik farkları sürekli vurgulamak, birlik ruhunu ve dilini rahatsız eder. Tek milletin adı “Türk Milleti”dir. Anayasa yapım sürecinde Türklüğün ve Türkçenin ciddiyetle tartışılması bu vatanın bütünlüğü, bu milletin birliği açısından son derecede tehlikeli sonuçlar doğurur.

Müslümanlıkla yoğrulmuş bu yurdu İslamsızlaştırmak, Türklüğün mührünü taşıyan bu vatanı Türksüzleştirmek isteyenler hüsrana uğrayacaklardır. Bizler Türk Ocaklılar olarak milliyetçiliği ayaklar altına alınacak bir kavram olarak değil, etnikçi tuzağı kuranların iddialarının tersine kapsayıcı muhtevasıyla savunmaya devam edeceğiz. Türk milliyetçiliği bu ülkede baş tacı edilmeye, millet varlığının ve devletin bekasının teminatı olmaya devam edecektir. 

Ülkemizde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen bin yıldır Anadolu mayasıyla yoğrulan kardeşliğimizi kimse bozamayacaktır. Bizi birbirimize bağlayan ortak tarih ve kültürümüzü yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Çünkü Biz Hep Birlikte Türk Milletiyiz.