Siyasi gündemde 20 sene sonra bir bahar havası yakalandı. Umutlar yeşerdi, bahar erken geldi. Ancak unutmamak gerek bir deprem yaşadık.

Asrın felaketi dediler. Asrın depremi değil ama felaketi olduğunda hemfikirim. Yönetemediler. Sadece vatandaş değil, hükümette enkaz altında kaldı ve hükümeti bu deprem ile birlikte kaybettik. Bulamıyoruz.

Madencileri ilk anda göndermediler.

Çadırları ve kumanyayı sattılar.

Soğukta ıslak yatak kıyafetleri ile günlerce yapayalnız bırakıldılar.

En sonunda içme suyu gönderemez olduk.

Özellikle Hatay susuz bırakıldı.

Sosyal medyada haberler duyuldukça bakanlar ve kurumlar su sorunumuz yok dediler.

Hatta su sorunu var diyeni provokatörlük etmekle suçladılar.

Ben size hemşehriniz olarak olanı ve yaptığımızı yazayım yani olanı. Takdir sizlerin olsun.

4 Mart Cumartesi Hatay'da destek amacı ile bulunan, aynı apartmanda oturduğum komşularımı aradım. Yolda kimi gördüyseler su istediklerini ve acil su ihtiyacını ilettiler. 1 değil, 2 değil, 3 değil... 10larca yer ile gidip gördüler beni görüştürdüler.

Ulaşabildiğim tüm kurumlara yazılı, sözlü ulaştım. Su gitmedi.

Antalya’ da bir iş adamı yine bir iş dostumuz vesilesi ile karşılıksız 2 TIR dolusu su gönderdi.

Su meselesi yok diyen şikâyet etsin, ben canlı şahidiyim. Cevaplarım kayıtlı hazır.

Ancak lütfen beceremediğiniz durumların üstünü örterek kapatmaya çalışmayın. İnsanlar susuz, aç, açıkta…

Bu saatten sonra sıvamanız sadece vicdansızlık olur.