Nefesimizi tutup acılarımıza ya sabır zikriyle, öfkemizi dizginleyip umuda secde durduk günlerdir.
Çocuktuk, her taşkınlığımızda anamızın sert sözleri indi başımıza. Yaramazlık yapmayın dedikçe sustuk. Uslu çocuk olduk hep. 
Büyüdük genç olduk; rüzgârdan kıskanan abiler ne dedilerse baş salladık emme basma tulumba gibi. Hakkımızı savunmak için konuşmak ne haddimize; edepli olmalıydık. Sustuk. Edepli olduk .
    
Taştın yine deli gönül, mısralarda ağlar mısın 
Vurdular mı yüreğini, açıp baksam çağlar mısın.
   
 
Giden canların, malların, manevi değerlerin ardından dağılırken kalbim, susmalı mıyım şimdi hain damgası yememek için.
Sormamalı mıyım; geleceğini bildiğimiz doğa felaketi için tekbir yerine tedbiriniz neredeydi diye .
Ülkeye refah getirecek diye seçilenler halkı yoksullaştırırken, aldıkları vergilerle kimilerinin ceplerini  doldurup adaletsiz  düzenin içinde bozuk yapılaşmaya kapı açarak, deprem kayıplarımızın büyük olmasının nedenini ihmal deyil de kadere bağlanmasına, ülkeyi cahillik batağına sürüklenirken susmalı mıyım yine.
Göz yaşlarımızla secdedeyken kulağıma vurup durdu Şeyh  Edibali'nin sözü "İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN" 
Alimlerin söyledikleri gibi, akıl kaderden üstündür elbette. 
Tedbirini almadan malını, canını Âllaha emanet etme demiş Peygamberimiz. 
Peki sizler ne yaptınız? 
İstanbul için de hep söylendi, söyleniyor büyük depremin geleceği. Hani neler var önlemlerde. Yollar,  köprüler, inşaatlar yandaş müteahhitlere verilirken, bilim adamlarımızı dinleyip tedbir için çalışabilseydiniz keşke. 
Tekbir yerine, tedbir diye bağırabilseydik!

Depremin değil binaların kıydığı canlar için Ülkemin başı sağ olsun. Kalanlarına yüce sabırlar diliyorum.
Zonguldak, Bartın, Amasra, Somali' den arama kurtarmaya katılan tüm madencilerimize, STK lara, velhasıl tüm kurtarma çalışmalarında, dayanışmalarda tek yürek "biz" olan canlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Tüm emeği geçenlerin yüreklerinden öpüyorum. Âllaha emanet olsunlar; olalım.