Son 3 gündür şehrin büyük bölümünde su kesintileri yaşanıyor.

Arıyoruz belediyeyi “Bakım onarım var” diyorlar.

Neyse 3-4 saat sonra geliyor sular. Bir bakıyorsunuz zift gibi simsiyah çamur kokulu su akıyor musluklardan…

“Olur böyle şeyler, bakım onarım sonrası çamur karıştı belli ki”
deyip geçiyorsunuz…

Aaa o da ne, ertesi gün sabah saatlerinde bir kesinti daha…

Arıyorsunuz belediyeyi, “Bir yerde arıza çıktı, arkadaşlar onarıyorlar” cevabını alıyorsunuz. Bir saate sular gelir diyorlar peşinden…

Neyse ki sonunda gelince derin bir nefes alıyorsunuz. Susuzluk ne kötü bir şey, hiç suyu olmayan ülkeler ne yapsın deyip şükrediyorsunuz suyun gelişine…

Üçüncü gün oluyor, bir kesinti daha…

Hoppalaaa…!

Resmen “Ağam bizimle eğleniii…!” 

Bir daha arıyorsunuz Su Arıza’yı:

- “Efendim bu kez ana boru patladı. Arkadaşlar yapmaya çalışıyorlar. Su epeyi geç gelir. Saat 16.00’yı bulur.”

(Laf aramızda(!) akşam saat 22.00 oldu, halen sular gelmedi. Son aldığımız bilgiye göre sabaha karşı gelecekmiş! Ekiplerin çalışma yaptığını not edelim.)

Uzun lafın kısası… Karaelmas, Bahçelievler, Mithatpaşa, Terakki, derken şehrin büyük bölümüne Cuma günü su verilemedi.

Tabi ki kul yapısıdır; bozulabilir, patlayabilir. Bunlar hayatın doğal akışı içinde yaşanabilecek şeylerdir. Ancak peş peşe 3 gün boyunca su kesintisi normal bir şey değildir.

YETER ARTIK!

-Tepki gösterene “Geçmişte sesiniz niye çıkmıyordu” diyorlar.

-
Sessiz kalana “Önceki dönem cırlıyordunuz, şimdi niye sesiniz çıkmıyor?” diyorlar.

Hepsini bir kenara bırakarak şehrimizin yöneticilerine buradan çağrı yapıyorum:

Lütfen, bu şehir için bir şeyler yapın!  

Vaat vermeyi, özür dilemeyi, ziyaretleri, törenleri, kutlamaları bırakın!

Yeter artık, icraata başlayın!

GEÇMİŞ OLSUN

Hafta başından bu yana bölgemizi etkisi altına alan yoğun yağmur yağışı sonrası sel afeti meydana geldi.

İlkin Alaplı Sarıkadı köyünde hayvanlar telef oldu, vatandaşlar evlerinde mahsur kaldı. Fındık bahçeleri zarar gördü. Jandarma ve itfaiye ekiplerinin özverili çalışmaları neticesinde vatandaşlarımız kurtuldu. Allah’a şükür can kaybı olmadı derken, komşumuz Bartın Hasankadı’da iki can gitti. 10 yaşında bir yavrumuzu ve yaşlı bir amcamızı sele kurban verdik.

Ailenin acısı büyüktü.

Acılı babanın ve yavrusunu elinden kaçıran annenin feryatları yürek dağladı.

Allah sabırlar versin.