Zonguldak, Pazar günü Şehir Stadı’nda oynanan şampiyonluk maçında 90+2’de yediği golün şokunu hala yaşıyor…

Göstere göstere gelen golden sonra oldukları yere çivi gibi çakılan 15 bin taraftar, o gün olan bitene bir anlam veremiyor…

Futboldan hiç anlamayan sıradan bir vatandaş bile Adliye maçında tuhaf şeyler yaşandığının farkına varmıştır eminim.

Kozlu’dan 3 gol yiyen bir takıma maçın uzatmalarında şampiyonluk kupasını altın tepside sunan Zonguldak, en son yıllar önce Çengelköy maçında yaşamıştı böyle bir coşkuyu…

Bir ara herkes maçı bırakıp kale arkasındaki tribün şovu izlemeye başladı…

Bugün birçok profesyonel takıma bile nasip olmayacak bir taraftar kitlesini arkasına alıp sahaya çıkan Kömürspor futbolcuları, ne sırtlarındaki formanın hakkını verebildi, ne de belki de hayatlarında bir daha göremeyecekleri taraftar desteğinin.

Pazar günü, yaşadığımız süreç, karşımızdaki insanların kültür seviyesi, toplum psikoloji ve diğer etkenleri üst üste koyduğumda maça gitmemem gerektiğini düşündüm. Bunca olaydan sonra tahrik edercesine o stada gitmem hem doğru olmaz, hem de yanlış yorumlanabilirdi…

Ama kimse bu tarihi olaya şahitlik etmemi engelleyemezdi…

Uzun bir aradan sonra elime tele objektifi alıp SSK Hastanesi’nin beleş tepe saflarında yerimi aldım…

Kıvrak bir vücut hareketiyle rakiplerimi sollayıp, bir yandan fotoğraf çekip diğer yandan gazetemizin internet sitesine maçtan notlar aktardım…

Karmaşık duygular içerisinde izlediğim müsabakada, yıllar öncesine, Zonguldakspor’un şaşalı günlerine gittim bir ara… Babamla Zonguldakspor-Galatasaray maçına giremeden geri döndüğümüz  gün geldi aklıma… İnsanlar çıldırmış gibi duvarları aşıp telleri parçalayıp metrelerce yükseklikteki duvardan bu tarihi ana tanıklık etmek için birbirleriyle yarışıyordu adeta…

Başında da söylediğim gibi olası bir saldırıya mahal vermemek için maçı stat dışından izlemek istedim ama… Bela beni orada da buldu yine… Bazen sahiden de paratoner gibi belayı çektiğimi düşünüyorum…

Maçın son saniyelerinde müsabakada çıkan olayları internet sitemimizin editörüne telefonla bildirdiğim sıradan arkalardan bed bir ses; “Mustafa ayıp oluyor ama” demez mi?

Herkesin morallerinin alt üst olduğu bir sırada Arap radyosu gibi araya girip milleti galeyana getirmeye çalışan takoz kafalı, aslında ne kadar tehlikeli bir oyun oynadığının farkında bile değildi…

Zonguldak Kömür Spor Başkanı Salih Demir ve ailesine yakınlığıyla tanıdığım adamın oyunu sökmedi… Kendisine taraftar bulamayınca “Sana yakıştıramıyorum” diye bağırmaya başladı… Gereken cevabı son derece sakin ve nazik bir dille vermeme rağmen art niyetli olduğu için kalabalığı tahrik etmeye devam etti…

Bu tipler hep olmuştur bu şehirde…

Güçlüden yana…

Kraldan çok kralcı…

Zengin yalakası…

Derebeyliğinin paralı askerliğini yapan asalak tipler hep oldu, bundan sonrada olacak!

Oğlum Mustafa, belaya bulaşacağına çalıyı dolaş deyip uzaklaştım.

Dün internet sitemize gönderilen eleştirilerin büyük bir bölümü tepkili ve herkesin kafasında aynı soru işareti vardı…

Birileri koca şehrin geleceğiyle oynadı, 15 bin kişinin gözleri önünde…

Bu tezi Kaan’ın 90+5’de direkte patlayan şutuyla çürütenler de var…

Ama maçın tamamına bakıldığında…

Haftalarca yenilmeyen bir takımın oyun düzeni, hatalı oyuncu değişiklikleri, şampiyonluk maçından bir hafta önce göstere göstere görülen 2 kırmızı kart, ortaya atılan iddialar, sahada yürümekte zorlanan bir Adliye Spor’un  son dakikalardaki inanılmaz çıkışı ve Zonguldak Kömür Sporlu futbolcuların mahalle maçında bile görülmemiş bir ciddiyetsizlikle mücadele edişi akıllardaki soru işaretlerini her geçen gün artıracak…

Ve tarih şu sorunun cevabını bir gün mutlaka yazacak?

Pazar günü Şehir Stadı’nda neler oldu?

Pazar günü bir kez daha gördük ki… Zonguldak futbola, başarıya susamış… Her alanda geriye giden bir şehrin futbol gibi bir bahanesi olmalı mutlu olmak için… Gelin akıllı bir çözüm bulalım… Mesela, son iki haftaya ateş hattında giren Kilimli Belediye Spor’a sahip çıkıp ne pahasına olursa olsun 3’üncü Lig’de tutalım… Takımın adını Zonguldak yapalım. İster başına ister sonuna bir cümle ekleyerek geçmişteki mali yüklerden kurtaralım. Eminim hem Kilimli halkı hem de Kilimli Belediye Spor Başkanı Engin Aygün, bu öneriye sıcak bakacak üzerlerine düşen fedakarlığı yapacaktır…

Bu gün konuşacağımız en gerçekçi çözüm herhalde bu! Bakalım Kilimli cephesi bu öneriye nasıl bakacak?

Sonra… Tribüne “Teşekkürler Sayın Toptan” yazılı bir pankart asarız…

Niye mi? Bilmem başkaları asınca sormayan gazeteciler herhalde biz asınca da soramazlar!