Oldum olası severiz uçmayı! Olağanüstülüğün, olağanı devre dışı bıraktığı bir ülkede yaşıyoruz! Bir gün olağan olaylar, durumlar ve davranışlarla karşılaşırsak şaşırıp kalacağız!
Arkadaşlar alınıp kırılmasın ama İstanbul’dan, Saltukova Havaalanına gelecek THY uçağında yer almak için otobüsle ya da arabasıyla İstanbul’a gidip, uçakla Saltukova’ya gelip, sonra Kamil Koç Otobüsüyle İstanbul’a arabasını almaya giden tanıdıkları görünce aldı beni bir gülmek!
Gelin biraz bilgiçlik taslayayım; isterseniz siz buna ukalalık deyin! Cücük kadar bilincimin bana söylediğine göre, bir havaalanının işlemesi iki nedenle kaçınılmazdır; 1-Zorunluluk, 2-Ekonomik gelişmişlik...
Örneğin; Hakkâri Havaalanı zorunluluktan 7/24 çalışır! Öyle ya; can güvenliği sorunu karayolunu devre dışı bırakmış, İstanbul-Hakkâri arası otobüsle bir buçuk gündür! Bu durumda her açıdan uçak yolculuğu önceliklidir!
Adana, Kayseri, Antalya gibi havaalanları da ekonomik nedenlerle önceliklidir. Kargo uçaklarıyla sanayi ürünleri, yolcu uçaklarıyla turist ve uzun süren karayolu yolculuğundan kaçınanlar için uçakla ulaşım önceliklidir...
 Şimdi size 10 Puanlık bir soru; havayolu ulaşımını zorunlu kılan iki nedenden hangisi Saltukova Havaalanı için geçerlidir?
Bu iktidar, on yedi yıllık devr-i saltanatında; Zonguldak, Karabük, Bartın, Ereğli dörtgenine kaç fabrika kurmuştur?
Filyos Vadisinin liman bölgesinde Ağır Sanayi yatırımları, yukarı bölgelerde Tarımsal Sanayi yatırımları almış başını gitmiş de bizim mi haberimiz yok?
Bu iktidar, on yedi yıllık devr-i saltanatının on beş yılını; “Amasra’ya Termik Santral” yapmak için harcamadı mı? Turizm için kılını kıpırdattı mı?
Arkadaşlar; emekli maaşıyla uçak safahatı yapılamıyor! Bizim emekliler, bahçelerinde yetiştirdikleri sebzeleri, tarlasında yetiştirdikleri buğdayı, mısırı, fasulyeyi, nohudu, ağaçlarda olgunlaşan meyveleri çuvallara doldurup otobüs firmalarına fazladan “Bagaj Ücreti” ödeyerek; İstanbul, Bursa, Soma, İzmit gibi şehirlerdeki oğluna, kızına, torunlarına göndererek açlıkla savaşına destek oluyor. Olmadı, kendisi gidip emekli maaşıyla onların ev kirasına destek çıkıyor! THY’nin bagaj haddi ne kadar? 18 Kilo mu, 30 Kilo mu?
Üstte dedim ya biraz bilgiçlik taslayayım... Bu sıcak aşa soğuk su dökme oyunbozanlığım için peşinen özür dilerim! Var olan gerçeklikle, sizin gördüğünüz tablo aynı değil!
Lütfen, Reis’in buradaki temsilcileri aracılığıyla sezon açılışında deve kurban eden ve Arda Turan transferleriyle bir şeyler (!) yapmaya çalışan THY Yönetimine söyleyin de, Düsseldorf-Saltukova seferlerini çoğaltıp fiyatları biraz aşağı çeksinler. Hatta Münih-Saltukova, Berlin-Saltukova, Frankfurt-Saltukova, Brüksel-Saltukova, Amsterdam-Saltukova seferlerini başlatsınlar. İnanın dolu gelip dolu gidecek ve güzel paralar da kazanacaklar!
Alan bilgisi olmadan benim söyleyeceklerim bunlar. Alan bilgisi olanlar, yani havayolu taşımacılığını iyi bilenler, içinde sinkaflı sözcükler olan cümleler kuruyor. Ben biraz dinleyeyim dedim; direnemedim! İsterseniz bir de siz deneyin.
Büyük üstat rahmetli Ruhi Su, “Yunus Divanı”nda türküyü şöyle yineliyor; “Deli idik; uslandık / Piştik elhamdülillah!
Üstadın izniyle dizeyi değiştiriyorum; “Bekler idik; taçlandık / Uçtuk elhamdülillah!
 Vallahi, ahval ve şerait aynen böyledir. Arz ederim!
 
TEŞEKKÜRLER...
Daha önce; “Sıkılırsanız elektronik posta adresime yazmanızı rica ediyorum. Dilbaz olduğum gibi; susmasını da bilirim!” diye yazmıştım.
Yazdığım yazıların okunurluk sayıları beklediğim düzeyde. Kimi kez şaşırtıcı yükselmeler bile oluyor! İlginiz için teşekkür ediyorum! Hadi, iktidarın eski sloganını tersyüz edeyim; “Susmak yok; yazmaya devam!